Ne güzel bir Çarşamba
sabahıydı... Hava kapalı, hafiften yağmur yağıyordu... Tam da uyku havası...
Ben de mışıl mışıl uyuyorum... Hatta akşamdan yatış saatim biraz geçe kalınca,
öğlene kadar uykumun keyfini çıkarma planı yapmıştım kendimce... Ama nerdee... Vatandaşım
almış ateşi, aramış hemen beni... Keşan Belediyesinde çalışan 70 işçinin hâlâ
4 aylık maaşları içeride dururken, yeni işçi almaya başlamış... Sırf bunu
söylemek için de beni sabahın köründe aramış... Sanki Keşan Belediyesinin ilk
marifetiymiş gibi!.. Canı ister çalışanını işinden atar hem de maaş ve
tazminatlarını ödemeden... Canı ister müdür atar, belediyenin zararda olan
bütçesini daha da batağa sokar... Canı ister ana yollar çukur içindeyken gider
yan yolları asfaltlar... Nedense canı hep olmayacak şeyleri çeker!.. Daha
birkaç gün önce apartmanın önündeki konteynerden çöpleri almaya gelen işçilere
sordum, ‘ne zamandır maaş almıyorsunuz?’
diye... Sesini zor duyurdu gariban ve ‘4
aydır maaş almıyoruz’ dedi sessizce... Düşünebiliyor musunuz, zaman zaman
Keşan’ın çöpleri toplanmıyor diye serzenişte bulunuyoruz ve işçi
kardeşlerimizin de günahını alıyoruz... Halbuki bizim eleştirimiz Belediye
yönetimine... Bu işçi kardeşlerimiz, sabahın köründen gece yarısına kadar
Keşan’ın bütün pisliğini toplarlar ama evlerine götürecek bir parça ekmek
bulamazlar... 4 aydır maaş alamadıkları halde çalışırlar... Kaç kişi katlanır
bu duruma sizce? Tabii, şimdi Belediye Başkanına sorsak der ki; ‘kim tutuyor onları zorla, bıraksınlar işi
işlerine uymuyorsa...’ Kalkıp, ‘işçilerimin
maaşını veremezken, yeni işçi almak bana zevk veriyor!’ diyecek hali yok
ya... O yüzden takmayın kafanıza... ‘Astığım
astık, kestiğim kestik’ bir diktatörlük varsa, sen bi tarafını da
yırtsan(!) o kafasına koyduğunu yapar sonunda!.. Hani aklınızda bulunsun da,
sabahın köründe bir diktatör yüzünden beni cezalandırmayın bir daha!.. Şaka bir
yana, dilerim ki aklıselim yöneticiler idare eder Keşan’ı bundan sonra... Saygılarımla...
Herkes bildiği işi yapsa sorun olmayacak zaten diyecem ama şerefsizliği koltuğa oturunca mı öğrendiler acaba öylemiydiler ?
YanıtlaSil