25 Kasım 2011 Cuma

İŞİMİ BAŞKASINDAN MI ÖĞRENECEĞİM…

Bu aralar herkes gazetecilik mesleğine özenir oldu. ‘Bak falanca yerde bir şey olmuş’, ‘Kaza oldu haberin var mı?’, ‘Binaya bak cadde üzerinde kaç katlı, yarısı kaçak yazsana’, ‘Ambulans geçiyor, görmüyor musun?’, ‘İstanbul 1 lira olmuş habere bak!’… Örnekleri çoğaltmak mümkün tabii ki… Vatandaşım gazetecilere yardımcı olmak adına ne duyarsa, bilgi vermeye çalışıyor tüm iyi niyetiyle… ‘Haber benden, sen git yap araştırmanı’ diyor, doğru ve etik bir şekilde… Hepsine de teşekkürler; yanımızda olduklarını bildiğimiz düşüncesiyle…

Ancak geçtiğimiz günlerde bir olay yerinde fotoğraf çekmeye çalışırken, jandarma tarafından yapılan bir açıklama tüm sinirimi tepeme çıkardı.

Daha önce de aynı durumla karşılaşmıştım ama bizzat karşılıklı görüşerek, yapılan davranışın yanlışlığını izah etmiştim kendilerine…

Kusur bende diyorum. Çünkü izahatta kusur edip, hatalarını tam anlatamamışım sayın jandarma ekiplerine...

Olay yerine giden ve olayın başından sonuna kadar takip eden bir gazeteciye; “Sizin fotoğraf almanıza gerek yok! Yarın gelin istediğiniz kadar fotoğraf verelim size…” ifadesi kullanmak, bana göre; “Siz bu işi yapamıyorsunuz, makinanızı bırakın…” demektir…

Sayın jandarma ekipleri, biz işimizi zekamız ve bilgimiz elverdiği ölçüde yapıyoruz. 

Severek, canı gönülden, her şeyi göze alarak, doğru bildiğimiz yoldan şaşmadan yapıyoruz işimizi… Fotoğraf çekerken; jandarma şapkasını takmış mı, takmamış mı, yeleğini giymiş mi, giymemiş mi? takıntılarıyla ilgilenmiyoruz. Olay anını ve olayın özündeki kişileri en iyi şekilde görüntülemeye çalışıyoruz… Siz şapkanızı ve yeleğinizi eğer şart olup giymemişseniz, bu; “Bir gazetecinin olay yerine fotoğraf makinesiz; bir doktorun ameliyata neştersiz, bir öğrencinin okula kitap-deftersiz; bir avukatın davaya dosyasız” gitmesine benzer… İşimi nasıl ve ne şekilde yapacağımı sizden öğrenecek değilim… İlginiz için teşekkür eder; şapkalı ve yelekli günler dilerim!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder