23 Kasım 2011 Çarşamba

BİZ SADECE ŞOV YAPMAYI SEVİYORUZ…

Bölücü terör örgütü tarafından, 18 Ekim’i 19 Ekim’e bağlayan gece saat 01.00 sıralarında gerçekleştirilen Hakkari Çukurca’daki hain saldırıda
24 askerimiz şehit düştü ve 18 askerimiz de yaralandı. Bölücü örgüt tarafından yapılan bu saldırı, tüm yurtta olduğu gibi, Keşan’da da yürüyüşle protesto edildi. Siyasi partiler ve bazı yetkililer saldırıyı verdikleri demeçlerle de kınadı.
Ateş düştüğü ocakları yaktı, yakmaya devam ediyor ve edecek de… Türk milletinin yüreğini dağladı bu hain saldırı… TBMM hain saldırıya odaklanıp, diğer konulara kapandı… 3-5 gün herkes hain saldırıyı konuştu…
Şimdi mi?…
Bundan önce yapılan saldırılar ve yüzlerce şehidimizin unutulduğu gibi, bu saldırı da unutulup gidecek… Ta ki bundan sonra yapılacak saldırıya kadar… Arada bir konuşulacak, dile getirilecek ama binlerce kişi meydanları doldurmayacak…
Biz sadece “Şov yapmayı seviyoruz” çünkü… Dizi filmleri seyrede seyrede sadece şov yapmaktan anlar olduk… Hayatımızı bile izlediğimiz dizi filmlere uyarlamakla vakit harcıyoruz… Dizilerdeki Ahmet’ler, Ayşe’ler bizim için daha önemli olmaya başladı… Diziden diziye atlamaktan ülkede neler oluyor, nereye gidiyoruz, bizi nasıl bir gelecek bekliyor göremiyoruz… Biz diye çoğul konuşuyorum ama genelimiz böyle çünkü. Ben televizyon hiç izlemem, dizi seyretme alışkanlığım hiç yok… Benim gibi de birçok izlemeyen kişi vardır ama çok azınlıkta… Gece sohbet için birini arasam, mutlaka herhangi bir dizinin en heyecanlı sahnesini yakalıyorum! Ve bu geceler hiç bitmiyor… Ne geceler, ne saatler… Herkes dizilere ve o bitmez heyecanlı sahnelere odaklanmış vaziyette… Ve en önemlisi de günü birlik yaşayan bir toplum olduğumuz için acılarımızı bile günübirlik yaşar olduk sadece…
Keşke o dizi filmlere ayıracağımız vakti, her gece meydanlara ayırsak… Bu kenetlenmeleri gün ve geceler boyunca yapsak… O zaman ben inanıyorum ki ne terör kalacak, ne de askerlerimiz şehit olacak… Ancak bu yürek, bu cesaret, bu sabır var mı bizde… Neye cesaret gösterebildik, neye yürekli davranabildik, neye sabredebildik ki… Sustuk, susturulduk, susturuldukça daha çok hakkımız elimizden alındı… Hak, adalet, özgürlük… Hiçbirine inanmıyorum… Ülkede ne hak kalmış, ne de adalet…





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder