24 Şubat 2014 Pazartesi

KIZANLAR GELECEĞE ‘HAP’LA BAKIYOR!


Keşan İlçe Emniyet Müdürlüğü “Kızanlar Geleceğe Umutla Bakıyor” projesi hazırlamış, Emniyet Genel Müdürlüğü de projeyi onaylamış... Keşke onay vermeden önce bir de bana sorsaydılar... O zaman emniyetin proje hazırlamaktan öte, önce asli görevlerini yerine getirmesi tavsiyesinde bulunurdum kendilerine... Suçu aza indirmek, suça meyil verecek durumların ortadan kaldırılmasından ziyade, var olan suçun önlenmesini isterdim önce...
Anneler, babalar, ablalar, ağabeyler, amcalar, teyzeler, halalar, dayılar, dedeler, anneanneler ve babaanneler... Hepinize birden sesleniyorum: Çocuklarınızı; Keşan’dan, Keşan’da yaşamaktan uzak tutun... Eğer bu imkanınız yok ise de çok sıkı takibe alın... Çünkü emniyetin bir halt yiyeceği yok... Bunu çok samimi söylüyorum... İster kızsınlar, ister kırılsınlar, ister bağırsınlar... Keşan’da uyuşturucu kullanım oranı her geçen gün artıyor... Artmakla beraber, ele geçirilmesi de hiç zor olmuyor... Çocuğunuzun canı ‘hap’ içmek mi istedi, hiç sorun yok, 10 dakika içinde midesinde!.. Nerden mi temin ediyor? Her yerden... Adres ve noktalar belli... ‘yok’ diye bir şey de yok... Her daim hazır o haplar... Canı sıkılan, morali bozulan, sevgilisinden ayrılan, ailesi tarafından azarlanan, öğretmenine kızan, değişiklik isteyen, atraksiyon arayanların elinin altında... ‘gel hap gel, benden güzel var mı seni içen!’ diyorsunuz ve midenize indiriyorsunuz... ‘Benim çocuğum içmez’, ‘bizim aile yapımıza ters’, ‘katiyen benim çocuğumun böyle bir alışkanlığı olamaz’, ‘olsa kesinlikle anlardım’ gibi yaklaşımlarla çocuklarınızı boşlamayın... Çocuğunuza en mükemmel hayatı sunmuş olabilirsiniz, en iyisini yedirip, en güzelini giydirebilirsiniz, aile şefkati veriyor olabilirsiniz, arkadaş çevresinin çok mükemmel olduğunu düşünebilirsiniz, hiçbir şeyden mahrum etmediğinizi zannedebilirsiniz... Ama sakın ‘hap’ kullanma ihtimalini göz ardı etmeyin...
Emniyet mensupları; şimdi de size sesleniyorum: Proje hazırlamaktan önce, bakın bir çevrenize... Paşayiğit Caddesi’nden dalın içeriye, İki Minareli Çarşı Camisi’nin arka sokaklarına, kafelere, barlara, yolda gezen torbacılara... <Devamı Önder gazetesinin yarınki (25 Şubat 2014 Salı) sayısında...>

20 Şubat 2014 Perşembe

VEDAT MATRİX OLMUŞ!


Şu CHP’lilerin yediği halta bakar mısınız?.. AK Parti’lilere madara oldular... Hem de öyle böyle değil... 2 gündür AK Parti’liler telefonumu koparıyor, ‘Vedat Matrix olmuş!’ deyip şamata yapıyor... Bir iki tanesine ‘sizin Supermanlığınızdan özendiler, onlar da matrix oldular’ dedim ama, dalga geçenler artınca da mecburen toplu cevabı sakladım yazıma...
CHP Keşan Belediye Meclisi aday listesinin İlçe Seçim Kuruluna teslim edildiği saatlerde CHP’lilerin Hükümet Konağı önündeki arbedelerini, AKP’liler de Atatürk Parkı’nda çaylarını yudumlayarak izlemişler... Döven de CHP’li, sopayı yiyen de CHP’li diye birbirleriyle gülüşmüşler... Bir ara CHP İlçe Başkanı Vedat Koyuncu’nun havalandığını görenler, ‘Aaa Vedat Matrix oldu!’ diyerek, pek keyiflenmişler... ‘Bunlar kendi içlerinde kanlı bıçaklıyken, Keşan’ı nasıl yönetmeyi düşünüyorlar’ diye kendileri nimetten saymışlar!.. Anlayacağınız iç kavgalarını Keşan’ın göbeğinde yapan CHP’liler bütün Keşan’a madara olmuşlar, itibarlarını yitirmişler ve rezilliklerini sergilemişler... İyi halt etmişler!.. <Devamı Önder gazetesinin yarınki (21 Şubat 2014) sayısında...>

12 Şubat 2014 Çarşamba

MAL VARLIĞINDAKİ 4’TE 3 AZALMANIN SORUMLUSU KİM?!


Vatandaşımın biri, mesleği pazarcılık olan ve geçimini limon satarak sağlayan biriyle sohbet etmiş... Bu limon satan kişi, evli ve 2 çocuk babası imiş... Evi-arabası varmış, çocuklarının biri yüksekokul eğitimi görmüş, diğeri de lise eğitimine devam ediyormuş... Eşi çalışmıyor, aileden ise kalan herhangi bir malvarlığı yokmuş...
Limoncu ile sohbet eden bu vatandaşım da bir hayli meraklanmış ve ‘Limon satarak ev ve araba sahibi olacaksın, 2 çocuk okutacaksın ve aileden kalan miras ve destek yok.. Bunun sırrı nedir?’ diye sormuş... Limoncu bu soruya böbürlenmeden ‘çalışmak ve idareli gitmek’ şeklinde cevap verince, vatandaşım limoncuya ahiret soruları sormaya başlamış...
Vatandaşım: Alkolle aran nasıl?
Limoncu: Kullanmam...
Vatandaşım: Hovardalık var mı?
Limoncu: 26 yıllık evliyim, eşimden başkasını gözüm görmedi...
Vatandaşım: Eğlence hayatın nasıl, kahvehane kültürün var mı?
Limoncu: Ne eğlence ne de kahvehane kültürü... Evimden pazara, pazardan evime...
Vatandaşım: Çocuklarına günde kaç lira harçlık verirsin?
Limoncu: İhtiyaçları kadar veririm ama yine de yarısını harcar, yarısını da kumbaralarına atarlar...
Vatandaşım: Sizinkisi de yaşamak mı kardeşim?!
Limoncu: Evet... İdare ederek, ayağını yorganına göre uzatarak yaşamak...

                                                 ***
Vatandaşım limoncu ile yaptığı bu sohbeti bana anlattı ama benim sizlerle paylaşma sebebime gelince; CHP’den Keşan belediye başkan adaylığı kesinleşen Keşan Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Özcan’ın, 11 Şubat 2014 Salı günü CHP Keşan İlçe Merkezi’nde gerçekleştirdiği toplantı sırasında dikkatimi çeken ve gazetemizin dünkü sayısında da manşetten verdiğimiz “Mal varlığım 4’te 3 azaldı” ifadesi oldu... <Devamı Önder gazetesinin yarınki (13 Şubat 2014 Perşembe) sayısında...>

10 Şubat 2014 Pazartesi

TRAKYA’YI B.K’LADILAR!..


CHP, Trakya’daki bazı il ve ilçelerde Belediye Başkan Adayını açıklama kararını 9 Şubat’a ertelemişti. Ne hikmetse Trakya’daki bazı yerler için ince eledi sık dokudu ve sonunda; boyadı!... Hem de ne boyamak!..
Çok şükür Türkiye haritası üzerinde ampul olmayan iki yerden biri Trakya idi, Genel Merkez sayesinde Trakya’nın da elektriği kesilip, ampule geçilmesine öncülük edildi...
Şimdi, siz kıymetli okuyucularım; kendinize nescafe mi yaparsınız, bir Türk kahvesi mi ateşe koyarsınız yoksa demli bir çay mı yudumlarsınız bilmem ama sabırla okuyun yazdıklarımı... Hatta CHP’lilerden; kalp rahatsızlığı olanlar kalp ilacını içsin, tansiyon hastaları tansiyon ilacını almadan okumayı denemesin, psikolojik sorunları olanlar da önce psikologdan onay alsın!.. Yoksa sorumluluk kabul etmem bilesiniz...
Ben, önceki gece Edirne geneline kına dağıttım ya, dün sabah erkenden de 100 kilo kına Genel Merkeze yolladım!.. Bayağı masraflı oldu benim için ama 31 Mart sabahı onlara çok lazım olacağı için bu külfete katlandım!..
Öncelikle İpsala’daki CHP’lileri kutlamak istiyorum... İpsala yıllardır hep yerinde sayan küçücük bir ilçe ama insanları yerinde saymamış, medeniyet ve demokrasiyi içlerine yerleştirmiş... Ancak hem Belediye Başkan Adayı hem de Belediye Meclisi adayları için sandık koydu, demokrasiyi konuşturdu... Kıskançlık oldu mu? Oldu... Ama kırgınlık, küskünlük... Olmadı... Başarılı olan kıskanılır ama küsülmez, kızılmaz... O anlamda İpsalalılar gerçek Cumhuriyet Halk Partiliye yakışan bir tutum içerisine girdi... Ola ki İpsala’da CHP kazanamasa bile demokrasinin kazandığı kesindir...
Şimdi gelelim Trakya’daki bazı il ve ilçelerin aday belirleme yöntemine... Bir kere Genel Merkez en başından beri yanlış yaptı... Eğer senin birden fazla adayın varsa; sandığı koyup demokrasiyi çalıştıracaktın ve partililerini parçalamayacaktın... Ama bunu yapamadı ve AK Parti’nin ekmeğini kaymakladı, yağladı, balladı ve Trakya’yı yabana attı... Hem de ne atıştı... 9 Şubat’ta ard arda attığı bombalarla katliam yarattı...
CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, MYK ve PM üyeleri... 31 Mart sabahı sakın kınalanmayı ihmal etmeyin... Özellikle 100 kilo gönderdim ki, rahat rahat yetsin, sıkıntı çekmeyin ve görünecek hiçbir yeriniz kalmasın ki, tanınmayın!
Nerden başlayayım ki, şaşırdım... Kırklareli mi Edirne mi Keşan mı? Bu arada Sağlık Bakanı Sayın Müezzinoğlu size de iki çift sözüm olacak, sakın alınmayın...
Öncelikle Kırklareli ve Edirne için yorumum... Kırklareli’nde 4 aday adayınız, Edirne’de 7 aday adayınız vardı... Sandık koyamadığınız bir yana, içlerinden biri için bile tercihte bulunamayıp, milletvekillerini aday gösterdiniz... <Devamı Önder gazetesinin yarınki (11 Şubat 2014 Salı) sayısında...>