24 Kasım 2011 Perşembe

KADININ DİLSİZİNDEN BİLE KORKUN!

Keşan’ın sorunlarını yazdık, yazdık… ama hepsi satırlarda ve akıllarda kaldı… Bizim idareciler öyle geniş ki, sorunların üstüne gidip çözmeyi hiç denemedi… Mülki amirimiz strateji peşinde, Başkanımız cümbüşte…
Doğal olarak biz Keşanlılar da sorunlarla yüz yüze…
Anlayacağınız erkekler hiçbir işin üstesinden gelememekte… Onlara vereceksin alkolü, karşısına da bir hatun, bütün dünya onların(!) Ancak hatunların da boş(!) olanı… cahili… pasifi… boyalı güzeli…
Ama ya akıllısı… Aktifi… Boyasız güzeli… İşte onlarla baş etmek hiçbir erkeğin haddi değil…
Geçenlerde bir arkadaşla sohbet ediyorduk… Birden sohbetimize el kol hareketleriyle sağır ve dilsiz olan arkadaşımız ortak oldu… Bu arkadaşımızın eşi de sağır ve dilsizdi… Yaka silkti birden ve eşinden yakındı… Eşi için ‘başımın etini yiyor(!)’ dedi… Birden duraksadım… ‘Vay be’ dedim… Adam sağır ve dilsiz, kadın sağır ve dilsiz… Ama sağır ve dilsiz bir kadın, yine sağır ve dilsiz olan adamın beynini yemeyi becerebiliyor… Anlayacağınız kadın eğer kadınsa dilsizinden bile korkun! Adamın başını da yer, canını da yer, beynini de yer, parasını da yer ama… her işi de çözer…
O nedenle de bir an önce Keşan’daki idareyi erkeklerden alıp, kadınlara geçirmeliyiz... A partiye, B partiye gerek yok… kadınlar olsun yeter…
Yoksa çevre ilçelere de kötü örnek olmaya başlamışız… Uzunköprü’deki meyhaneler de ayaklanmış, hepsi kendilerine birer hatun yapmış… ‘Bizim erkekler de Keşan’a kayıyor, paraları oraya bırakıyor’ diye, Uzunköprülüler de strateji(!) geliştirip, cümbüşe(!) başlamış…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder