11 Ekim 2013 Cuma

MÜJDE’YE GEL MÜJDE’YE!..


Vallahi ne diyeceğimi bilemiyorum... Sağlık Bakanımız Sayın Mehmet Müezzinoğlu’nun 13 Ekim Pazar günü Keşan’a geleceği bilgisine ulaştığımdan beri, allaya pullaya bugüne girmesi için hazırladığım köşe yazısı çöpe gitti! Birileri Sayın Bakanımızın kulağına belki fısıldar diye, Keşan’daki doktor sıkıntısını dile getirip, doktor takviyesi isteyecektim ilçemize... Ancak dün, Edirne Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Op. Dr. İlhan Açıkgöz, Op. Dr. Hüseyin Kutluay, Keşan Devlet Hastanesi Yöneticisi Op. Dr. Nurettin Alparslan ve Hastane Müdürü Tahir Özçınar’ın katılımıyla yapılan basın toplantısında, ‘müjde’ verilmiş Keşan halkına...
Görülme sıklığı 10 binde 8 olan Slokyoz hastalığı varmış, artık Keşan’da da ameliyatı yapılıyormuş... Yani Keşan’ın, hatta bölge nüfusunu da abartılı tutsak ve 150 bin desek, ‘15 kişiye müjde’ demek oluyor bu açıklama... O da ya çıkarsa!..
Sağlık konusunda hassas davranmak ve milyonda hatta milyarda bir çıkma ihtimali olan bir hastalık için bile önem verilmesi gerektiğine inananlardanım ama...  yapmayın ya Allah aşkına....
10 kişiden 8’inde olan, 100 kişiden 90’ının sıkıntısı bulunan, 50 kişiden 50’sinde de her an çıkma olasılığı muhtemel hastalıklar için vatandaşlarımız oraya buraya yollanırken; görülmesi 10 binde 8 olan bir hastalığın Keşan’da ameliyat edilecek olması ‘müjde’ diye lanse edilebilir mi sizce...
Her an olası kazalar için kazazedelerin sevki yarıştırılırken, bir diş çekimi için hastalar Edirne’ye sevk edilirken, Edirne ve Tekirdağ’daki ismi lazım olmayan hastanelerde Keşanlılar ciro patlaması yaptırırken, bu ‘müjde’yi vermek reva mı <Devamı Önder gazetesinin yarınki sayısında...>

2 Ekim 2013 Çarşamba

DEVLET HASTANESİ KAŞIKSIZMIŞ!


Dün gazetemizin telefonu çaldı... Arayan, Keşan Devlet Hastanesinde tedavi gören bir diyaliz hastasıydı... Telefonu açtığımda karşı taraftaki sesten ilk önce ‘hastayım’ daha sonra da ‘Keşan Devlet Hastanesi’ kelimelerini duydum... ‘Tamam’ dedim kendi kendime... ‘Yine bir hasta gitti hastaneye, doktor sıkıntısını dile getirecek bize.’ Tam da ‘yine mi doktor yok’ diye bir cümle çıkacaktı ki ağzımdan, ‘kaşık yok!’ gibi bir kelime duydum telefonun ucundan!.. ‘Pardon, duyamadım, tekrar alabilir miyim şikayetinizi’ dememe kalmadan, cacık yanında çatal verilen hasta patladı birden!
Keşan Devlet Hastanesinde diyalize giren ve tedavisi sonunda hastanede yemek yiyen bir hasta, 2 gündür kaşıkla yenecek yemeği çatalla yemeye mecbur bırakılıyormuş... Kaşık istediğinde ise kendisine, ‘kaşık yok’ deniliyormuş... Dün de diyaliz sonrası gelen mönüde cacık varmış... Cacığı da çok seven bu hasta, yanında çatal olunca ısrarla ‘kaşık’ demiş... Yine ‘kaşık yok’ karşılığı alınca, önce kâsedeki cacığı pet bardağa boşaltmış, sonra içmiş, ardından da telefona sarılıp gazetemizi aramış...
Hastanede doktor olmadığı şikayetlerine sık sık rastlıyordum da, ‘kaşık yok!’ muhabbetini ilk kez duydum valla... Bu sanırım bölge milletvekilimizin Sağlık Bakanı olmasının kerameti olsa! <Devamı Önder gazetesinin yarınki (3 Ekim 2013 Perşembe) sayısında...>

İKİ ELİMDE ARMUT AMA ÖĞRENCİLER MAĞDUR!


2013-2014 eğitim öğretim yılının 3. haftasında Keşan’da eğitimdeki eksiklikler çorap söküğü gibi gelmeye başladı...
Dünkü gazetemizde, Küçükdoğancalı öğrencilerin taşıma ile ilgili sorunlarının yer aldığı haberden sonra, veliler telefonları kopardı! Ahmet Yenice İlkokulu 3/A sınıfının yarısı boşalmış... Sınıfa yeni bir öğretmen verilmiş ancak geçici kadroyla görevlendirilmiş! Öğrencilerinin eğitime başlamalarının 3. yılında öğretmen değişikliğine uğrayan bu veliler, 3. yılın 3. haftasında yeniden öğretmen değişikliğine gidilince, ‘yap-boz’dan kafalarının tası atıp, çocuklarını başka okullara nakletmiş... Çoraplar tek tek sökülmeye başlayınca da veliler, mektuba sarılmış, Keşan’ın mülki amiri Sayın Kaymakamımız Bekir Dınkırcı’dan eğitim sistemindeki düzensizliğe el atmasını istemiş...
Ne diyeyim, Sayın Kaymakamımız bu aralar Deveci armudu başta olmak üzere bölgedeki meyvecilik, seracılık ve hayvancılıkla ilgilenmekte! Bol bol meyve ve sera bahçelerinin yanında, çiftlikleri gezmekte! Tabiî bunu yaparken de bölgenin ekonomisini ve katmadeğerini düşünmekte... Aslında bu ‘yap-boz’ sistemli, 4+4+4’ün çocuklarına verilecek eğitimin belki de geleceğini görmekte... <Devamı Önder gazetesinin yarınki (3 Ekim 2013 Perşembe) sayısında...>

1 Ekim 2013 Salı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILINA NE KADAR DA HAZIRLIKLI BAŞLAMIŞIZ!..


2013-2014 eğitim öğretim yılının 3. haftasında; ne kadar hazırlıklı, planlı, programlı ve eksiksiz bir eğitim dönemine girildiği gün yüzüne çıkmaya başladı!
Daha ilk günden dile getirilen bazı okulların sınıflarındaki öğretmen sıkıntısı, şimdilerde ise şaha kalktı!.. Sadece öğretmen sıkıntısı mı? Tabiî ki, hayır...
Küçükdoğanca’da 3 haftadır gözyaşı döken öğrenciler, daha okullarına hiç gidememişler... Ahmet Yenice’de öğrenciler, ‘öğretmen yok’ denilip, evlerine gönderilmişler... Raşit Efendi İlkokulundaki 1. sınıfların birinde 15-16 öğrenci varken, diğer 1. sınıflarda ise 7-8 öğrenci varmış... Neymiş efendim, o öğretmen çok iyiymiş, torpilli öğrenciler de o sınıfa yerleştirilmiş... Eğitimde demokrasi anlayışının ta kendisi bu olsa gerek! Yine Keşan Endüstri Meslek ve Teknik Lisesinin kantini henüz faaliyete geçmediği için ihtiyaçlarını okul dışından karşılayan öğrenciler, aynı zamanda sigara ihtiyaçlarını da gideriyormuş! <Devamı Önder gazetesinin yarınki (2 Ekim 2013 Salı) sayısında...>

BENDEN SAĞLIK BAKANINA MEKTUP!


Sayın Sağlık Bakanımız Dr. Mehmet Müezzinoğlu’ndan birçoğunuza olduğu gibi bana da bir SMS geldi dün... Hatta bir değil, iki tane...

Sayın Bakanımız mesajında şunları kaydetmiş:

“Sağlık için sokaktayız! Mutlu ve daha sağlıklı bir yaşam için bütün vatandaşlarımızı, 3 Ekim Dünya Yürüyüş günü ve her gün yarım saat yürümeye davet ediyorum. Sağlık ve mutluluk dileklerimle. Dr. Mehmet MÜEZZİNOĞLU Sağlık Bakanı”
Şimdi ben de Sayın Sağlık Bakanımıza mektupla cevap vereceğim...
Sayın Bakamın, sanıyorum bu mesajı yanlışlıkla bana attınız! Çünkü ‘Demokratikleşme Paketi’ adı altında, sizin de mensubu olduğunuz Hükümet tarafından açıklanan paket içinde bana faydası olacak hiçbir şey yok... Daha doğrusu paketin içi bom boş! Bende büyük hayal kırıklığı yaratan bu paketten sonra, nasıl mutlu olmamı ve sağlıklı bir yaşam için yürüyüş yapmamı bekliyorsunuz!
Hem sokaklara dökülmek için gerekli izni aldınız mı? Çünkü son dönemde yapılan yürüyüşlerde, vatandaştan çok polis oluyor caddelerde! Bu yürüyüşe TOMA, tazyikli su, çelik kuvvet desteği olacak mı önce onu haber verin bize!<Devamı Önder gazetesinin yarınki (2 Ekim 2013 Salı) sayısında...>