Sabah sabah yine sinirlerim had safhada... Uykumdan dolandırıcıların telefonu ile uyanıyorum... Gözlerini açmışlar, kır saçlı amcayı nasıl dolandırırızın hesabına koyulmuşlar... Babam sesleniyor sinirli bir ses tonuyla, ‘Neşe, senin bu internetine de....’ diye... Neye uğradığımı şaşırıyorum... ‘Hayırdır’ daha demeden babam devam ediyor; ‘Keşan İlçe Emniyet’ten aradılar, çay içmeye davet ettiler, bizim internet hattını ele geçirmiş Diyarbakır’dan birileri, ne kadar fatura geleceği belli değilmiş, ben gidiyorum şimdi komiserin yanına yardımcı olacaklar! Kimlik bilgilerini bile ele geçirmişler!..’ ‘Olmaz öyle şey, bizim internet sınırsız zaten, limit aşımı olamaz, dolandırıcıdır onlar’ desem de, ‘Ev adresimizi, telefonumuzu hepsini söyledi komiser, ben gidiyorum’ diyor ve babamı tut tutabilirsen!.. Bereket ele ayağı birbirine karışmış, cep telefonunu da telaştan yere düşürünce sim kartı çıkmış ve telefonuna ulaşılamıyor doğal olarak... Ve ev telefonu çalıyor akabinde... Telefonu açıyorum ve karşı uçtaki ses, ‘Salih Bey orada mı?’ diye soruyor... ‘Buyurun ben kızıyım, siz kimsiniz?’ dediğimde, ‘Keşan İlçe Emniyet’ten komiser Hakan Bey’ cevabını veriyor... ‘Pardon Hakan Bey soy isminiz?’ diye soruyorum ve ‘Hakan Demir’ cevabını alıyorum... ‘Ne zaman İlçe Emniyet’te göreve başladınız, ben de Keşan’da gazeteciyim, ancak Hakan Bey diye bir komiser hatırlamıyorum’ diyorum... Pişkin pişkin ‘yeni’ cevabını veriyor... ‘Emniyet Müdürünüzün ismi neydi?’ diye soruyorum, cevap olarak; ‘böyle gizli bilgilerin cevabını telefonda veremem!’ yanıtı ile karşılaşıyorum... Bu gizli bilgi karşısında gülmek geliyor içimden ama ben kalayı basmayı tercih ediyorum!.. ‘Sabah sabah yemediniz içmediniz de kimin canını yakacağımın derdine mi düştünüz, pis dolandırıcılar, hadi bakalım komisersen gel de ver sana ettiğim hakaretin hesabını, ananı av...dını, süla...ni...’ ne aklıma geldiyse dizdiriyorum işte... Bu arada babam da şaşkın şaşkın beni izliyor... O hınçla telefonu dolandırıcının yüzüne vuruyorum ve babama da ‘senin komisere cevabı verdim, bizim İnterneti de ellerinden aldım!’ diyorum... Babam hâlâ şokta... Ve hâlâ inanamıyor... İnanamadığı benim ha... Öyle bir işlemişler ki adama, onlara kandığını gururuna yediremediği için benim yaptığım konuşmaya şahit olduğu halde inanmamakta direnecek neredeyse... Bir de babam kır saçlının okumuşundan, tahsillisinden, her gün en az birkaç gazeteyi baştan sona okuyup, yalayıp yutanından!.. Televizyonun sadece haber programlarını izleyeninden... Emekli İlçe Milli Eğitim Müdürüdür kendisi... Ve defalarca da bu dolandırıcılık haberlerini okumuş, bizzat bundan birkaç ay önce yine dolandırıcıyla yaptığım kavgalı telefon görüşmesinin birebir şahididir... Buna rağmen sabahın köründe girmişler adamın beynine... Şimdi bütün bu dolandırıcı ve babam ile benim aramda geçen diyalogu yazdıktan sonra gelelim işin kolluk kuvveti ve alınacak tedbirler bölümüne...
Evet, ‘polis
amca’ lakaplı Keşan’a yeni atanan ve 2 gün önce göreve başlayan İlçe
Emniyet Müdürümüz Sayın Mehmet Bey, diyeceğim size... Artık hırsızlıklar sanal
yoldan yapılıyor gördüğünüz üzere... Karda yürüyüp, iz bırakmama cinsinden hem de!..
Bu konu birçok kez yerel basında gündeme gelmesine, haber yapılmasına karşın
hemen hemen her gün bir ya da birden fazla vatandaşımızın canı yanıyor ve
dolandırılıyor bu yöntemle... Bunu bir şekilde anlatmanız, önlem almanız lazım
bir an önce... Gazete okuyanı var, okumayanı var... Astığınız afişlere bakanı
var, bakmayanı var... Okuma yazması olanı var, olmayanı var... Görevlendirin
birkaç polis memurunu, gitsinler kahvehanelere, öğretmenevlerine ya da
hazırlatacağınız broşürler tek tek bırakılsın evlere... Bunu belli bir yaş
kesiminin anlayacağı bir dille anlatın... Her ihtimali önlerine koyun,
izahatını yapın... Dolandırıcıların hangi konularda kanlarına girebileceğini,
akıllarını çelebileceğini ifade edin... Yazıktır, günahtır vatandaşıma... Kenarda
üç-beş kuruşu varsa onu da kaptırmasın böyle sahtekârlara... Allah korusun,
kalbi olan, farklı bir hastalığı olan vatandaşımı da böyle bir stres götürür
öteye vallah!..
Diyeceğim şudur ki; telefon hırsızları cirit
atıyor ortalıkta... Madem İpsala’da çok başarılı çalışmalara imza attınız, alın
Keşan’da da başarılı işlere imza atmanız için bir fırsat size... Dolandırıcıları
yakalayamasanız da, vatandaşı bilgilendirin de ellerine düşmesini engelleyin...
Hodri Meydan diyorum, size böyle bir fırsat öneriyorum... Saygılarımla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder