12 Ekim 2014 Pazar

GAZIN ANTRENMANI BİLE FAYDA SAĞLAR!..

   Evet, Keşan’a gelmesi hayal edilen doğal gazın gündemde tuttuğu yer oldukça can sıkmaya başladı... Önce akil adamlar toplantılar düzenledi, olmadı -akil adamlar ile aklı başında olanlar- bir araya getirildi ama yine olmadı ve bundan da verim alınamayınca haftalık rutin toplantılara devam edildi... Ancak bu toplantılar da tırt çıkınca, son çare olarak mahalle toplantıları düzenlenmesi kararına varıldı... Bu kadar bir araya gelindi, diller döküldü, afişler hazırlandı ama başvuru sayısı 400’ü bile bulmadı... Hadi geçmişte yapılan toplantı vs.leri gözardı edersek, 2 ayda yapılan çalışmalarda, başvurması gereken 4 bin 500 kişiden ancak 312’si ikna edilebildi... Başvuru süresinin dolması için de sadece 1 buçuk ay kaldı... Yani Kasım ayı sonunda 4 bin 500 kişi başvurdu başvurdu, başvuramazsa doğal gaz hayali sona erecek... Sizce 1 buçuk aylık sürede 4 bin küsur kişi başvuruda bulanacak mı? Bence; hayır... Niyetleri olsaydı zaten bugüne kadar başvururlardı... Lakin başvurmasalar da, bu 4 bin küsur kişinin abonelik başvurusu bir şekilde yapılacak ve ödemeleri gereken 335 TL’lik başvuru bedelleri yatırılacak... Çünkü bu sayıya ulaşılmaz ise, bizim akil adamların insan içine çıkacak yüzü kalmayacak!.. 30 bin küsur aboneden 4 bin 500 aboneyi ikna edemiyorsan, adama ‘git darağacına kendini as!’ derler... Anlayacağınız o ya da bu şekilde bu 4 bin 500 abonenin başvurusu tamamlanacak ve Keşan’a doğal gaz gelmesi için ilk adım atılacak... Haa.. gelmesi en az 3-5 sene... Peki bu 3-5 sene içinde biz neler yapmalıyız? Bence doğal gazla ısınma antrenmanı yapmak en akıllıca fikir olsa gerek... Mesela; hava buz gibi ve eksi derecelerde seyrederken, kaloriferleri haldır haldır yakıp, cam kapı açacağımıza ve askılı giysilerle dolaşacağımıza; ısı derecesini daha düşük tutup, kış mevsimine uygun giysiler giyerek, hem ekonomimize hem de hava kirliliğinin aza indirilmesine katkı yapabiliriz... Böyle davrandığımız takdirde evimizden dışarı çıkarken az da olsa dışarıdaki havanın da soğukluğunu farkedip, kolsuz ya da kısa kollu giysimizin üzerine giyeceğimiz mont, vs. yerine, hava şartlarına göre giyinerek, soğuk algınlıkları gibi ani hava değişimi ile yakalanacağımız hastalıkların da önüne geçmiş; hem doktor parasından kurtulmuş hem de hastalıklardan korunmuş oluruz... Bu şekilde davranırsak; hem yarın öbür gün Keşan’a gelmesi hayal edilen(!) doğal gazın evimizde vereceği ısıya kendimizi alıştırmış hem de bu süreçte gereğinden fazla kömür tüketiminin önüne geçerek, hava kirliliğinin azalmasına da katkı sağlamış oluruz...
   Evimiz sobalı iken ben, kış mevsimi boyunca sırtımdan yelek, ayağımdan çetiği çıkarmazdım... Ancak ve ancak ne zaman evimiz kaloriferli oldu, rahmetli anneciğimin ördüğü yelekleri bir kere sırtıma takamadım, çetikleri bir kere ayağıma geçiremedim... Dışarıda lapa lapa kar yağarken pencere açık oturduk evimizde... Hatta kızım bir keresinde kalorifer peteğinde kestane bile pişirmişti!.. Anlayacağınız gereğinden fazla, fütursuzca sarfettiğimiz yakıt yüzünden Keşan’ı kendi ellerimizle kirlettik... Şimdi de temizlemeye çalışıyoruz... Geçmişi bir hatırlayıp, eski kış gecelerimizi bir hatırlasak ve geçmişten biraz ders alabilsek, doğal gaz gelene kadar hem hava kirliliğini azaltmakta epey bir mesafe katetmiş oluruz hem de doğal gaz geldiğinde ısınmak için zahmet çekmeyiz... Akil adamlar vatandaşı bu yönde bilgilendirirse, hem nostalji yaparlar hem de vatandaşın daha rahat algılamasını sağlarlar... Hem de doğal gaz psikolojisinden biraz olsun kurtulup rahatlarlar!.. Saygılarımla...



1 yorum:

  1. https://www.facebook.com/photo.php?fbid=846958385336704&set=a.193925117306704.47889.100000676520996&type=1 HAVA KİRLİLİĞİ
    KIRMIZI NOKTA OLAN İLÇEMİZDE SAĞLIKLI NESİLLERİ NASIL YETİŞTİRECEĞİZ SEVGİLİ ANNELER

    YanıtlaSil