Keşan’da geçtiğimiz yıl içinde
kayda geçen 52 şiddet olayı yaşandı… 2010’da ise ilçemizde yaşanan şiddet olayı
sayısı 74’tü… Tabii bu rakamlar sadece kayda geçenleri yansıtıyor… Ya
geçmeyenler… Onları ne siz sorun ne ben söyleyeyim…
Geçtiğimiz yıl aile içi şiddet olaylarından
2 tanesine yakinen tanık oldum…
Bir tanesi eşler arası
kavga, diğeri ise ayrıldığı eşinin kapısına dayanan alkolik koca…
İlki, aldatıldığından dolayı eşiyle
tartışan kadının intihara teşebbüsü… İkincisi eşini başka kadın için boşayan
ancak sonra kafasını taşlara vurup, şişe şişe götüren, ardından da ‘beni affet’ diye yalvaran koca…
İlk olayda biraz hüzünlendim… Çünkü kadının
intihara teşebbüsü sadece kocasını kendine bağlamak adına planlanmış bir
adımdı… Kendisine ilgisi azalan ve evden uzaklaşan eşini, bağırıp çağırmayla
eve döndüremeyen eş, intihar planını seçmiş ancak bunda da başarılı olamayınca
yaptığı davranışın ezikliğini hissetmişti… Hem bu bayan öyle cahil biri de
değildi… Tahsilli, elinde mesleği olan, hoş bir bayandı… Sen tahsilli olsan,
makine gibi para bassan, güzel olsan ne yazar… Senin adam dangalağın tekiyse
gözü hiçbirini görmez zaten… Görür görür de iş işten geçtiği zaman… O zaman da
sen onu tanımazsın ve onun için döktüğün gözyaşlarına, yolunu gözlediğin
gecelere yanarsın…
İkinci olayda ise vakti zamanında eşini
başka kadınla aldatan ve bu kadınla daha rahat vakit geçirmek için karısını ve
çocuklarını kenara atan ancak ayakları yere bastığında da eski karısına ve
çocuklarına duyduğu özlemle içip içip kapılara dayanan adam…
Ve bu adamı artık gözü görmeyen, içine
ihaneti sindiremeyip, kendisini ve çocuklarını bu adamdan uzaklaştıran kadın…
Her iki olayda da erkeğin
kadına ihaneti söz konusu… İlki henüz ihaneti sindirirken, ikincisi çoktan
kendi yolunu çizmiş…
Bunları yakinen gözlemlememle birlikte,
benzer birçok olayı da uzaktan takip ettim… Hemen hemen hepsinde erkek önce
ihanet ediyor, sonra da içip içip eski karısının ya da hâlâ nikahlı olduğu
halde kendisini dışlayan karısının kapısına dayanarak, affetmesi için
yalvarıyor…
Anlayacağınız, tilkinin dönüp dolaşıp
geleceği yer yine kürkçü dükkânı oluyor… İyi de bu tilkileri adam etmenin bir
yolu yok mudur…
Eğer yoksa adam etmenin yolu, o zaman
salacaksın gitsin tilkileri… Kürklerin modası nasılsa eskidendi(!)
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil