Keşan İlçe Emniyet
Müdürlüğüne atanan Sayın Ahmet
Yıldız, 31 Ocak 2012 tarihinde görevine başladı... Aynı gün basın
mensuplarına yaptığı açıklamada, ‘1
hafta içinde esnaf, 2 ay içinde de halk rahatlayacak’ dedi... Ve ekledi,‘mesleğim boyunca
hiç yanılmadım.’ diye…
Müdür Bey’imizin bu
açıklamasının ardından ben de bir iki esnafı ziyaret ettim... Esnafımıza, ‘hadi gene yaptınız kafayı, Müdür
Bey, 1 hafta içinde gökten para yağdıracak(!)’ şeklinde espride bulundum... Hatta ‘darısı da 2 ay içinde halkımızın
başına(!)’ dedim... Bugün
Müdür Beyimizin taahhütte bulunduğu süre dolacağı için de dün akşamdan saatimi
05.00’e kurdum... Bu sabah çarşıya erkenden çıktım... Hani esnafımız gökten
düşen paraları toplayacak ya(!), ben de bu mucize tabloyu görüntüleyeyim
dedim...
Ancak nafile... Ne
gökten para yağdı... Ne de bizim esnaf rahatladı... Aksine birkaç gündür baş
gösteren soğuk hava nedeniyle, olmayan rahatlarının, daha da gerilediğini
duydum... Hatta çarşı merkezindeki kalabalığı görünce de heyecanlanıp, Müdür
Bey’imizin söyleminin tuttuğunu düşündüm... Meğer kalabalık yarıyıl tatilinin
sona ermesi ve bizim öğrencilerin okula gitme telaşıymış... Hal böyle olunca da ‘mesleğim boyunca hiç yanılmadım’ diyen müdürümüzün de Keşan’da ilk
yanılgısına şahit oldum(!)...
Ah be müdürüm... Keşan böyledir işte; adamı hem yanıltır hem de
şaşırtır... Keşanlıların fendine ermek zordur... Dikkatlidirler...
Takipçidirler... Gözlemcidirler... Söyleneni hiç unutmazlar... Anlayacağınız
şeytan gibidirler(!)... Ne endine erersiniz ne de fendine...
Keşanlıları ve Keşan
esnafını rahatlatmak istiyorsanız eğer, size de şöyle bir önerim olacak benim:
Öncelikle belirtmek isterim ki; Keşan’ın bugüne kadar yaşanmış en büyük terör
olayları; Yenimescit Mahallesi’nde 1 gecede 3 araç ve 5 evin yanması(!); içinde
bir kutu boş diş macunu ile çöpe atılan valizi, bir vatandaşımın, başka bir
vatandaş kullanır diye Tugay Lojmanları karşısındaki durağa bırakması(!); bir
de olaysız sonuçlanan yürüyüşlerimiz(!)... İşte tüm yaşanan terör olaylarımız
bundan ibaret...
Ha... bir de alkol
terörü var Keşan’ımızda... İçip içip esnafın dükkânına araçlarıyla giren
vatandaşımız... Kaldırımlarda bulunan ağaç ve tabelalara zarar veren
sürücülerimiz... Gökten yağan paraları bilezik karşılığı yapıştıran
erkeklerimiz...
Eğer işe buradan
başlarsanız... 1 hafta içinde esnaf, 2 ay içinde de halkımızın
rahatlayacağından şüpheniz olmasın...
Tabii bu arada sizden
önceki müdürümüz çok saygıdeğer Harun Bey’in, işleri yoluna koymak isterken
gümbürtüye gittiği gibi sizin de her an ayağınız kaydırılabileceğini yabana
atmayınız... Anlayacağınız, devletin siyasetine burnunuzu sokmayacaksınız...
Siyasetçi alkollü araç kullanır; serbesttir... Siyasetçi karıya kıza bulaşır;
mübahtır... Siyasetçi yolun orta yerine park eder; doğaldır... Siyasetçiye her
şey sevap; vatandaşıma günahtır...
Bu arada bugüne kadar
Keşan’ımızda polisimizin görevini en iyi şekilde yaptığından şüphe etmedik...
Yaşlının derdine koşarlar... Cemiyetlerde gürültü kovalarlar... Sokak ortasında
sızanları takip ederler... Alkolikleri evlerine taşırlar... Hırsızları kısa
sürede yakalarlar... Anlayacağınız, üstüne vazife olan ve olmayan bütün işleri,
kısıtlı sayıdaki polisimiz halletmeye çalışır... Bütün bunları da hiçbir‘emir’ olmaksızın, ‘görevlerinin bilinciyle’ yaparlar...
Bana eğer patronum
bir işi çok iyi yaptığım ve sorumluluğumun bilincinde olduğum halde, yaptığım
görevi hatırlatıp, ‘bunu yap’ dese... İçimden çok şey geçiririm(!)...
2 ay içinde tüm
halkımızla birlikte benim de rahatlamam ve terör olmayan Keşan’da terör
estirmeye gerek duymamanız dileğiyle(!)...
Yoksa bilmem kaç
şiddetinde estirdiğiniz bu rüzgâra; devletimin mazotu da yetmez, polisimin de
enerjisi kısa sürede tükenir haberiniz ola... Saygılarımla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder