24 Kasım 2014 Pazartesi

KÜRT AÇILIMI KEŞAN’DA DA MEYVELERİNİ VERMEYE BAŞLADI!

    Dün gece saat 23.00 sıralarında, Keşanlı bir kardeşimiz sosyal paylaşım sitesi olan facebook hesabımın duvarına gün içinde yaşadığı bir olayın videosunu paylaşmış, ‘Neşe abla bugün 5 saat bunu dinledik. Ne olur bari sen duy bizi. Nereye gidiyoruz? Sözde cumhuriyetin kalesi Keşan burası’ diye de bir not düşmüş...
   Olay  Cumhuriyet Mahallesi Semt Sahası yakınında bir alanda geçiyormuş... Dün sabah saatlerinde Kürt vatandaşlarımız tarafından gerçekleştirilen bir düğün cemiyetinde Kürtçe müzikler seslendirilip, halay çekilmiş... Bu durumdan rahatsız olan vatandaşlarımız da tepki vermiş... Yine bana video gönderen kardeşimizin sayfasına baktığımda, paylaşımı ile ilgili yorumlara da göz attım ve birkaçı aynen şöyle:
- Polisi arıyorum, ‘Kürtçe söylerler sana ne’ diyor... Sonra kalkıp şehitlerin arkasından ağlayan sahte insanlar dolmuş Keşan’da.
- Polisi de aradık, emniyet müdürünü de, ülkü ocaklarını da kimse bir şey yapmıyor.
- ‘Oraya gidelim’ diyorum, polis, ‘içeri alırız’ diyor. Kısacası seve seve katlanacakmışız.
- Ah be kardeşim, ben orada olacaktım yemişim polisi.
   Öncelikle kardeşim şunu belirteyim ki; ben artık Keşan’ın cumhuriyetin kalesi olduğuna pek inanmıyorum... Birçok köşe yazımda hâlâ ben de Keşan’ı -cumhuriyetin kalesi- olarak lanse etsem de, Bayraktepe’de dalgalanan Türk bayrağımızı yırtık halde gördükten sonra içim burkuldu ve bu düşüncem azaldı...
   Şimdi gelelim dün yaşanan ve tepki verdiğin olaya... Her şeyden önce; ister Kürt, ister Türk, ister laz, ister Roman, ister Alevi her kim olursa olsun, hangi etnik grubun cemiyeti olursa olsun, çevreye rahatsızlık verecek şekilde yüksek sesle müzik yayını yapmak doğru bir davranış değil... Bunu daha önce de birçok kez dile getirmiş ve Keşan’da yapılan sokak düğünlerinin çevreye verdiği rahatsızlıklara dikkat çekmiştim... Sonuç mu; Kaymakamlık konutu civarında sokak düğünleri yasaklandı(!), diğer mahallelerde de saat 00.00’dan sonra polis zoruyla müzik yayını ancak durdurulabildi, hâlâ da aynı şekilde devam ediyor...
   Kürtçe şarkı söylenmesi doğru mu? Sana göre ya da bana göre veya birçoğumuza göre doğru değil ama -yasak- var mı? Yok... Bir başka düğünde de İngilizce şarkılar söyleniyor ve birçoğumuz ne anlam taşıdığını bilmediğimiz halde dinliyoruz ve sesimizi çıkarmıyoruz...
   Şimdi gelelim esas meseleye... Keşan’da 10 yıl öncesine kadar kaç tane Trakya dışından vatandaş vardı, bugün sayıları kaç oldu? Biz Trakyalılar, Keşanlılar yabancıları bağrımıza basmaya bayılırız! İster Kürt olsun ister başka ırktan!.. Hükümetten örnek alıyoruz bu tür davranışları... Keşanlı esnaf ekmek yiyemiyor yabancılara verdiğimiz destekten!.. Bir yabancı bir iş tuttu mu, diğer akrabasını çağırıyor memleketinden... Bir aile gelse en az 8 kişi birden... Eşi, kuması, 6 çocuğu, işte Keşanlı 3 aileye bedel!.. Çalışıyorlar, işten kaçmıyorlar, ne iş verilse ucundan tutuyorlar... Yemiyorlar, biriktiriyorlar... Gezmiyorlar, eğlenmiyorlar, paraları depoluyorlar, kat kat apartmanlar çıkıyorlar... Bir de hepsi müteahhit kesildi başımıza!.. Ayrımcı değilim... Hepimiz bu ülkenin vatandaşlarıyız, Türkiye Cumhuriyeti Devleti çatısı altında yaşıyoruz... Ancak... Trakyalı bir vatandaş gitsin Güneydoğu’ya bakalım esnaflık yapabilir mi? Devlet memuru olarak giderler, devletten maaşını alırlar amma, hele bir dükkan açıp esnaflık yapmaya kalksınlar da, o dükkan nasıl başlarına yıkılıyormuş görsünler!.. Abartmıyorum... Güneydoğu’da hizmet yapan birçok arkadaşım var ve hepsiyle haftada birkaç gün bu konuları görüşüp, o bölgedeki yaşam koşullarını ve hayat felsefelerini dinlerim onlardan... Devlet memuru olan bir arkadaşım eşine bir dükkan açmaya kalktı da, dükkan camlarının indirilmesinden kundaklanmaya kadar varan olaylar yüzünden memurluktan da istifa edip döndü memleketine... Ama biz, herkesi kucaklıyoruz, iş imkanı tanıyoruz, daha da ileri gidip kendi canımız gibi yükselmesine vesile oluyoruz... Peki onlar niye Trakyalı’ya bu şekilde davranmıyor? Ayrımcılık bizde mi, yoksa onlarda mı? Kim sorarsa bizde!.. Biz Trakyalılar, biz Keşanlılar kenetlenmeyi, birbirimize destek olmayı bilmediğimiz sürece, bize her şey müstahak...  İşte böyle bir vatandaşımız çıkar, sosyal paylaşım sitelerinde paylaşır, ‘gören görür, görmeyenin başı sağolsun!’ der geçeriz... Hükümetimiz Kürt açılımı yaptı, doğrudur... Ama açılıma destek veren de bizler olduk... Bugün AK Parti’den İl Genel Meclisi Üyesi 2. sıra adayı Adnan Vural... Kürt müdür? Kürt’tür... Kim Adnan Bey’i İl Genel Meclisi Üyesi yaptı? Biz... O halde susalım ve sesimizi çıkarmayalım. Kendi düşen ağlamazmış!.. Saygılarımla...


Not: İl Genel Meclisi Adnan Vural’a karşı hiçbir art niyetim yoktur, sadece yazıma en güzel örneği kendisi teşkil ettiği için ismini zikretmek durumunda kaldım... Çalışmalarında başarılar dilerim... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder