Ne güzelde
okulları hayat yapmışız... Hayat diye diye, bayağı da hayatlamışız!.. Keşan
Lisesi... Anadolu Keşan Lisesi... Adı da tam oturuşmadı ki!.. Bir davetiye
geliyor, Anadolu Keşan Lisesi yazıyor... Haydi başka bir davetiyede Keşan
Lisesi geçiyor... Adı her neyse de bu okulun herhangi bir köşesinden benim de
canım çekiyor!..
Önce okulun
bahçesine bir halı saha yaptılar... Doyumsuzluk oldu(!), bu sahayı dev asa bir
yapıya dönüştürdüler... Mahalleli ayaklansa da, bir taraflarına bile
takmadılar! Şimdi öbür köşesine de bankamatik yerleştirmişler... Zaten hafta
sonları otopark olarak kullanılıyor... Vallahi Anadolu Keşan Lisesi ya da Keşan
Lisesi her neyse, ‘Banker Kastelli’ gibi
işliyor! Ama kim sorarsa; Okullar Hayat Oluyor(!)
Geçmiş
yıllarda, sadece okul idaresi, öğrenci ve velilerin kullanım alanı olan, esnaf
anlamında ise sadece okul kantinlerine mal getiren firmaları gördüğümüz bu
kurumlar; -halkın- yanında olduğunu
savunan bir -İktidar Partisi- ile -halkçı- bir -Belediye-
sayesinde döndü; ticarethaneye, meyhaneye, cemiyethaneye, aşkhaneye ve
batakhaneye...
Otoparkçı,
halı sahacı, simitçi, börekçi orada; birasını kapan, şarabını alan burada;
düğün-dernek ihtiyaçları için halkın yanında; sevgilisini, manitasını, dostunu
koluna takan okul bahçesinin kuytu köşesinde; balicisini, tinercisini ise hiç
sorma... Kafayı öyle buluyorlar ki, başladılar Türk bayrağına bile
saldırmaya... Bir de hafifletici sebepleri var, ‘yaşın küçük çocuğum teslim edelim seni ailene!’ Yakılan Türk
bayrağıymış, adalet nerede!...
Sonunda
benzettiniz ya okul bahçelerini de kendinize... Benim korkum daha da ileri
gitmeniz de...
Bu ‘Okullar Hayat Olsun’ projenizle,
okulları okulluktan çıkardınız iyice... Projeleri bırakın da, okulları yolundan
saptırmayın ve çocuklarımıza iyi bir eğitim vermeyi hedef alın önce...
Bu
yaptığınız projelerle çocuklar ne mi olur: Ya
çalgıcı, ya ayyaş ya da Banker Kastelli!...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder