Dün sabah babamı arayan ve
benim de müdahil olduğum telefon yoluyla dolandırıcılık olayında yaşadığımız
diyalogun ardından, bu seferde benim cep telefonum çaldı... Tam da
dolandırıcıları yine hayal kırıklığına uğratmamın şerefine Türk kahvemi
yudumlarken, sigaramı da tellerken... Beni sabah saatlerinde arayan bir Roman
vatandaşımız idi ve ‘hayırdır sabah
sabah beni rüyanda mı gördün’ dediğimde, içini dökmek(!) istediğini
belirtti...
‘Ya abla’ diye başladı söze... Kafası pek karışıktı Roman
vatandaşımızın... ‘AK Partili olan Roman
vatandaşları için, bir parça erzak ve kömüre sattınız kendinizi diyorlar’
cümlesi ile konuşmasını sürdürdü... ‘Eee...
ne olmuş diyorlarsa, yalan mı?’ diye sordum kendisine... ‘Evet abla doğru. Bize erzak verdiler,
kömür verdiler, yeşil kart verdiler, biz de oyumuzu verdik... Açtık karnımız
doydu, üşüyorduk ısındık, paramız yoktu doktora gidemiyorduk ama şimdi
bedavadan gidiyoruz neden bizi yadırgıyorlar’ cevabını verdi bana... İçini
döktüğünü ve telefonu kapatacağımız düşüncesiyle, ikinci sigaramı yakma ve
kahvemi rahatla yudumlama hazırlığındayken, ‘Hadi biz fakirlikten AK Partili olduk, sebeplendik. Ya zenginlere ne
demeli be abla? Onlara neden sormazlar, siz neden AK Partili oldunuz, neyinden
sebeplenirsiniz diye?’ demesin mi bana... Şimdi ne cevap verirsin sorusu
karşısında bu garibana... ‘Etinden,
sütünden, balından, kaymağından, bankasından, toprağından, arazisinden,
ihalesinden, yolundan, suyundan, hayvanından, ayakkabı kutusundan, kasasından, köprüsünden,
bağından, bahçesinden!’ mi diyecektim Roman vatandaşımıza... ‘Takma kafana’ dedim kısaca... Sen açtın
aldığın erzak karnını doyurdu, kış aylarında donuyordun şimdi ısınıyorsun,
hastalanınca doktora gidemiyordun şimdi tedavini oluyorsun; onlarında bankada
paraları vardı üstüne katmer yaptı, çocuklarının geleceği garanti altındaydı
şimdi torunlarınınkini de garantiye aldı, 1000 dönüm arazisi varsa 5000 dönüm
yaptı, milletler arası iş yaparken, uluslar arasına açıldı, aldıkları
ihalelerin sayıları arttı!.. ‘Hiç ama
hiç takma kafana’ dedim yine Roman vatandaşımıza... Dünya malı dünyada
kalıyor ama hepimiz birer faniyiz bu dünyada ve giderken boyumuza ve kilomuza
göre aynı cins patiska parçasına sarılıp gidiyoruz öteki dünyaya... Ya
birimizinki 2 metre
az ya da 2 metre
çok oluyor en fazla... Sen asıl ebedi
hayata göçeli 77 yıl olmasına karşın hâlâ tüm dünya insanının hafızasından
silinmeyen Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan ve izinden ayrılma... Onu unutma,
unutturma... O faniler elbet unutulacak ancak Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk daima kalbimizde yaşayacak... Bugün açlık
hissedebilirsin, üşüyebilirsin ama Ulu Önderimiz sayesinde Türk evladısın ve
özgürce yaşamaktasın... Özgürlük satın alınamaz ancak erzak da kömür de satın
alınabilir... Bunu sakın unutma ve geleceğini satma!.. Saygılarımla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder