11 Şubat 2015 Çarşamba

RESMİ BİR KURUMUN ARACI, YUNAN’DA AŞK EVİ BAHÇESİNDE YAKALANDI!..


  7 Şubat 2015 Cumartesi akşamı, saat 23.00 sıraları... Yunanistan’ın Aleksandropolis (Dedeağaç) şehri... Bir vatandaşımız ulaştı bana o saatlerde Dedeağaç’tan... ‘Sizin Keşanlılar aşmış kendini!’ dedi... ‘Hayırdır, hangi yönde aştılar?’ diye sorduğumda, aynen şu cevabı verdi: “Şu anda Dedeağaç’tayız. Havaalanından şehre girişte, duvarında EROS adı ve amblemi bulunan, içerisinde de bir kadın ve madamın yaşadığı evin karşısındayız. Bu evin öyle bir özelliği var ki; dışarıdan bakıldığında kırmızı ışıklar yanıyorsa müsait, loş kırmızı ışık ise müşterisi var anlamını taşıyor. Bu şehirde bu mekan da Aşk Evi olarak anılıyor.”
   Bu açıklamadan sonra, ‘Ee hayırlı olsun size! Işıklar nasıl peki? Çok kırmızı mı az kırmızı mı!.. Yani bekleyecek misiniz, hemen mi gireceksiniz?!’ diye sorunca, ‘Senin hemşehrilerden bize sıra kalır mı? Keşanlılar kapmış sırayı!..’ cevabı geldi... ‘Şansınıza küsün, hızlıdır hemşehrilerim!’ cevabını yapıştırdım... Sonra da, ‘Size ne hemşehrilerimin özel hayatından, bunun için mi beni aradınız...’ diye tafra yaptım... Ancak arayan vatandaşımın, ‘Kimsenin özel hayatına müdahale edecek halimiz yok, ister kırmızı ışıklı eve gider, ister yeşil ışıklı evin önünde pinekler, ister sarı ışıklı eve gidip dilediğini yapar. Ancak bunu yaparken özel aracına atlar, canı çektiği yere gider... Resmi bir kurumun aracının böyle müstehcen yerlerin önüne park edip, kişisel emellerine alet edemez’ cevabıyla karşılaştım... Bu cevap karşısında tabii birden afalladım... ‘Emin misiniz, resmi bir kurumun aracı olduğundan’ diye sorguladım... O anda 22 .. ... plakalı siyah renkli kurum aracının tüm detayları tarafıma verildi, bu verilen bilgiler karşısında da ‘pes!’ dedim... Hatta evden çıkıp araca binen birkaç kişinin, acele olarak hem de ters yöne girip gözden kaybolduklarını da bizzat öğrendim...
   Kimsenin özeline karışacak, müdahale edecek hakkımız yok... Parası bolsa, kendine güveniyorsa EROS’tan çıkmaz, kırmızı ışıkları da hep loş tutar!.. Ancak... Bir kurum aracını kendi emelleri adına lekelemek de insan onuruna yakışmaz... Atla arabana, git istediğin mekana... Bir kurum aracını nasıl bir Aşk Evi’nin önüne park edip de reklam edersin elaleme... Sınırı geçtik, kimse görmez diye mi içiniz rahat gittiniz bu yere... Ha şunu bileydiniz ki, Keşanlıların bir ayağı Türk sınırında, bir ayağı da Yunan sınırında... Ne zaman gitseniz Keşanlı bir aileyi görmeniz mümkün Yunan restoranlarında... Ara ara merak edip, neler olup bitiyor diye de turlama yapıyorlar böyle mekanların civarında!..  Bütün kurum yöneticilerinin de kulağına küpe olsun bu sefa!.. Şahsi emellerinize kurum araçlarını alet etmeyin, ne halt yiyecekseniz özel aracınıza atlayıp gidin ve kurumunuza da laf getirmeyin... Üyeleriniz kurumunuzu ayakta tutmak için katkı yapıyor ve size destek veriyorsa, bunu kurumuza leke sürmeniz için değil, hizmet vermeniz içindir bilesiniz!.. Ya uçkurunuza sahip olacaksınız ya da resmi kurum araçlarından uzak durup, kırmızı ışıklı zevkleriniz için kendi araçlarınızı kullanacaksınız!.. Saygılarımla...



1 yorum: