Keşan'ın
düşman işgalinden kurtuluş günü olan 19 Kasım'ı bu yıl
coşkuyla kutlayamadık. Hükümet tarafından milli
bayramlarımızdaki kutlama programlarına getirilen kısıtlama,
kurtuluş bayramlarımıza da getirildi.
Keşan'ın
düşman işgalinden kurtuluşunun 90. yıl dönümü coşkusunu
yaşamamıza izin verilmedi...
Hayır
efendim... Yukarıda yazdığım paragrafın son cümlesine
katılmıyorum... 'Yaşamamıza izin verilmedi...' Eğer
yaşamak isteseydik, bizi kim engelleyebilirdi... 60 bin nüfuslu
Keşan'da 5 bin, 5 bini geçtim 3 bin, 3 bini de geçtim bin kişi
Cumhuriyet Meydanı'nı doldursaydı buna kim engel olabilirdi...
Polis
copla sizi kovalayacak diye mi korktunuz... Üzerinize tazyikli su
sıkılacağından mı çekindiniz... Gökten taş yağacağından mı
sakındınız... Keşanlıların kurtuluş coşkusunu yaşamasına
engel olan sebep neydi?
Yoksa;
geçit töreni yapılmayacağından ve her yıl resmigeçitte 5-10
kuruşluk hediyeler atan araçlar olmayacağından mı gelmediniz!
Yoksa;
nasılsa CHP'li milletvekilleri Ankara'dan kalkıp geldi, 'biz
sıcak yatağımızdan çıkmayalım, onlar bizim hakkımızı
aradıkları gibi bayramda da temsil ederler' diye mi
düşündünüz...
Yoksa;
'mazallah iktidar partisi temsilcisi de alandadır, aman kızanım
hazır işe yerleşti, hükümetim bayramı yasaklamış, benim
gitmek ne haddime, etmeyeyim kızancığımı ekmeğinden' diye
mi iç geçirdiniz...
Yoksa;
'bu topraklarda yaşamaz olaydık, gavur olmak varken ne demeye
Türk olduk, hükümet hazır satıyor, Keşan'ı da satsın da
rahatlayalım' diye mi bekliyorsunuz...
Öncelikle
kutlama programının yapılmayacağından haberli ya da habersiz
gelerek, tören alanında yer alan sevgili hemşehrilerime
şükranlarımı sunuyorum...
Ancak;
polisin copundan korkan, tazyikli sudan çekinen ve taştan sakınan
hemşehrilerim; eline Türk bayrağı alarak sadece bayram coşkusunu
kutlamak için alana gelen hiç kimseye hiç kimse birşey yapmaz...
Ancak;
5-10 kuruşluk hediyeyi size 365 günden herhangi bir gün birileri
verebilir ama 365 günde 19 Kasım sadece bir gündür...
Ancak;
CHP'li milletvekilleri yediğinde içtiğinde sizin karnınız
doyuyor mu, onlar uyuyunca siz uykunuzu alabiliyor musunuz... Tabii
ki hepimizin milletvekilleri ve bizleri savunacaklar, hakkımızı
arayacaklar ama önce biz hakkımızı kendimiz arayacağız ve
temsilcimiz figuran değil kendimiz olacağız... Kişi ancak kendi
varlığını ortaya koyarak kendini temsil edebilir... Başkalarının
sizi temsil etmesi şekilcilikten öteye geçmez...
Ha...
kızancıklarınız için olan kaygınıza gelince... İş'ten geçin
de önce yaşadığınız, on binlerce şehit kanıyla sulanmış
topraklarımıza sahip çıkmayı öğrenin... Bu gidişle yarınlarda
çocuklarınız bırakın işi, 'vatanım' diyebileceği toprak
bulamayacak... İş her yerde, her zamanda mümkündür, bulunabilir,
kazanılabilir ama bu topraklar elden giderse, kendimize yatacak
toprak bile bulamayız...
Bundan
sonra gelecek tüm milli bayramlarda ve kurtuluş bayramlarında,
Keşan halkını duyarlı olmaya ve milletine ve değerlerine sahip
çıkmaya davet ediyorum.
Ne mutlu
Türk’üm, Atatürkçüyüm diyene!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder