Eleştirilmeye hiç tahammül
kalmamış... Hem işinizi doğru yapmayacaksınız hem de yapmadığınız dile
getirildiğinde tahammül edemeyeceksiniz... Var mı öyle yağma... Yok efendim hep
CHP’liler eleştirirmişim, iktidar partisinin yanlışlarına gelince -es- geçermişim... Hem de ben!.. Ne de
geçerim ya... Yanlış yanlıştır... Yanlışın muhalefeti iktidarı olmaz... Yanlışlar
varsa ve hangi kanatta olursa olsun eleştirmek ve doğruları dile getirmek önce
vatandaş sonra da gazeteci olarak görevimdir... Keşan’da yaşıyorum ve Keşan’ı
yönetenleri eleştiriyorum doğal olarak... Evet haklı olduğunuz taraflar da
var... Bazen o kadar çok ve ayrı konularda geliyor ki şikayetler, beş ya da
altı yazı peş peşe Keşan Belediyesi’ni eleştirmek durumunda kalıyorum mecburen...
Eee ne yapayım be kardeşim, b.k’ları kurumadan s.ç’maya devam ederlerse ister
istemez eleştiri de geliyor kendilerine... Keşan yolları çukurlu diye, ‘Tayyip efendi neden yollarımızı tıkamazdın
mı?’ diyeceğim... Her yer çöplük içindeyse, ‘Davutoğlu, sayende Keşan’ı b.k’mu götürüyor’ diye sitem
edeceğim... Sularımız kesilse, ‘Topbaş
suyumuzu niye kestin, ay senin Belediye Başkanlığına da!’ deyip ona mı serzenişte
bulunacağım...
Hatırlarsanız yeni yıl öncesi Keşan’a kar
yağdı ve ulaşımda aksaklık yaşandı... Her ne kadar bu durum Keşan’ı yönetenler
tarafından kabullenilmese de vatandaş gördü, yaşadı ve doğal olarak kınadı... Bende
konuyla ilgili köşe yazısı yazdım... CHP’nin eski ilçe başkanlarından Salim Yatıkçı, yazımın altına yaptığı
yorumunda şehirlerarası yollarda da benzer sıkıntıların yaşandığını ve bunu
neden dile getirmediğimi sordu... Ben, kendisine yorumunun altına cevabımı
vermiştim ama hazır konu buraya gelmişken bir kez daha hatırlatmak istedim... Sayın
Yatıkçı, o anda ben Keşan dışı ile
ilişkimi kesmiştim(!) ve Keşan’a odaklanmıştım... Keşan’da bir çarşı turu
yaptım, eve gelene kadar da akla karayı seçtim... Doğal olarak da o anda
Keşan-İstanbul kara yolunda yolculuk yapan sizlerin sıkıntınızı(!) değil de
kendi yaşadığım şehirde yaşadığım sıkıntıyı dile getirdim... Ancak özür dilerim!..
Bir daha ki karakış seyahatinizde güzergahınızı bildirin de sizin arzuhal ve
sorunlarınızı dile getireyim!.. Bu seferlik beni affedin!.. Ya böyle işte
hemşehrilerim... Keşan’da yaşayacağız, Keşan’daki aksaklıkları göreceğiz ama
eleştirmeye gelince Amerika’dan başlayacağız, zencileri suçlayacağız!.. Bu
zihniyetle gidersek, daha çok kafamızı taşlara vuracağız... ‘Benim hatam nerede?’ demiyoruz, ‘Sen onun hatasını görsene’ diye
uyarıda bulunuyoruz... Vatandaş her şeyi görüyor da, muhalefet olarak sizler
neden vatandaşa alternatifi gösteremiyor ve ikna edemiyorsunuz... Acaba
iktidarın genelde yaptığı yanlışları muhalefet olarak sizler yerelde yaptığınız
için olabilir mi?! İstanbul-Ankara kara yolunda dün trafik akışı durdu...
Ülkemiz ne karlar ne kışlar gördü ama bugüne kadar tek şeritten de olsa trafik
akışı sağlandı ve araçlar otoyolda mahsur kalmadı... Ama artık yollarımız da
özelleşti... Parayı almayı biliyorlar, parayı basmadan geçirtmiyorlar ama iş
hizmete gelince vatandaşı mağdur etmeyi çok iyi beceriyorlar... Keşan’a
gelince... Ulaşımı özelleştirmediniz mi, temizlik hizmetini özelleştirmediniz
mi... Kar kendini gösterdi, ne yolcu minibüsleri duraklarına ulaşabildi ne de
çöpler alınabildi... Üstüne üstlük bir de çalışanların maaşları da ödenmiyor...
‘Özelleştirmedik, belediye eliyle
yapıyoruz’ desenize... ‘Diyemezsiniz,
çünkü maaşlar niye verilmiyor’ diye sorduğumuzda ‘ihaleyi alan şirket ödemiyor’ cevabını veriyorsunuz... O zaman ne
fark kaldı aranızda söyler misiniz bana... Onların yaptığı b.k, sizin ki kaka!..
İşte bu nedenle, bana peş peşe neden bizi
eleştiriyorsunuz diyenlere: Trakyaca; ‘Ba
bir kere!’ derler adama böyle (Bak bir kere, baksana bir kere)... Sakın ola
ki Keşan’da yaşarken Keşan’ın sorunlarını Keşan’dan sorumlu olmayanlara
yüklememi beklemeyin benden bir daha ki sefere... Ülke sorunu mevzubahis
olduğunda ben kime yükleneceğimi çok iyi bilirim siz akıl vermeseniz de!.. Bir
dahaki karda görüşmek üzere, saygılar benden size...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder