Bende sanıyordum ki, Keşan Devlet Hastanesi’nde
her şey yolunda... Ara sıra ufak tefek şikayetler oluyordu ama, ‘o kadar kusur kadı kızında da olur’
diye üstünde durmuyordum açıkçası... Lakin bir vatandaşımız paylaştı geçtiğimiz
gün hastanede yaşadığı bir sıkıntıyı... Ameliyat olmak için hastaneye yatmış,
doğal olarak akşamdan aç bırakılmış... Nihayetinde bıçak altına yatacak ya,
gurbette olan yakınları da ameliyat olacağını haber alınca, moral olsun diye
yanına koşmuş... Hastaya söylenen ameliyat saati geçince ve sedyeye yatırılıp
ameliyathaneye götürüleceği yerde, hemşireler ilaçlarını vermeye gelmiş ve bizim
hasta da o gün ameliyata alınmayacağını öğrenmiş!.. Ameliyata alınmama sebebi
ise; ilaçlarının verilmesi!.. Yani doktoru tarafından, ‘şu sebeple ya da bu
sebeple sizi bugün ameliyata alamıyoruz’ denmemiş... Araya hafta sonu girince
de, bir günlüğüne yine evine gönderilmiş ama Pazar akşamı yine hastaneye yatacağı
ve gece 12’den sonra hiçbir şey yemeyip, pazartesi sabahı 09.00’da ameliyata
alınacağı söylenmiş... Bizim hasta, verilen talimatı yerine getirmiş ve Pazar günü
yeniden hastaneye yatış yapmış... Gece 12’den sonra yeme içmeyi kesmiş, sabahın
09.00’unu beklemiş... Tabii hastayla birlikte yakınları da... Saat 9 olmuş, 10
olmuş, 11 olmuş hasta hâlâ ameliyata alınmayı bekliyor... Gelip de bir açıklama
falan yapan da yokmuş... Tesadüf hasta yakını ilgili doktorun, koridorda
yaptığı bir konuşmaya şahit olmuş... Bizim hastanın ameliyat saatini öğlen
13.00’e çektiğini belirtmiş... Hastaya ya da hasta yakınına değil canım, serviste
görevli bir hemşireye söylemiş... Bunu duyan hasta yakınları doktorla iletişime
girmek ve sebebini öğrenmek istemiş ama senmisin sebebini öğrenmek isteyen!.. Keyif
doktorun değil mi?!.. Canı ister 13.00’te keser, canı ister akşam üzeri 17.00’de
keser, daha daha canı ister ertesi güne bırakır hatta birkaç gün kesmeyi
erteler bile!.. Çünkü bıçak doktorun elinde!.. Ee alternatifi de yok, tek
silahşor şükür hastanede!.. Karizmada yerinde!.. Zamanında iyi de reklamı
yapıldı gazetelerde!.. Canım cicim doktorun keyfi ne zaman gelirse, alıp bıçağı
kesecek canı istediğinde!..
Peki, hasta ve hastanın psikolojisini düşünmek
diye bir şey yok mu sizin kitabınızda... Ben çok iyi bir gazeteci olabilirim
ama elime bir bıçak verip beni ameliyathaneye soksalar, oracıkta düşüp
bayılırım... Çünkü anlamam bu işten... Ama beni bir vatandaşım aradığında,
şikayetini dinlerim... Hatta bazen gece yarısı aramışlardır şikayet için ama
yinede dinlemiş ya da uygun bir dille özetini almış, ertesi güne randevu verip
detaylı konuşmayı yapmışımdır... Bu her işte böyledir... Ha hasta psikolojisi
ha şikayette bulunmak isteyen bir insanın psikolojisi... Ticarette bile bu
böyledir... Müşteri psikolojisi vardır ve işyeri sahibi ürününü pazarlayabilmek
için müşterinin nabzına göre şerbet verir... Hele sağlık konusunda, hasta psikolojisi
en önce dikkate alınması gereken bir durumdur... Nihayetinde bıçak altına
yatacak, bayıltılacak ve eski sağlığına kavuşup kavuşamayacağının heyecanını
yaşayacak... Ve rahatsızlığı konusunda çok fazla acı çekiyorsa da doğal olarak
bir an önce bıçak altına yatıp, kurtulmaya hayal edecek... E be doktor... 6 yıl
okul okursunuz, ondan sonra mastırı bilmem nesi derken, ömrünüzün yarısı
okumakla geçer... Bu kadar olursunuz da hiç mi hasta psikolojisi konusunda
eğitim almazsınız!.. Ya da alırsınız da, alternatifiniz olmaz, tek tabanca olur
ve karizmanız da yerindeyse buna mı güvenirsiniz?!..
Geçmiş ola... Karizmanız da çizildi sayılır
haberiniz ola!.. Sizin hasta çoktan hastaneden kaçtı, üstüne İstanbul’da
ameliyat masasına bile yattı... Anlayacağınız sizin bir haftadır salladığınız
ve neden ameliyat olmadığı yönünde bir açıklama yapmadığınız hastanız,
ameliyatı ile birlikte psikolojisini de düzeltip, size karşı olan şikayetini
bile dile getirdi bana!.. Siz mi? Hem karizmayı çizdirdiniz hem de Keşan Devlet
Hastanesi’nde kan kaybına sebebiyet verdiniz... Saygılarımla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder