7 Şubat 2015 Cumartesi akşamı, saat 23.00
sıraları... Yunanistan’ın Aleksandropolis (Dedeağaç) şehri... Bir vatandaşımız
ulaştı bana o saatlerde Dedeağaç’tan... ‘Sizin
Keşanlılar aşmış kendini!’ dedi... ‘Hayırdır,
hangi yönde aştılar?’ diye sorduğumda, aynen şu cevabı verdi: “Şu anda Dedeağaç’tayız. Havaalanından
şehre girişte, duvarında EROS adı ve amblemi bulunan, içerisinde de bir kadın
ve madamın yaşadığı evin karşısındayız. Bu evin öyle bir özelliği var ki; dışarıdan
bakıldığında kırmızı ışıklar yanıyorsa müsait, loş kırmızı ışık ise müşterisi
var anlamını taşıyor. Bu şehirde bu mekan da Aşk Evi olarak anılıyor.”
Bu açıklamadan sonra, ‘Ee hayırlı olsun size! Işıklar nasıl peki? Çok kırmızı mı az kırmızı
mı!.. Yani bekleyecek misiniz, hemen mi gireceksiniz?!’ diye sorunca, ‘Senin hemşehrilerden bize sıra kalır mı?
Keşanlılar kapmış sırayı!..’ cevabı geldi... ‘Şansınıza küsün, hızlıdır hemşehrilerim!’ cevabını yapıştırdım...
Sonra da, ‘Size ne hemşehrilerimin özel
hayatından, bunun için mi beni aradınız...’ diye tafra yaptım... Ancak
arayan vatandaşımın, ‘Kimsenin özel
hayatına müdahale edecek halimiz yok, ister kırmızı ışıklı eve gider, ister
yeşil ışıklı evin önünde pinekler, ister sarı ışıklı eve gidip dilediğini
yapar. Ancak bunu yaparken özel aracına atlar, canı çektiği yere gider... Resmi
bir kurumun aracının böyle müstehcen yerlerin önüne park edip, kişisel
emellerine alet edemez’ cevabıyla karşılaştım... Bu cevap karşısında tabii
birden afalladım... ‘Emin misiniz, resmi
bir kurumun aracı olduğundan’ diye sorguladım... O anda 22 .. ... plakalı
siyah renkli kurum aracının tüm detayları tarafıma verildi, bu verilen bilgiler
karşısında da ‘pes!’ dedim... Hatta
evden çıkıp araca binen birkaç kişinin, acele olarak hem de ters yöne girip
gözden kaybolduklarını da bizzat öğrendim...
Kimsenin özeline karışacak, müdahale edecek
hakkımız yok... Parası bolsa, kendine güveniyorsa EROS’tan çıkmaz, kırmızı
ışıkları da hep loş tutar!.. Ancak... Bir kurum aracını kendi emelleri adına
lekelemek de insan onuruna yakışmaz... Atla arabana, git istediğin mekana...
Bir kurum aracını nasıl bir Aşk Evi’nin önüne park edip de reklam edersin
elaleme... Sınırı geçtik, kimse görmez diye mi içiniz rahat gittiniz bu yere...
Ha şunu bileydiniz ki, Keşanlıların bir ayağı Türk sınırında, bir ayağı da
Yunan sınırında... Ne zaman gitseniz Keşanlı bir aileyi görmeniz mümkün Yunan
restoranlarında... Ara ara merak edip, neler olup bitiyor diye de turlama
yapıyorlar böyle mekanların civarında!..
Bütün kurum yöneticilerinin de kulağına küpe olsun bu sefa!.. Şahsi
emellerinize kurum araçlarını alet etmeyin, ne halt yiyecekseniz özel aracınıza
atlayıp gidin ve kurumunuza da laf getirmeyin... Üyeleriniz kurumunuzu ayakta
tutmak için katkı yapıyor ve size destek veriyorsa, bunu kurumuza leke sürmeniz
için değil, hizmet vermeniz içindir bilesiniz!.. Ya uçkurunuza sahip
olacaksınız ya da resmi kurum araçlarından uzak durup, kırmızı ışıklı
zevkleriniz için kendi araçlarınızı kullanacaksınız!.. Saygılarımla...
"Harikaa..."
YanıtlaSil