Tarih: 18 Nisan 2015
Cumartesi
Saat: 11.28
Yer: Keşan-İstanbul Karayolu
Olay: Seyahat halindeyken
bonzai vakası
Olay Kahramanı: Ailesi İstanbul’da
ikamet eden, kendisi de Keşan’da yüksekokul eğitimi gören gencecik bir
delikanlı
Evet sevgili anne, babalar... Keşan’daki
mülki amirinden en alt kademesine kadar sorumlu olan ilgililer... Birde
evlatlarımızı zehirleyen yere batasıca zehir tacirleri...
Önce bizzat şahit olduğum olayı sizlere
paylaşayım... 18 Nisan 2015 Cumartesi günü saat 10.30’da İstanbul’a gitmek
üzere Keşan’dan Öz Keşan Turizm’in aracı ile hareket ettik... Hareket saatinden
yaklaşık 10 dakika önce İstanbul’a gitmek üzere yerini ayırtan bir delikanlı
(Keşan’da yüksekokulda eğitim gören) çantasını araca bırakıp, 5 dakika içinde
döneceğini belirterek Eski Köy Garajı’ndan Paşayiğit Caddesi yönüne gitti ve
kısa sürede dönerek araçta yerini aldı... Saati gelen araç hareket etti ve
içerisinde ben de dahil 5 yolcusu ile İstanbul yolunu tuttu... Ancak Tekirdağ’a
yaklaşık 20 kilometre
kala bir mesafede arkada oturan bey yanındaki gencin fenalaştığını söyleyerek
şoförü uyardı... Şoför hemen aracı sağa park etti ve şoför ile yolcular
fenalaşan bu gence müdahaleye başladı... Gencin ağzından köpükler çıkıyor,
gözleri kayıyor ve kendinden geçiyordu... Bu manzarayı daha önce de görmüş ve
içimden teşhisi koymuştum!.. Şoföre 112 Acil’i arayacağımı söyledim ve bir
taraftan da aradım... Çıkan sağlık görevlisine durumu izah edip yardım istedim...
Genç delikanlı tamamen kendini kaybetmişti... Bu sefer genç delikanlının
fenalaşması ile ilgili içimden geçirdiğim teşhisini dışarı vurdum ve ‘bonzai vakası’ dedim... Meğer diğer
yolcularda aynı teşhisi içlerinden geçirmişler!.. 15 dakika içinde 112 Acil
Servis ambulansı geldi, delikanlıyı ambulansa aldı, cep telefonundan ailesine
haber verildi ve biz yolumuza devam ettik... Tabii ki bu arada, yine araçta
olan bir genç kız da arkadaş çevresinde şahit olduğu olayları anlattı ve bonzai
içen arkadaşlarının da benzer durumları yaşadığını anlattı...
Şimdi gelelim olayın gelişme noktasına... Ailesinin
eğitim için İstanbul’dan Keşan’a gönderdiği 20 yaşındaki delikanlının bu zehri
temin etmesi yaklaşık 10 dakika sürdü!.. Keşan’da uyuşturucu maddeye ihtiyaç
duyanların bunu elde etmesi bu kadar kolay mı? Keşan’a vatani görevini yapmaya
gelen erlerden sonra öğrenim için gelen öğrenciler de mi bonzai satıcılarının
ağına düştü!.. Bu delikanlı seyahate çıkmadan önce bile bonzai içmeyi ihtiyaç
hissediyorsa, hafta içi Keşan’da eğitimine devam ederken hiç mi ihtiyaç
hissetmedi ya da içici ama hiç mi öğrenim gördüğü okulun idarecileri durumu
fark etmedi, ilgili birimlere bilgi vermedi? Yoksa içicilerin de
cezalandırılmasından ötürü artık satıcılar farklı bir strateji uygulayıp, zehri
sattıkları evlatlarımıza zehirlenmeleri için mekan da mı ayarlıyorlar? Ancak
her ne olursa olsun ki ortada bir gerçek var o da; gençlerimiz, evlatlarımız,
yavrularımız zehirleniyor, zehirliyorlar... Ve zehirledikleri kitle de her
geçen gün büyüyor... Çarşı iznine çıkan erler çok rahat bonzai temin
edebiliyor, öğrenciler çok rahat bonzai temin edebiliyor, Keşanlı gençler çok
rahat bonzai temin edebiliyor... Peki ilgililer ne yapıyor? Mutlaka uyuşturucu
ile mücadele ediliyor ve gereği yapılıyordur ama görünen o ki, yetersiz
kalıyor... Bu konuda farklı bir strateji geliştirilsin ve herkes üzerine düşeni
yapıp, Keşan’ımızı ve Keşan’da yaşayan evlatlarımızı bu bataktan kurtarsın... Basın
üstüne gitsin, aileler uyarılsın, polis daha etkin rol üstlensin ve Keşan’ın
mülki amiri Sayın Kaymakamımız da konuyla ilgili tüm birimleri harekete geçirip
zehir tacirlerinin Keşan’da barınmasını engellesin... Yoksa Sayın Kaymakamımız;
hayvancılık gelişecek, tarım ilerleyecek, turizm hareketlenecek ama bunları yaşatacak
evlatlarımız yaşamayacak!.. Önce evlatlarımızı bu zehir tacirlerinin ellerinden
kurtaralım, onları yaşatalım; diğerlerini yaşatmayı da yaşatmayı başaracağımız
genç nesillere bırakalım!.. Saygılarımla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder