12 Ocak 2015 Pazartesi

ŞAKA GİBİYDİ AMA GERÇEK!..


   Tarih: 10 Ocak 2015 Cumartesi... Aynı zamanda 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü... Saat 09.30 ve ben, Eski Köy Garajı’ndan İpsala’ya gitmek üzere yolcu minibüsündeyim...
   Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; ilk defa yolcu minibüsü ile İpsala’ya seyahat ettim ancak bir daha aynı cesareti göstereceğimi sanmıyorum!.. Neyse, biz konumuza dönelim... Minibüs şoförü sanırım o gün tersinden kalkmıştı!.. Büyüklerimiz der ya, biraz asabiysek eğer, ‘bugün solundan mı kalktın?’ diye!.. Bu şoförde kesin tersinden yani solundan kalkmıştı o sabah!.. Önce bir yolcuyu azarladı; cebinden 100 TL çıkarıp, ‘2 kişi alır mısın?’ dediği için... Karşılığında sinirli bir şekilde yolcunun elini itti ve ‘sabah sabah nereden bulacağım bozukluk parayı, git bozdur öyle gel’ diye sert bir dille yanıt verdi... Yolcu minibüsten indi, parasını bozdurabilmek için küçük bir alışveriş yapıp geldi ve 2 kişilik yolcu bedelini ödedi... Daha sonra minibüs şoförü İpsala’ya gitmek üzere aracın kontağını çevirdi... El frenini ise tek elle indiremedi, çift elle indirmeyi başardı!.. Daha yolculuk başlamadan el freninin vaziyetine şahit olunca, ‘aman dedim seyahatim başlamadan bitti!’ diye iç geçirdim bende... Neyse elinde kalmadı ama bu sefer de vitese gözüm takıldı... Her vites değiştirdiğinde şoförün eline bakıyorum, vites elinde mi yerinde mi diye!.. Yüreğim ağzımda yolculuğum devam ediyor... Bu arada Yasin’i üj-bej kere tekrarladım içimden, neyse unutmadığımı da test etmiş oldum böylece ben!.. Okuduğum Ayetel Kürsi’nin de haddi hesabı belli değil... Allah’a olabildiğince yakınım anlayacağınız!.. Hatta bir ara, ‘Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, böyle bir günde her gazeteciye mevta olmak kısmet olmaz!’ diye de iç geçirmedim desem yalan olur!.. Bu arada dualarla geçen yolculuğum devam ediyor... Boztepe Köyü yakınlarına geldiğimiz sırada ise karşı yönden gelen araçlar selektör yapmaya başladı ve bizim şoför hemen harekete geçti... Hem kendi emniyet kemerini taktı hem de önde oturan yolcuyu kemerini takması konusunda uyardı... Meğer, karşı yönden gelen sürücüler radar olduğu yönünde bilgi veriyormuş... Memleketimin sürücüleri iletişimde çağ atlamış!.. Gerçi biraz rahatladım da... Şoför kendine biraz daha çeki düzen verdi, emniyet kemerini takmasının yanı sıra hızını da kontrol altına aldı... Tam rahatladım, galiba İpsala’ya kadar sağ salim gideceğiz diye düşünürken aman Allah’ım... Bizim şoför akrobasiye başladı!.. Hızını öyle bir artırdı ki, İpsala’ya 3-4 kilometre kala ve hafif rampa olan yolda vitesi boşa attı!.. Yok vallahi abartı değil... Yolcu minibüsünde, kara yolunda seyahat halindeyiz, bir bedel karşılığı yolculuk yapıyoruz ve şoför yakıttan tasarruf etmek için vitesi boşa atıp, yolcularını Allah’a emanet etti!.. Neye uğradığımı şaşırmak ve gördüğüm manzaraya inanamamakla birlikte ben, yine duaya başladım!.. Neyse ki Allah dualarımızı kabul etti de sağ salim İpsala’ya vardık!..
   Şimdi gelelim, neden İpsala’da bulunduğum konusunu belirtmeye... 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde, çalışmayan gazeteci olduğumdan ötürü(!) ben de Karakol ziyareti yaptım bu günümde!.. Köşe yazılarımdan dolayı da karakol karakol gezip ifade veriyorum bu günlerde!.. Düşünce ve fikir özgürlüğü var ya ülkemizde, birebir yaşıyorum ben nedense!.. Baktım olacak gibi değil, Türk Ceza Kanunu’nu okuyup, ezberlemeye başladım ben de... Bundan sonra doğruları yazıp kamuoyuyla paylaşmaktansa, ayakkabı kutularına dolarları saklayıp yakalanacağım ondan sonra da faizi ile geri alacağım!.. Yolsuzluk yapmak varken; karakol karakol gezmeye ne gerek var desenize!.. Yeni Türkiye’mdeki adaletin, hukukun ve özgürlüğün gözünü yiyeyim be!.. Kalemimden taviz vermeyeceğimin ve sesimin susturulamayacağının bilinmesi dileğimle... Saygılar... 

2 yorum:

  1. Neşe hanım demekki minibüsçünün cebinde yolcuya 100 tl para üstü çevirecek kadar parası yoktu siz böyle bi yazı yazmak yerine minibüsçü esnafının maddi durumunun ne kadar bozuk olduğunu yazsanız daha iyi olmazmıydı.
    Canıyla ve malıyıla çalışan yeri geldiğinde üjj bejj yolcuyla yıllardır bu yolda hizmet vermeye çalışırken sorunlarını dile getirmek yerine siz el freni ve vitese nasıl taktığına dikkat etmişiniz.İNŞALLAH BUNDAN SONRAKİ YAZILARINIZ DA ŞÖFÖR ESNAFININ SORUNLARINI KALEME ALMADAN ÖNCE BAĞLI OLDUĞUMUZ BİRLİK VE KURUMLAR İLE GÖRÜŞÜP ONDAN SONRA KAMUOYU İLE PAYLAŞSAYDINIZ DAHA HOŞ OLABİLİRDİ...!

    YanıtlaSil
  2. Gökhan Bey, minibüsçünün cebinde 100 TL'yi çevirecek para üstü olmaması çok doğal ancak bu daha yumuşak bir dille ifade edilebilir, müşterisini dövercesine azarlayan bir dille değil... Eğer adabına uygun bir şekilde davransa idi, zaten konu bile etmezdim... El freni ve vitesten ziyade de kara yolunda vitesi boşa atması dikkatimi çekti. Sizce bunun mantığa sığacak bir yanı var mı? Yolcu minibüsünden bahsediyorum, bir bedel karşılığı canını teslim eden insanların yerine kendinizi koyun... Öte yandan birçok yazımda şoför esnafının da sorunlarını dile getirdim ve haklı olduğu yönleri ortaya koydum. Ancak bir yanlışlık varsa da buna görmezden gelmek doğru olmazdı... Saygılarımla...

    YanıtlaSil