18 Aralık 2014 Perşembe

TİLKİNİN DÖNÜP DOLAŞIP GELECEĞİ YER KÜRKÇÜ DÜKKÂNI…

   
   Keşan’da geçtiğimiz yıl içinde kayda geçen 52 şiddet olayı yaşandı… 2010’da ise ilçemizde yaşanan şiddet olayı sayısı 74’tü… Tabii bu rakamlar sadece kayda geçenleri yansıtıyor… Ya geçmeyenler… Onları ne siz sorun ne ben söyleyeyim…
    Geçtiğimiz yıl aile içi şiddet olaylarından 2 tanesine yakinen tanık oldum…
Bir tanesi eşler arası kavga, diğeri ise ayrıldığı eşinin kapısına dayanan alkolik koca…
    İlki, aldatıldığından dolayı eşiyle tartışan kadının intihara teşebbüsü… İkincisi eşini başka kadın için boşayan ancak sonra kafasını taşlara vurup, şişe şişe götüren, ardından da ‘beni affet’ diye yalvaran koca…
   İlk olayda biraz hüzünlendim… Çünkü kadının intihara teşebbüsü sadece kocasını kendine bağlamak adına planlanmış bir adımdı… Kendisine ilgisi azalan ve evden uzaklaşan eşini, bağırıp çağırmayla eve döndüremeyen eş, intihar planını seçmiş ancak bunda da başarılı olamayınca yaptığı davranışın ezikliğini hissetmişti… Hem bu bayan öyle cahil biri de değildi… Tahsilli, elinde mesleği olan, hoş bir bayandı… Sen tahsilli olsan, makine gibi para bassan, güzel olsan ne yazar… Senin adam dangalağın tekiyse gözü hiçbirini görmez zaten… Görür görür de iş işten geçtiği zaman… O zaman da sen onu tanımazsın ve onun için döktüğün gözyaşlarına, yolunu gözlediğin gecelere yanarsın…
   İkinci olayda ise vakti zamanında eşini başka kadınla aldatan ve bu kadınla daha rahat vakit geçirmek için karısını ve çocuklarını kenara atan ancak ayakları yere bastığında da eski karısına ve çocuklarına duyduğu özlemle içip içip kapılara dayanan adam…
   Ve bu adamı artık gözü görmeyen, içine ihaneti sindiremeyip, kendisini ve çocuklarını bu adamdan uzaklaştıran kadın…
Her iki olayda da erkeğin kadına ihaneti söz konusu… İlki henüz ihaneti sindirirken, ikincisi çoktan kendi yolunu çizmiş…
   Bunları yakinen gözlemlememle birlikte, benzer birçok olayı da uzaktan takip ettim… Hemen hemen hepsinde erkek önce ihanet ediyor, sonra da içip içip eski karısının ya da hâlâ nikahlı olduğu halde kendisini dışlayan karısının kapısına dayanarak, affetmesi için yalvarıyor…
   Anlayacağınız, tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer yine kürkçü dükkânı oluyor… İyi de bu tilkileri adam etmenin bir yolu yok mudur…
  Eğer yoksa adam etmenin yolu, o zaman salacaksın gitsin tilkileri… Kürklerin modası nasılsa eskidendi(!)


1 yorum: