İpsala’da doğal gaz getirilmesi ile ilgili
katkı bedeli yatırılması istenilen abone sayısı, başvurusu süresi sona eren
bugün tamamlandı... Merkez nüfusu 8 bin olan İpsala’da katkı bedelini yatırma
şartı konulan abone sayısı 750 idi... Bugün İpsala Belediyesi’nden yapılan
açıklamaya göre; 335 TL’lik katkı bedeli yatıran abone sayısı 768 oldu ve 18
fazla abone ile İpsala’da istenilen taahhüt fazlasıyla yerine getirildi... Ve
İpsala’da doğal gaz katkı bedelinin yatırılması için tanınan süre 1 aydan daha
kısa bir süreydi... Ne diyelim; İpsalalı yönetici ve İpsalalı vatandaşları
kutluyoruz...
Peki Keşan’da ne oldu... 60 bin küsur
nüfuslu ilçede doğal gaz katkı bedelinin yatırılması için daha 1 yıl öncesinden
çalışmalar başladı ve 4 bin 500 abonenin katkı bedelini yatırması
gerekiyordu... Ancak son gün olan bugün itibarı ile 1.404 abone katkı bedelini
yatırdı... Buna karşılık; AK Parti Keşan İlçe Başkanı Mustafa Mercan, geçtiğimiz hafta içinde yaptığı açıklamada, Keşan’a
öyle ya da böyle doğal gaz geleceğini açıkladı... Bu açıklamanın üzerine Keşan
Belediye Başkanı Sayın Mehmet Özcan,
4 aydır içinde tuttuğu gizemli sihri bozdu ve Mercan’dan alta kalmayarak, doğal
gazın geleceğini kendisinin de bildiğini belirtti ve ‘neden bize bu tiyatroyu oynattılar?’ diye sordu... E be Başkanım,
neden bu tiyatronun içinde oynadınız ve bize de türlü türlü name yaktınız!..
Hadi siz oynadınız, 4 ay da içinizde sakladınız ancak vatandaşı da saf mı
sandınız?!.. Siz nasıl oynadıysanız, ben ve benim gibi birçok vatandaşta
oyundan haberdardı ve bu oyunda rol almamak için katkı bedelini yatırmadı... Ve
oyununuz dramla noktalandı!.. İstenilen abone sayısına ulaşılamadı ve bu
sorumluluğun büyük bir kısmı Keşan Belediyesinin sırtına yüklendi... Halbuki
kartları açık oynasaydınız, belki vatandaş duyduğu kuşkudan kurtulacak ve katkı
bedelini yatırma gayretinde olacaktı... Lakin, bundan sonra tiyatro senaryosunu
hazırlarken dikkatli olmanızı ve rol alacaksanız da rolünüzün hakkını sonuna
kadar vermenizi temenni etmekten başka dileğimiz olamaz... Saygılarımla...
***
Sayın
Başkanım, siz nasıl aylar öncesinden doğal gazın zaten geleceğini biliyorsanız,
ben de biliyordum... 12 Ekim 2014 tarihinde yayımladığım bu köşe yazımda da
bunu ifade ettim... Anlayacağınız, oynadığınız tiyatroyu keyifle izledim!..
GAZIN ANTRENMANI BİLE
FAYDA SAĞLAR!..
Evet, Keşan’a gelmesi hayal edilen doğal
gazın gündemde tuttuğu yer oldukça can sıkmaya başladı... Önce akil adamlar
toplantılar düzenledi, olmadı -akil
adamlar ile aklı başında olanlar- bir araya getirildi ama yine olmadı ve
bundan da verim alınamayınca haftalık rutin toplantılara devam edildi... Ancak
bu toplantılar da tırt çıkınca, son çare olarak mahalle toplantıları
düzenlenmesi kararına varıldı... Bu kadar bir araya gelindi, diller döküldü,
afişler hazırlandı ama başvuru sayısı 400’ü bile bulmadı... Hadi geçmişte
yapılan toplantı vs.leri gözardı edersek, 2 ayda yapılan çalışmalarda,
başvurması gereken 4 bin 500 kişiden ancak 312’si ikna edilebildi... Başvuru
süresinin dolması için de sadece 1 buçuk ay kaldı... Yani Kasım ayı sonunda 4
bin 500 kişi başvurdu başvurdu, başvuramazsa doğal gaz hayali sona erecek...
Sizce 1 buçuk aylık sürede 4 bin küsur kişi başvuruda bulanacak mı? Bence;
hayır... Niyetleri olsaydı zaten bugüne kadar başvururlardı... Lakin
başvurmasalar da, bu 4 bin küsur kişinin abonelik başvurusu bir şekilde
yapılacak ve ödemeleri gereken 335 TL’lik başvuru bedelleri yatırılacak...
Çünkü bu sayıya ulaşılmaz ise, bizim akil adamların insan içine çıkacak yüzü
kalmayacak!.. 30 bin küsur aboneden 4 bin 500 aboneyi ikna edemiyorsan, adama ‘git darağacına kendini as!’ derler...
Anlayacağınız o ya da bu şekilde bu 4 bin 500 abonenin başvurusu tamamlanacak
ve Keşan’a doğal gaz gelmesi için ilk adım atılacak... Haa.. gelmesi en az 3-5
sene... Peki bu 3-5 sene içinde biz neler yapmalıyız? Bence doğal gazla ısınma
antrenmanı yapmak en akıllıca fikir olsa gerek... Mesela; hava buz gibi ve eksi
derecelerde seyrederken, kaloriferleri haldır haldır yakıp, cam kapı
açacağımıza ve askılı giysilerle dolaşacağımıza; ısı derecesini daha düşük
tutup, kış mevsimine uygun giysiler giyerek, hem ekonomimize hem de hava
kirliliğinin aza indirilmesine katkı yapabiliriz... Böyle davrandığımız
takdirde evimizden dışarı çıkarken az da olsa dışarıdaki havanın da soğukluğunu
farkedip, kolsuz ya da kısa kollu giysimizin üzerine giyeceğimiz mont, vs.
yerine, hava şartlarına göre giyinerek, soğuk algınlıkları gibi ani hava
değişimi ile yakalanacağımız hastalıkların da önüne geçmiş; hem doktor
parasından kurtulmuş hem de hastalıklardan korunmuş oluruz... Bu şekilde
davranırsak; hem yarın öbür gün Keşan’a gelmesi hayal edilen(!) doğal gazın
evimizde vereceği ısıya kendimizi alıştırmış hem de bu süreçte gereğinden fazla
kömür tüketiminin önüne geçerek, hava kirliliğinin azalmasına da katkı sağlamış
oluruz...
Evimiz sobalı iken ben, kış mevsimi boyunca
sırtımdan yelek, ayağımdan çetiği çıkarmazdım... Ancak ve ancak ne zaman evimiz
kaloriferli oldu, rahmetli anneciğimin ördüğü yelekleri bir kere sırtıma
takamadım, çetikleri bir kere ayağıma geçiremedim... Dışarıda lapa lapa kar
yağarken pencere açık oturduk evimizde... Hatta kızım bir keresinde kalorifer
peteğinde kestane bile pişirmişti!.. Anlayacağınız gereğinden fazla, fütursuzca
sarfettiğimiz yakıt yüzünden Keşan’ı kendi ellerimizle kirlettik... Şimdi de
temizlemeye çalışıyoruz... Geçmişi bir hatırlayıp, eski kış gecelerimizi bir
hatırlasak ve geçmişten biraz ders alabilsek, doğal gaz gelene kadar hem hava
kirliliğini azaltmakta epey bir mesafe katetmiş oluruz hem de doğal gaz
geldiğinde ısınmak için zahmet çekmeyiz... Akil adamlar vatandaşı bu yönde
bilgilendirirse, hem nostalji yaparlar hem de vatandaşın daha rahat
algılamasını sağlarlar... Hem de doğal gaz psikolojisinden biraz olsun kurtulup
rahatlarlar!.. Saygılarımla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder