9 Mart 2014 Pazar

YEDİ GEMİ YETMEDİ BİLAL OĞLAN FİLOYU YÜZDÜRDÜN!


Kutular açıldı Bilal Oğlan
Paralar saçıldı
Varın bakın adaletli(!) baba
Oğlunu akladı...

            Avro mu istersin Bilal oğlan
            Yoksa dolar mı
            Çalıp çırpmadan Bilal oğlan
            Testi dolar mı

Bizi koyun sandı baban
Kattı önüne
Haram olsun sana Bilal oğlan
Dursun ümüğüne

            Avro mu istersin Bilal Oğlan
            Yoksa dolar mı
            Helalinden abe Bilal oğlan
            Testi dolar mı

Yakışır mı size Bilal oğlan
Milleti soymak
Bize soğan ekmek Bilal oğlan
Size bal kaymak

            Avro mu istersin Bilal oğlan
            Yoksa dolar mı
            Verdiğiniz maaşla Bilal oğlan
            Testi dolar mı

Yedi gemi yetmedi Bilal oğlan
Filoyu yüzdürdün
Sinir ettin beni Bilal oğlan
Bu türküyü düzdürdün

            Avro mu istersin Bilal oğlan
            Yoksa dolar mı
            Helalinden abe Bilal oğlan
            Testi dolar mı
<Devamı Önder gazetesinin yarınki (10 Mart 2014) saysında...>

2 Mart 2014 Pazar

ÖĞRETMEN ‘İĞNE’ DER, ROMAN ÇOCUK ‘BABAMIN EROİNİ!’ DİYE CEVAP VERİR...


1 Mart 2014 Cumartesi.. Gazetemize gelen bir Roman kadını, ‘Neşe Tosun kim’ diye sordu... ‘Buyurun benim’ diye cevap verdiğimde, ‘İçimdekileri dökmüşsün, hani hapla ilgili bir yazın var ya, okudum. Ne düşünüyorsam aynısını yazmışsın. Allah razı olsun. Gazeteyi saklıyorum, herkese de okutuyorum.’ dedi.
Aynı gün İstanbul Teknik Üniversitesi Gönüllüler Kulübünün “Umut Okulu Projesi” kapsamında Siğilli İlköğretim Okuluna yaptıkları ziyarete birebir şahit olmuş, o samimi kaynaşmayı, ortaya çıkan tabloyu görmüştüm...
Haberine gazetemizde yer verdik ama gözlemlerimi de sizlerle paylaşmak ve özellikle Roman aileleri ile Romanlara sahip çıkması gereken kurumların dikkatini çekmek üzere bunu kaleme almak istedim...
Okul bahçesine gelen otobüsten, yüzleri boyalı, palyaço ve çocukların ilgisini çekecek kıyafetli gençler indi... ‘Hoş geldin’ faslı falan yok haa, direkt kendilerini okul bahçesinde bekleyen çocuklara yönlendiren bu gençler, 3-4 dakika içerisinde sanki 40 yıldır Roman çocuklarla bir arada yaşıyormuş gibi kaynaştılar, sarılıştılar, öpüştüler ve hemen oyunlara başladılar... Roman çocukların şaşırmasına bile gerek kalmadı, hiç onlara o şaşkınlığı yaşatmadılar... Sadece ilgiye, sevgiye, samimiyete o kadar çok ihtiyaçları olduğunu hissettiğim bu Roman çocuklarına, dakikalar içinde hepsini birden verebildiler... Bu gençlerin medyatiklik gibi bir düşünceleri yoktu, o anı görüntüleyebilmek için epey bir çaba sarf ettim... Çünkü öylesine kaptırmışlardı ki kendilerini birlikteliğe, o çocuklara dolu dolu sevgi ve şefkat göstermeye benim fotoğraf çekebilmek için uygun görüntü almam umurlarında değildi bile... Onlar üstlendikleri ‘gönüllülük’ işini en iyi verme çabasındaydılar.. Projenin sorumlusu bana 1 dakikasını ancak ayırabildi, o da yine bir Roman çocuğu ile oyun oynadığı esnada... Yani ‘bir görüntünüzü alayım’ bile diyemedim çünkü vaktini çaldığımı düşüneceği için endişeliydim... Ve vaktini çalmadım da... Okul bahçesinde şaşkın gözlerle olup biteni izleyen bir grup daha vardı... Onlar da bu Roman çocukların aileleriydi... Şaşkındılar ama bir yandan mutluluk da gözlerinden okunuyordu... Onların çocuklarına gösteremediği ilgi ve şefkati, kilometrelerce uzaktan gelen, çocukları ile hiçbir kan bağları bulunmayan, kültürlü, pırıl pırıl gençler dakikalar içinde verebilmişti... Bu ekibi yürekten kutluyorum... Sizi dinlemek ve habere çok daha fazla yer vermek isterdim ama gönüllülüğünüzü bozmak ve Roman çocukların belki de çok uzun süre bir daha yaşayamayacağı bu mutluluğundan vakit çalmak istemedim... Siz projenizi hayata geçirirken, okul idaresi dışında hiçbir yetkili yoktu, doğru olan da buydu... Siz kendinizi göstermeye değil, sevgi ve şefkat vermeye gelmiştiniz... Allah umut yolculuğunu açık etsin, bu ülkenin başından da sizin gibi yürekli gençleri eksik etmesin...
Ve şimdi ilgililere seslenmek istiyorum: <Devamı Önder gazetesinin yarınki (3 Mart 2014 Pazartesi) sayısında...>