Durun durun... Hemen öyle peşin hükümlü
olmayın... Önce yazıyı sonuna kadar okuyun ve neden ‘başkahramanı yine kadın’ yaptığımı iyice bir anlamaya çalışın...
Bugün 25 Kasım.. Kadına
Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü...
Sabahtan başladım kadının şiddet gördüğü olaylarla ilgili haberleri okumaya...
Ta ki bu saate kadar da ara ara hep okudum... Kadın neden şiddet görmüş,
kadının en çok şiddet gördüğü olaylar neler, kadın şiddeti neden ve kimden yaşamış...
Alkolik kocalar, bunalıma giren eşler, cani
babalar vs... Fizik olarak kadından güçlü olan erkek, kandını hep ezmiş,
aşağılamış ve şiddet uygulamış... Çünkü kadın sadece fizik olarak güçsüzdü
erkekten... Bu nedenle de kadından güçlü olmanın tek yolu, şiddet uygulamaktı erkekler
için... Kimi kadınlar bu şiddete yıllarca maruz kaldı, kimisi sığınacak bir el
aradı, kimisi vurdu kapıyı gitti, kimisi sığınma evlerinde aldı soluğu, kimisi
derdini paylaştı, kimisi paylaşamadı, kimisi hayatını kaybetti, kimisi büyük
yaralar aldı, kimisi katil yaptı, kimisi de katil oldu... Çeşitli hikayeler
sıralayabilir kadına uygulanan şiddet olayları ile ilgili... Ancak... Şöyle bir
kadına şiddet olaylarının arka yüzüne baktığımızda, %80’inde kadın çıkıyor yine
perde arkasında...
Bir erkek düşünün evli
barklı ve başka bir kadına aşık oluyor... Ve bu aşkı yüzünden evdeki kadına
şiddet uyguluyor... Niye? Başka bir kadına olan aşkı yüzünden!
Yine bir kadına aşık olan ancak medeni
durumu nedeniyle aşkına karşılık bulamayan erkek çareyi alkolde buluyor, içiyor
içiyor ve evdeki kadınına şiddet uyguluyor... Niye? Başka bir kadına olan aşkı
yüzünden!
Evli bir erkek yasak aşkına kavuşmak için
karısını öldürüyor. Niye? Başka bir kadına kavuşmak için!
Karısına aşık olan ancak maddi olarak
karısının isteklerini karşılayamayan erkek, karısının dırdırından şiddet
uygulayarak sıyrılmak istiyor. Niye? Aşık olduğu karısına maddi anlamda
yetemediği için!
Yine bir erkek annesinin baskısı yüzünden
karısına şiddet uyguluyor? Niye? Kadın olan annesine sevgi ve saygısından
ötürü!
Tabii ki, kadına uygulanan şiddet
olaylarının tamamının arkasında bir kadın yok ama %80’inde de kadın var...
O halde biz kadınlar, en büyük kötülüğü yine
hemcinslerimize kendimiz yapıyoruz...
Evli bir erkeğe aşık olan kadın, önce o
erkeğin karısının yerine kendisini koysun ve 4 dakika düşünsün...
Evli bir erkeği baştan çıkarmaya çalışan ve
ona ümit veren kadın, önce o erkeğin karısının yerine kendisini koysun ve 3
dakika düşünsün...
Evli bir erkeğe aşık olan ya da ondan
yararlanmak için yuva yıkmayı göze olan kadın, önce o erkeğin karısının yerine
kendisini koysun ve 2 dakika düşünsün...
Evli bir erkekle gelecek hayali kuran ve
hemcinsinin geleceğinin kararacağını gözardı eden kadın, önce hemcinsinin
yerine kendini koysun ve sadece 1 dakika düşünsün!..
Ben derim ki; eğer toplumumuzda ahlaki
değerler ön plana çıkar ve toplum bu yönde eğitilirse, kadına şiddet
olaylarında büyük ölçüde azalma görülür!.. Kadına şiddet sadece; dayak değildir...
Kadın en büyük şiddeti; bu tür ahlaksızlıklara maruz kalmakla yaşamaktadır... Ve
bu ahlaksızlıkların başkahramanı olan kadınların, bir gün kendilerinin de bu
tür şiddete maruz kalabileceklerini hesap ederek, şiddete son vermelerini
diliyorum... Saygılarımla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder