15 Aralık 2011 Perşembe

51 MİLYON TL’LİK BÜTÇE ÖĞLENDE İŞ BAŞI YAPMAKLA İDARE EDİLMEZ(!)


51 MİLYON TL’LİK BÜTÇE ÖĞLENDE İŞ BAŞI YAPMAKLA İDARE EDİLMEZ(!) başlıklı köşe yazımı Önder gazetesinin 17 Aralık 2011 Cumartesi günkü sayısında bulabilirsiniz...

Keşan'ın ticarethanesi olan Belediyemiz nasıl idare ediliyor!...
Keşan'da gün batımından doğumuna kadar olan bir günlük izlenimlerim...

Köşe yazımdan bazı kesitler...

Öncelikle Anafartalar Caddesinden geçtiğim için kırılan kaldırımları ve yenilerinin yapılma çalışmalarını… Sonra içimden geçiriyorum ‘Keşan’a amma da çok kaldırım yaptık… Yıllardır birini yapar, birini atarız…’ diye… Sonra şehir merkezinde başlıyorum tura… Yıllardır çözemediğimiz trafik sorununun turuncu turuncu hacıyatmazlarla renklendiğini gözlemliyorum… Yeni yapılan apartmanlara bakıyorum devamında… Merdivenleri kaldırımlarla birleşmiş… Hani utanmasalar yoldan dahi çalacak bu dev apartmanlar… ‘Dev’ diyorum çünkü yanındakiler ya 3 ya da 4 katlı iken, bu apartmanlar önden çat katı, arkadan bilmem ne derken kat kat pencerelerini saydığınızda 8 kat olarak karşınıza çıkıyor…
Öğle saatlerine gelindiğinde ise Keşan merkezinden mümkünse uzak durun çünkü yaya ve araç trafiği derken, köşe başı seyyar satıcı manzaraları baş gösteriyor… Hem bu seyyar satıcıların öyle bir köşe tutuşları var ki, sanki tapulu malları… Bu köşeden ne yayanın, ne de aracın geçmesine izin vermiyorlar… Yine çarşı merkezindeki kaldırımlar… Hani dükkânının önünü otopark yeri olarak sahiplenen esnafımız, aynı şekilde dükkânının önündeki kaldırımı da ürünlerini sergilediği bir vitrin olarak sahipleniyor…
Gün bitiyor ve akşam saatleri gelince, Keşan’ın sisi yine baş gösteriyor. Nefes almakta güçlük çekiyorsunuz… Hem yaya, hem de araçla gideceğiniz yere gitmekte güçlük çekiyorsunuz… Maazallah bir olay olsa, biri suç işlese havanın kirliliğinden öyle bir faydalanıp tüyer ki, kimse ne yakalayabilir, ne de izini bulabilir…
Parklara bakıyorum sonra… Keşan Belediyesinin olup da, hani para vererek oturduğumuz, para vermezsek oturamadığımız parkları… ‘Tam da ayak altı diyorum’ hepsi…
Saat 00.00’dan sonra ise Keşan’ın bazı cadde ve sokaklarında şenlik var(!) Vur patlasın, çal oynasın… Pardon… Önce çalıp, oynuyoruz, sonra da kime denk gelirse (dükkan, tabela, ağaç, direk) patlatıyoruz (!)

Köşe yazımın tam metnini Önder gazetesinde bulabilirsiniz....
 


1 yorum:

  1. Neşe hanım cesaretinizden dolayı kutluyorum. 1982 yılında Keşan a geldim. Keşan tabiri caizse tektekçilerin bol olduğu yerdi ve Babaeski ile alkol tüketiminde yarışıyorduk. Bu kadar alkol tüketimi boğazlardan öte biryerde olsa kan gövdeyi götürür der gelen misafirlerimiz. Ne zamanki birahanelerde içkili yerlerde bayan garson adı altında bayanlar çalışmaya başladı işler rayından çıktı. Bunlar şehir dışına taşınmadıkça eski huzurlu günlerimizi çook ararız. Bu konunun peşini lütfen bırakmayın. En azından hemcinslerinizin hayır duasını alacağınızdan eminim.Kolaygelsin

    YanıtlaSil