6 Aralık 2011 Salı

BİZİM MUHTARLARN HEPSİ YALANCIYMIŞ(!)

Sayın Edirne Valimiz Gökhan Sözer, 24 Ekim 2011 tarihinde Keşan’a geldi ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Edirne İl Müdürlüğü Keşan Sosyal Güvenlik Merkezi’nin açılış törenine katıldı.
Biz basın mensupları olarak kendisini dört gözle beklediğimiz için, gelişine çok memnun olduk… Ancak Sayın Valimiz memnun oldu mu, olmadı mı, bir daha Keşan’a gelir mi, gelmez mi? bunu zaman gösterecek… Ancak biz yine Sayın Valimizi bulup, bir şekilde sorularımıza cevap arayacağız… Aynen açılış töreninin kokteylinde yaptığımız gibi…
Nasıl ortada olmayan 400 bin TL’yi gündeme getirip, muhatabı olanlara ‘Bu para var ve gelecek’ dedirttiğimiz gibi(!), Sayın Valimiz de Keşan’ın köylerindeki yolların bozukluğunu ve alt yapı sorunlarının varlığını kabul ettireceğiz…
Lakin Sayın Valimiz yaptığı açıklamalarında bizim muhtarları ‘yalancı’ konumuna düşürdü… Buna benim gibi kokteylde bulunan herkes şahit… Hatta sorularımızdan o kadar bunaldı ki bir muhtarımız için ‘Taş yesin, afiyet olsun…’ bile diyebildi.
Sayın Valimizin o günkü davranış ve tutumu benim aklıma sadece Kocaeli Valiliği’nden Edirne Valiliği’ne atanmasının acısını Edirnelilerden çıkarmak istediği düşüncesini getirdi… Eğer beyanatları hiçe sayıyor, söylenenleri kulak ardı ediyor, bir memurun söylediği ile yola çıkıp, yerinde inceleme yapmadan muhtarlarımızı yalancı olarak nitelendiriyor, yakınmalara tahammül edemiyorsa başkaca bir anlam çıkarmam mümkün olamaz…
Eğer ben Sayın Valimizin yerinizde olsaydım, o gün Keşan’da 1 saat daha kalır, kimin yalan kimin doğru söylediğini yerinde inceleme yaparak görürdüm… Ancak Sayın Valimiz bırakın Keşan’da kalmayı, ‘Bir daha Keşan’a gelir miyim ben’ der gibi soruları tam olarak yanıtlamadan ortada bırakıp gitti…
Bu arada bakalım bizim muhtarlar yalancılığı içlerine sindirebilecekler mi? Şimdi sıra onlarda… O gün herkesin sustuğu gibi, onlarda susup, sineye mi çekecekler? İşte o zaman ‘yazıklar olsun bana’ derim…
‘Yazıklar olsun sizin sorunlarınızı gündeme taşıdığımıza’ derim… ‘Yazıklar olsun sizin için harcadığımız sayfalara’ derim…
Artık konuşmayı öğrenin… Validen çekin konuşma… Kaymakamdan çekin konuşma… Siyasiden çekin konuşma… O zaman ‘adam’ diye ortalıkta da gezmeyin…
Yarın Keşan’ın en güzel noktası satılıyor, satışa çıkarılıyor… Davetiyeler gönderildi, ‘izlemeye bekliyoruz(!)’ denildi… Sakın gelmemezlik yapmayın… Gelin, gelin de iç kavgalarımız sonunda Keşan’ın başkalarının eline geçtiğine tanık olun, şahitlik yapın… PKK’nın Keşan’a gelmesinden korkanlar var… Yapmayın Allah aşkına bize bölücülük için PKK gerekmiyor ki, biz kendi kendimizi parçalamayı çok iyi beceriyoruz. Doğu’da can giderken; biz de mal gidiyor…
Biz; insanlık, kardeşlik, merhametlik duygularımızı bile kaybetmişiz… Van’da deprem oldu… Nerde Kaymakamlık, nerde Belediye, nerde sivil toplum kuruluşları? Hangisi yardım kampanyası başlatmaya ön ayak oldu? Hangisinden yazılı açıklama yapıldı? Eğlenceye, alkole, köçeğe, mankene para var… Ama enkaz altında kalana yok… Üzgünüm, çok üzgünüm ama biz buyuz…
Keşan Kaymakamı Ahmet Narinoğlu aylardır bir stratejik gelişim planı çalışması tutturdu gidiyor… Kararlı… Bu planı yapacak, çizecek, yazacak ve kitaplaştıracak… Sonra mı ne olacak? Kim kitabı alırsa, aynen aldığı gibi evinde en görünmeyen köşe neresiyse oraya kaldıracak… O kadar toplantılara, harcanan zamana, kağıda, emeğe, her şeye yazık olacak… Bizim zamanımız böyle işlerle geçtiği ve birlik olamadığımız sürece Keşan’da da bir çivi üstüne bir çivi çakılmayacak…
Bizim polisimiz bile emeğini çoğunu Uğur Mumcu ile Kazım Karabekir Caddesi’ndeki alkoliklere harcıyor… Beyefendiler içiyor, sızıyor, taşkınlık yapıyor… Hem kendilerine, hem etraflarına zarar veriyor… Ancak her gece devriye arabaları ve polislerimiz, bu alkol müptelalarının bekçiliğini yaparak, asıl yapması gerektiği işleri yapamıyor… Keşan’ın gelecekteki yüzü bu işte… Önce buna bir çare bulun da, Keşan’ı bu bataktan kurtarın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder