3 Aralık 2011 Cumartesi

DÜŞ YAKAMDAN AZRAİL!..

Yıl 2001, aylardan şubat… İstanbul’daki Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’ndeyim. Uzun süre de misafir oldum bu hastanede… Bir gün beyaz önlüklünün biri beni karşısına alıp, ‘%99 kansersiniz. Sigarayı hemen bırakıyorsunuz. Sizi de bir müddet misafir edeceğiz hastanemizde’ demişti. Hastalığımın tanısı ise KML (Kronik Myeloid Lösemi)’ydi.

O zamanlar kızım 10 yaşında idi. Şu anda ise 20 yaşında… Kafamda hesap yaptım kendimce… Kızımın ilköğretimini tamamlamasına 4 yılı vardı. 4 yıl ortaöğrenimine, 4 yıl da üniversite eğitimine ilave edip, 12 yıllık bir süreye ihtiyacımın olduğunun hesabını yapmıştım. O zaman yaşım 32’ydi ve 12 yıl üzerine koyup 44 yaşına kadar hayatta kalmam ve kızımın hayatını kurtarana kadar başında olmak için Allah’a dua etmiştim. Hayata dair hiçbir beklentim yoktu kızımdan başka, şu anda da olduğu gibi…

Allah dualarımı kabul etti ve kanseri kısa sürede yendim. Ara ara kan değerlerim yükselse de tehlike arz etmiyordu…

Şimdi diyeceksiniz kendi kendinize ‘Neden böyle bir yazı yazma gereği duydu’ diye… Ara ara insan kendi içinden geçeni ve hissettiklerini de yazmalı… 6 Haziran 2011 tarihinde geçirdiğim trafik kazasında, hayatımı emniyet kemerine ve o kemerimi takmamda ısrarcı olan Neslihan arkadaşıma borçluyum. Bu büyük kazayı çok hafif yaralarla atlatmamın ardından, 9 Haziran Perşembe akşamını 10 Haziran Cuma akşamına bağlayan gece saat 02.00 sıralarında bir felaketi daha da ucuz atlattım. Kaza gününden beri gözüme uyku girmemişti. Bilgisayarda bir şeyler karalarken, aşırı yağış ve gök gürültüsü ile beraber, yattığım odada bir kıvılcım belirdi. Birden elektrik prizinin içinden alev çıktı ve bilgisayarın ekranı kıvılcımla beraber karardı. O korkuyla yorganı alıp, başımdan aşağı çekerek, yatağa girdim. Büyük bir gümbürtü oldu. Saniyelerle yorganın altında neler olup bittiğini anlamaya çalıştım. Olan olmuş ve odamın camının az ilerisine yıldırım düşmüştü. Azrail beni ikinciye yoklamış ama canımı almadan yine azat edip gitmişti.

Sonra kendi kendime düşündüm. Bundan 10 yıl önce, 12 yıl ömür istemiştim Cenabı Allah’tan, kızımın öğrenim hayatını tamamlaması adına. Ancak o zaman yaptığım hesap farklı gelişti ve kızım 4 yıllık değil; 2 yıllık bir okul kazandı. Yani… yıl olarak değil de öğrenim hayatı olarak düşündüğümüzde benim vade doldu!

Şimdi düşünüyorum da Azrail canımı alacak mı? Yoksa bu 2 yılı yoklamalarla mı geçirecek? Azrail Bey onu bunu anlamam, seninle anlaşmamız var… Düş yakamdan da şu 2 yılı huzurlu geçireyim bari!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder