Tarih: 10 Ocak 2015
Cumartesi... Aynı zamanda 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü... Saat 09.30 ve
ben, Eski Köy Garajı’ndan İpsala’ya gitmek üzere yolcu minibüsündeyim...
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; ilk
defa yolcu minibüsü ile İpsala’ya seyahat ettim ancak bir daha aynı cesareti
göstereceğimi sanmıyorum!.. Neyse, biz konumuza dönelim... Minibüs şoförü
sanırım o gün tersinden kalkmıştı!.. Büyüklerimiz der ya, biraz asabiysek eğer,
‘bugün solundan mı kalktın?’ diye!..
Bu şoförde kesin tersinden yani solundan kalkmıştı o sabah!.. Önce bir yolcuyu
azarladı; cebinden 100 TL çıkarıp, ‘2
kişi alır mısın?’ dediği için... Karşılığında sinirli bir şekilde yolcunun
elini itti ve ‘sabah sabah nereden
bulacağım bozukluk parayı, git bozdur öyle gel’ diye sert bir dille yanıt
verdi... Yolcu minibüsten indi, parasını bozdurabilmek için küçük bir alışveriş
yapıp geldi ve 2 kişilik yolcu bedelini ödedi... Daha sonra minibüs şoförü
İpsala’ya gitmek üzere aracın kontağını çevirdi... El frenini ise tek elle
indiremedi, çift elle indirmeyi başardı!.. Daha yolculuk başlamadan el freninin
vaziyetine şahit olunca, ‘aman dedim
seyahatim başlamadan bitti!’ diye iç geçirdim bende... Neyse elinde kalmadı
ama bu sefer de vitese gözüm takıldı... Her vites değiştirdiğinde şoförün eline
bakıyorum, vites elinde mi yerinde mi diye!.. Yüreğim ağzımda yolculuğum devam
ediyor... Bu arada Yasin’i üj-bej kere tekrarladım içimden, neyse unutmadığımı
da test etmiş oldum böylece ben!.. Okuduğum Ayetel Kürsi’nin de haddi hesabı
belli değil... Allah’a olabildiğince yakınım anlayacağınız!.. Hatta bir ara, ‘Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü,
böyle bir günde her gazeteciye mevta olmak kısmet olmaz!’ diye de iç
geçirmedim desem yalan olur!.. Bu arada dualarla geçen yolculuğum devam
ediyor... Boztepe Köyü yakınlarına geldiğimiz sırada ise karşı yönden gelen
araçlar selektör yapmaya başladı ve bizim şoför hemen harekete geçti... Hem
kendi emniyet kemerini taktı hem de önde oturan yolcuyu kemerini takması
konusunda uyardı... Meğer, karşı yönden gelen sürücüler radar olduğu yönünde
bilgi veriyormuş... Memleketimin sürücüleri iletişimde çağ atlamış!.. Gerçi
biraz rahatladım da... Şoför kendine biraz daha çeki düzen verdi, emniyet
kemerini takmasının yanı sıra hızını da kontrol altına aldı... Tam rahatladım,
galiba İpsala’ya kadar sağ salim gideceğiz diye düşünürken aman Allah’ım...
Bizim şoför akrobasiye başladı!.. Hızını öyle bir artırdı ki, İpsala’ya 3-4 kilometre kala ve
hafif rampa olan yolda vitesi boşa attı!.. Yok vallahi abartı değil... Yolcu
minibüsünde, kara yolunda seyahat halindeyiz, bir bedel karşılığı yolculuk
yapıyoruz ve şoför yakıttan tasarruf etmek için vitesi boşa atıp, yolcularını
Allah’a emanet etti!.. Neye uğradığımı şaşırmak ve gördüğüm manzaraya
inanamamakla birlikte ben, yine duaya başladım!.. Neyse ki Allah dualarımızı
kabul etti de sağ salim İpsala’ya vardık!..
Şimdi gelelim, neden İpsala’da bulunduğum
konusunu belirtmeye... 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde, çalışmayan
gazeteci olduğumdan ötürü(!) ben de Karakol ziyareti yaptım bu günümde!.. Köşe
yazılarımdan dolayı da karakol karakol gezip ifade veriyorum bu günlerde!.. Düşünce
ve fikir özgürlüğü var ya ülkemizde, birebir yaşıyorum ben nedense!.. Baktım
olacak gibi değil, Türk Ceza Kanunu’nu okuyup, ezberlemeye başladım ben de... Bundan
sonra doğruları yazıp kamuoyuyla paylaşmaktansa, ayakkabı kutularına dolarları
saklayıp yakalanacağım ondan sonra da faizi ile geri alacağım!.. Yolsuzluk yapmak varken; karakol karakol
gezmeye ne gerek var desenize!.. Yeni Türkiye’mdeki adaletin, hukukun ve
özgürlüğün gözünü yiyeyim be!.. Kalemimden taviz vermeyeceğimin ve sesimin
susturulamayacağının bilinmesi dileğimle... Saygılar...
Neşe hanım demekki minibüsçünün cebinde yolcuya 100 tl para üstü çevirecek kadar parası yoktu siz böyle bi yazı yazmak yerine minibüsçü esnafının maddi durumunun ne kadar bozuk olduğunu yazsanız daha iyi olmazmıydı.
YanıtlaSilCanıyla ve malıyıla çalışan yeri geldiğinde üjj bejj yolcuyla yıllardır bu yolda hizmet vermeye çalışırken sorunlarını dile getirmek yerine siz el freni ve vitese nasıl taktığına dikkat etmişiniz.İNŞALLAH BUNDAN SONRAKİ YAZILARINIZ DA ŞÖFÖR ESNAFININ SORUNLARINI KALEME ALMADAN ÖNCE BAĞLI OLDUĞUMUZ BİRLİK VE KURUMLAR İLE GÖRÜŞÜP ONDAN SONRA KAMUOYU İLE PAYLAŞSAYDINIZ DAHA HOŞ OLABİLİRDİ...!
Gökhan Bey, minibüsçünün cebinde 100 TL'yi çevirecek para üstü olmaması çok doğal ancak bu daha yumuşak bir dille ifade edilebilir, müşterisini dövercesine azarlayan bir dille değil... Eğer adabına uygun bir şekilde davransa idi, zaten konu bile etmezdim... El freni ve vitesten ziyade de kara yolunda vitesi boşa atması dikkatimi çekti. Sizce bunun mantığa sığacak bir yanı var mı? Yolcu minibüsünden bahsediyorum, bir bedel karşılığı canını teslim eden insanların yerine kendinizi koyun... Öte yandan birçok yazımda şoför esnafının da sorunlarını dile getirdim ve haklı olduğu yönleri ortaya koydum. Ancak bir yanlışlık varsa da buna görmezden gelmek doğru olmazdı... Saygılarımla...
YanıtlaSil