21 Aralık 2014 Pazar

YAŞANMIŞ ALDATMALAR...

   
     Çok enteresan... Ne zaman aldatma ile ilgili köşe yazısı yazsam, bayanlardan çok erkeklerin ilgisini çekiyor ve bana telefonla ulaşıyorlar tebrik etmek adına... Çok iyi alt ediyorlar ya(!), bir de ‘çok doğru, tebrik ediyoruz’ demeyi ihmal etmiyorlar...     Ayrıca erkeğin her türlü durumundaki sorumlusunun da kadın olduğu görüşüne katılıyorlar... Anlayacağınız kendilerini ‘vezir de rezil de edenin’ kadın olduğunun bilincindeler... Bu yönde yeni bir yazı yazmama ise dün kulağıma fısıldayan bir beyefendi vesile oldu... Usulca bana, ‘Neşe Hanım şu aldatma ve kadınların erkekler üzerindeki etkisiyle ilgili arayı uzatmadan bir yazı daha karalasanız’ dedi... Ve ‘erkekler bayılıyorlar okumaya, çok hoşlarına gidiyor’ diye ekledi...      Aslında bundan aylar önce yine bir beyefendi de ‘Neşe Hanım, hep erkeklerin aldattığını yazıyorsunuz, sanki bayanlar hiç mi aldatmıyor, bunu niye kaleme almıyorsunuz?’ demişti... Ve yine bu beyefendi, ‘Çok biliyorum internetlerden tanışıp, adamları yollara döken kadınları, hem de evli olduklarını’ diye eklemişti...
     Bense kadınların aldatmasını köşemde konu etmeye, ‘akıllı aldatmaca(!)’ inancım nedeniyle yer vermedim... ‘Akıllı aldatmaca nedir’ mi?... Tüm kadınların çok zeki olduğu ve işini bildiğidir(!)... Kadın aldatıyorsa eğer, mutlaka bir sebebi vardır aldatmaya değer... Ancak bu sözümden gerçek manayı çıkarabilecek erkek bulmak da, deveye hendek atlatmaya benzer... O nedenle de erkekler boynuzlanmayı hak eder... Ve kadın aldatıyorsa eğer, erkek gibi yüzüne gözüne bulaştırmadan keser...    Ve seçer... Her önüne geleni dost yapmaz... İnce eler, sık dokur, cüzdanı bol(!), aklı kısa olanını bulur... Ne servetini döker, ne çoluk çocuğunun rızkını keser, ne de yuvasını terk eder... Adamı söğüşleyip, yolunmuş kaza çevirir, kısa süreli saltanatını sürer... Yakasından silkip atmak istiyorsa da bıçak gibi keser... Bir ihtimal aşık olduysa da eğer, mertçe dikilir kocasının karşısına ‘boşanıyoruz’ der...
     Ya erkekler... Farkında olmadan bir kadının gözü dalsa, olta atar, kendini nimetten sayar... T.C’si pembe ise gerisi önemli değildir... Erkekten dönme olsa vız gelir(!)... İlk yalanında fire verir... Tadında bırakmayı bilmez, illa ki yüzüne gözüne bulaştırır... ‘Erkek ya, aldatıyor ya’ davul tutup, cümle aleme anlatır, yaptığının bir marifet olduğunu sanır... Aldattığı mutlaka evdekinden bir kalite aşağıdadır... Maksat para yedirecek ya, yolunacak ya, sürünecek ya, yuvasını dağıtacak ya, bunun için epey bir uğraşır... Kürkçü dükkânına geri döneceğini bile bile, hem kendini hem ailesini maskara yapmayı çok iyi becerir... Şansına güzel mi güzel, cazibeli mi cazibeli, cilveli mi cilveli bir hatun denk geldi miydi de servetini serer ayaklarına... Hanlar, hamamlar, yatlar, katlar... derken, kendini bulur b.k çukurunda...
      İşte böyle geçer aldatmacalarda günler... Kim ‘aldatıyorum’ derse eğer, esas aldanan ‘kendisidir’ ama bunu yolun sonunda fark eder...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder