20 Aralık 2012 Perşembe

‘İKİ AYAKLI’ VE ‘DÖRT AYAKLI’…- köşe yazımın tam metni

Vatandaşımın şikâyeti hiç bitmiyor… Kalemi keskin olan, lafını hiçbir şeyden esirgemeyen gazetecilere derdini anlatıyor ve dillendirilmesini istiyor… Sonuca ulaşmayacak olsa bile kamuoyunun bilmesinde fayda olacağını düşünüyor… En azından ‘benim derdim belki başkalarının da derdidir’ deyip, kendine yandaş arıyor…
Önceki gün bir vatandaş geldi yanıma… Kendisinin sorunu değilmiş ama başka bir vatandaş tarafından, bana iletmesi söylenmiş ona… Bu vatandaşım da boynuna borç kalmasın diye iletti kalabalık bir ortamda bana… Keşan’ı köpekler basmış, bu vatandaşım da pek rahatsızmış… ‘Yazsın Neşe Hanım şu köpekleri, uyarsın ilgilileri’ demiş… Bana rastlayamadığı için de şikâyetini vatandaş aracılığı ile göndermiş…
Buraya kadar her şey tamam… Sadece bu vatandaşımın sorunu değil ki sokak köpeklerinin çokluğu, birçok vatandaşım gibi benim de sokak köpeklerinden var bir hayli şikâyetim… Nasıl üremektir bu be kardeşim… Kimse bu köpeklerin lideri, veriyor onlara ‘doğurun!’ diye gazı… 3’le de kalmıyor itler, 5’er 10’ar encekliyor mübarekler!
Ancak iletilen bu şikâyet ortamında patlattı bombayı yine bizim erkekler! Ne mi dediler? Köpeklerin ne zaman ilgi alanıma gireceğinden söz ettiler…
Dediler ki; bizim köpekler ne zaman gitmeye başlarlarsa pavyonlara, Neşe Hanım’ın ancak o zaman girerler ilgi alanına! Hele hele başladılar mı da paraları basmaya, mübarekler bıkarlar yazılmaya!
O nedenledir ki varsa köpekten yana şikâyeti olanlar, çizsinler rotayı, göstersinler yolu… Bak o zaman iki günde bir köşeme konuk olurlar mı olmazlar mı? Gerçi o zaman okuyucularım da karıştırır… ‘Neşe Hanım acaba hangi itleri yazdı’ diye anlamakta zorlanır… Dert etmeyin beya… Her şeyin bir kolayı bulunur… En basitinden; ‘iki ayaklı’ ve ‘dört ayaklı’ gibi!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder