1 Aralık 2012 Cumartesi

KALORİFERDE KESTANE KEBAP DA YEDİK SONUNDA!


Keşan’ın ilk kooperatifi olan ve benim de şu anda ikamet ettiğim Yuvam Evleri… 37 yıl önce inşa edilmiş ve ısınma sistemi de sobalı…
Komşuluk ilişkileri ise mükemmel… Birçok daire sahibi, maddi imkanı olduğu halde hem konumu hem de komşuluk ilişkileri nedeniyle dairesini satmayarak, yıllardır oturur bu binalarda… Hatta sırf ısınma sistemi nedeniyle zaman zaman kaloriferli eve taşınan kişilerden bazıları bile yine dönüp dolaşıp yerleşmiştir sobalı evine…
Bu yıl bizim apartman anlaştı ve gerek yaşları itibarı ile kova (soba kovası) taşımak zor geldiği gerek yeterince ısınamadıkları ve üşüdükleri gerekçesiyle, kalorifer döşetmeye karar verdi… Ve döşettik de…
Sonra mı ne oldu… İlk denemede derece ayarını kaçırmamız nedeniyle kalorifer boruları yamuldu! Neyse, bu acemi denemesinin ardından, tesisatı döşeyen ustalar gelip, borulara ayar çekti ve normale döndü…
Ancak sorun çözüldü mü? Onlara göre çözüldü, bana göre çözülmedi…
Sabah uyandığımda kendimi hamamda sanıyor, akşam eve girerken de saunaya girmiş gibi hissediyorum… Evde kaloriferden ziyade harıl harıl soba yanıyor sanki… Evin içine girdiğim gibi yüzüme ateş vurduğunu hissediyorum! Anlayacağınız apartmanımızdaki sıcak ilişkiler ısınma sistemimize de yansıdı… Hepsini birbirinden çok seviyor ve saygı duyuyorum…
Ancak geçenlerde yaşadığım olaya da pes diyorum… Eve girdiğimde kızımın önünde kestane dolu bir tepsi gördüm… Lokum gibi olmasa da yenecek kıvamdaydı kestaneler…
Kızıma ‘Nerede pişirdin bunları’ diye sordum… Cevap mı: Kalorifer üzerinde anneciğim!’
Çok şükür Allah kaloriferde kestane kebap yemeyi de nasip eyledi bana… Ancak kestaneyi sobada yemenin keyfi bir başka… Kaloriferde kestane pişirilen bir evde oturmak mı? Düşman başına!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder