Ya da vatandaş polise, polis belediyeye, belediye de yine polise!.. Anlayacağınız kimsenin iş yapmaya niyeti yok... Başından savma meselesi sadece... ‘Çare bulalım, sorunu çözelim, sen-ben ne farkeder’ diyeceklerine, sorumluluğun başkalarında olduğunu söyleyip, rahatlıyorlar kendilerince... Vatandaş şikayet etse bir türlü, etmese bir türlü... Şikayet edeyim ve bu vurdumduymazlığı aza indirelim diyor, ancak şikayet ettiği kurumun darbesiyle karşılaşıyor!.. Şikayet edeceği muhatabı bulana kadar da, atı alan Üsküdar’ı geçiyor!..
Evet sevgili hemşehrilerim... Tarih: 5 Mart
2015 Perşembe. Saat 15.30 sıraları... Paşayiğit Caddesi’nde aracı ile seyir
halinde olan bir vatandaşımız, tek yön kuralına uyarak Halk Ekmek Şirketi
istikametine doğru gidiyor... Ve bu esnada da tek yön uygulaması ihlali yapan
araçların karşıdan geldiğini görünce, doğal olarak durup, ‘ters yönde gidiyorsunuz’ şeklinde uyarıda bulunuyor... Aldığı
cevap mı? Biliyoruz!.. Yani sürücüler, bile bile ihlal yapıyorlar ve doğru
yönde giden sürücüleri de zor durumda bırakıyorlar... Bunun üzerine bu
vatandaşımız 115 Polis İmdat Hattı’nı arıyor ve karşılaştığı durumu anlatıp,
ihbar ediyor... Hattın ucundan gelen ses kendisine önce, ‘inşallah Emniyet’te kaydı vardır!’ şeklinde oluyor ve daha sonra
ise ‘bu yoldaki trafik düzenlemesi ve
kontrolü zabıtalara ait’ diyor... Vatandaşımız kararlı ve ısrarlı bir
şekilde bu sefer de Keşan Belediyesi Ulaşım Hizmetleri Müdürünü arıyor ve olayı
aktarıyor... Kendisine uyarısından dolayı teşekkür eder yetkili beyefendi, daha
sonra ise, ‘sizi yanıltıyorlar. Biz
gerekli tabelaları yerine koyarız, kontrolü ise polise aittir’ diyor... Bunun
üzerine ise bu vatandaşımız hâlâ yılmayarak tekrar 155 Polis İmdat Hattı’nı
arıyor ve Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğünden gelen cevabı, ilgili memura aktarıyor
ve üstüne üstlük de ‘beni bir vatandaş
olarak niye yanıltıyorsunuz?’ şeklinde bir cümle kuruyor... Karşıdan gelen
ses, ‘öyle değil beyefendi ama ben yine
oraya bir ekip yönlendirdim’ şeklinde oluyor...
Geçmiş olsun!.. Şu okuması 2 dakika süren
diyalogun canlı olarak yaşanması nereden baksanız 15-20 dakika... Yahu bir
karar verin, kimin ne işe bakacağını aranızda çözün de vatandaşımızda kimi kime
şikayet edeceğini bilsin... Sizin görevinizi de bulmaca gibi biz mi
çözeceğiz!.. ‘Ha, bizim iş yapmaya
niyetimiz yok’ derseniz o başka mesele... Vatandaşım da itle, kuyrukla vakit
geçirmesin boş yere!.. Saygılar benden size...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder