14 Ocak 2015 Çarşamba

ANKARA’DAN ÖTE KUMA, BERİ DE METRES!..


   Ülkemizde yaygara kopuyor; yok efendim kadın hakları, yok efendim kadına şiddet, yok efendim küçük gelinler... Bu konuda siyasi partilerin temsilcileri birbirini suçluyor; kadın haklarının çiğnendiği ve kadına değer verilmediği konusunda... İktidara gelme hayalleri kuran siyasiler, ‘biz gelirsek şöyle yapacağız, biz kadına şu hakları getireceğiz’ nameleri atıyorlar meydanlarda, basında... Çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşanan ve töre olarak da sayılan kuma olayı kınanıyor... Kadına yapılan haksızlıktan, ikinci sınıf muamelesi gördüğünden söz ediliyor... Evet, hepsine katılıyorum... Türk kadını bunu haketmiyor... Hiçbir kadın bunu haketmiyor... Bu kadını düpedüz aşağılamak, ikinci sınıf muamelesi yapmak, hiçe saymak, saygısızlık, alçaklık, vicdansızlık, şerefsizlik, ne derseniz deyin işte... Sonra küçük yaşta, daha ergenlik çağına gelmeden satılan küçük gelinler... Bu durum da Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşanan bir gerçek... Tarifi imkansız bir acı, dram ve kabul edilecek bir olay değil... Bir kız çocuğunun kendinden yaşça çok büyük biriyle zorla, para karşılığında evlendirilmesi daha doğrusu başlık parası verilmek suretiyle satılması... Hangi aklı başında insan buna olumlu bakabilir ya da bu durumu tasvip edebilir ki...
   Büyük çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde görülen yani Ankara’dan sonra olan yerleşim birimlerinde rastladığımız ya da haberdar olduğumuz bu durumun bir de Ankara’dan beri yani Ege, Akdeniz ve Marmara bölgelerindeki pozisyonunu irdeleyelim... Marmara Bölgesi’nde yaşayan vatandaş olarak, şöyle bir Trakya’yı ele alalım... Kuma olayına karşıyız, çocuk gelinlere hele hiç tahammülümüz yok... Ama çok şükür metres tutma mübah!.. Yaşadığı eve kuma getirmiyor ancak ikinci kadına ev açıp kendine metres yapıyor!.. 50 yaşındaki adam 20 yaşındaki genç kızla dost hayatı yaşamayı marifet sayıyor!.. Eşi ve metresi arasında mekik dokuyan adam, metresini elinde tutabilmek adına ailesini (eş, çocuk) ihmal edip yuvasını yıkma noktasına getiriyor... Evli olan bir adam henüz ergenlik çağına yeni girmiş bir kız çocuğunu kandırıp, hayatını karartabiliyor... Daha da ileri gidip pavyonlarda mesleğini yapan kadınlara gönül kaptırıyor ve hem kendini hem de ailesini rezil ediyor, cinayet işleyebilecek pozisyona geliyor!..
   Şimdi söyler misiniz bana aradaki fark nedir kuma ile metres arasında!.. Fark var aslında... Ankara’dan öte her şey şeffaf, Ankara’dan beri de her şey gizli!.. Gerçek olan şey ise; Ankara’dan öte kadına verilen değer, Ankara’dan beri kadına verilen değer ortada ve hepsi yanlış... Bir fark da; Ankara’dan öte olan kadınlar çaresizlikten ikinci sınıf muamelesi görüyor, Ankara’dan beri olan kadınlar da rızaları ile ikinci sınıf muamelesi görmeyi kendilerine yakıştırıyor...
   En acısı da ne biliyor musunuz? Ankara’dan öte kadınlar belki istemeden hem cinslerini yaralıyor, üzüyor ama Ankara’dan beri olan kadınlar kendi elleri ile hemcinslerini yıkıyor, vuruyor!..
   O nedenledir ki; hemcinsine kötülük etmeyi marifet sayan kadının hakkını siz nasıl koruyacaksınız ki, kendi hakkına sahip çıkmazsa ve korumazsa... Saygılarımla...

   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder