13 Ekim 2014 Pazartesi

GÜVENDİĞİM BİR BABAM VARDI ONA DA KAR YAĞDI!

   Dün sabah elimi yüzümü yıkamak için girdiğim evimizin banyosunun kapısından zılgıtla güne başladım!.. Baba zılgıtı da hiçbir şeye benzemiyor haa!.. Elinde gazete ve ‘günaydın’dan önce ilk cümlesi babamın ‘Koskoca Emniyet Teşkilatı ile nasıl baş edeceksin?’ oldu bana... Bu kadarla da kalmadı tabii ki, arkadan vira saydırdı gitti... Yıkadı, yağladı anlayacağınız... Böylece dün günüme yıkama yağlama ile başladım!.. Polisi yağlamayıp, yıkadığım için; ben de babam tarafından hem yıkandım hem de yağlandım!.. 78 yaşındaki babam bana öyle fırçalar kaydı ki, yazdığıma yazacağıma pişman oldum!..
   Şimdi babamın gönlünü almam lazım...
   Evet babacığım... Koskoca Emniyet Teşkilatı ile kızın, kocaman yüreği ve keskin kalemi ile başa çıkacak merak etme... Abdestinden şüphesi olmayan bir kızın varken, sen niye dert edersin kendine... Varsın üstüme gelsinler, adım adım izlesinler, isterlerse tuttukları yerde enselesinler... Adalete güvendiğimi falan zannetme... Benim güvencem sadece Rabbime... Eğer haksızsam benim başıma verir bela, haklıysam ve tarafıma bir iftira atmaya kalkarlarsa da onların başına... Azrail beni almak isteseydi yanına, muradına ererdi daha 2001 yılında... 13 yıldır yoklama çok çekti ama yukarıdaki adalet oldu benim yanımda!.. Hiç telaşlanma, korkma, çekinme... Susa susa bu milleti çevirdiler koyuna... Sen kızının da bu sürüye katılmasını mı istiyorsun yoksa?! Haklılığımı bilenlerin, doğru yazdığıma inananların duası yeter bana... Gerisi hikaye... Bizler, bizden öncekiler ve sonrakiler gençliğinde huzur içinde yaşadı ise, şimdiki ailelerin de çocuklarını huzur ve güvence içinde yaşatmaları gerek bence... Öncelik verilmeli, çocuklarımızı zehirlemek isteyenlerle mücadeleye... Polis yakalayacak, adalet gereğini yapacak... Etrafımıza zehir saçanlardan bizi arındıracak... Boş duruyorlar, çaba göstermiyorlar demiyorum ama yeterli olmadığını savunuyorum... Ve aklımın erdiği, kalemimin yettiği sürece de bu konunun üstüne gideceğime yemin ediyorum... Ve babacığım sana hâlâ güveniyorum.... Her şeyin üstüne kar yağdırırım ama sana kıyamam biliyorsun... Deliyim, öfkeliyim ama seni her şeyden çok severim... Yanımda olduğunu bileyim, senin için öleyim... Duanı esirgeme, kalemime ve yüreğime güven bence...
   Ve yine köşe yazımı Keşan’da temeli atılan adalet sarayı binasına atfen noktalıyorum: Neyleyim sarayı, neyleyim köşkü, içinde salınan ‘hak ve adalet’ olmayınca!... Saygılarımla...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder