Evet, Keşan’a gelmesi
hayal edilen doğal gazın gündemde tuttuğu yer oldukça can sıkmaya başladı...
Önce akil adamlar toplantılar düzenledi, olmadı -akil adamlar ile aklı başında
olanlar- bir araya getirildi ama yine olmadı ve bundan da verim alınamayınca
haftalık rutin toplantılara devam edildi... Ancak bu toplantılar da tırt çıkınca,
son çare olarak mahalle toplantıları düzenlenmesi kararına varıldı... Bu kadar
bir araya gelindi, diller döküldü, afişler hazırlandı ama başvuru sayısı 400’ü
bile bulmadı... Hadi geçmişte yapılan toplantı vs.leri gözardı edersek, 2 ayda
yapılan çalışmalarda, başvurması gereken 4 bin 500 kişiden ancak 312’si ikna
edilebildi... Başvuru süresinin dolması için de sadece 1 buçuk ay kaldı... Yani
Kasım ayı sonunda 4 bin 500 kişi başvurdu başvurdu, başvuramazsa doğal gaz
hayali sona erecek... Sizce 1 buçuk aylık sürede 4 bin küsur kişi başvuruda
bulanacak mı? Bence; hayır... Niyetleri olsaydı zaten bugüne kadar başvururlardı...
Lakin başvurmasalar da, bu 4 bin küsur kişinin abonelik başvurusu bir şekilde
yapılacak ve ödemeleri gereken 335 TL’lik başvuru bedelleri yatırılacak...
Çünkü bu sayıya ulaşılmaz ise, bizim akil adamların insan içine çıkacak yüzü
kalmayacak!.. 30 bin küsur aboneden 4 bin 500 aboneyi ikna edemiyorsan, adama ‘git darağacına kendini as!’ derler...
Anlayacağınız o ya da bu şekilde bu 4 bin 500 abonenin başvurusu tamamlanacak
ve Keşan’a doğal gaz gelmesi için ilk adım atılacak... Haa.. gelmesi en az 3-5
sene... Peki bu 3-5 sene içinde biz neler yapmalıyız? Bence doğal gazla ısınma
antrenmanı yapmak en akıllıca fikir olsa gerek... Mesela; hava buz gibi ve eksi
derecelerde seyrederken, kaloriferleri haldır haldır yakıp, cam kapı
açacağımıza ve askılı giysilerle dolaşacağımıza; ısı derecesini daha düşük
tutup, kış mevsimine uygun giysiler giyerek, hem ekonomimize hem de hava
kirliliğinin aza indirilmesine katkı yapabiliriz... Böyle davrandığımız
takdirde evimizden dışarı çıkarken az da olsa dışarıdaki havanın da soğukluğunu
farkedip, kolsuz ya da kısa kollu giysimizin üzerine giyeceğimiz mont, vs. yerine,
hava şartlarına göre giyinerek, soğuk algınlıkları gibi ani hava değişimi ile
yakalanacağımız hastalıkların da önüne geçmiş; hem doktor parasından kurtulmuş
hem de hastalıklardan korunmuş oluruz... Bu şekilde davranırsak; hem yarın öbür
gün Keşan’a gelmesi hayal edilen(!) doğal gazın evimizde vereceği ısıya
kendimizi alıştırmış hem de bu süreçte gereğinden fazla kömür tüketiminin önüne
geçerek, hava kirliliğinin azalmasına da katkı sağlamış oluruz...
Evimiz sobalı iken ben,
kış mevsimi boyunca sırtımdan yelek, ayağımdan çetiği çıkarmazdım... Ancak ve
ancak ne zaman evimiz kaloriferli oldu, rahmetli anneciğimin ördüğü yelekleri
bir kere sırtıma takamadım, çetikleri bir kere ayağıma geçiremedim... Dışarıda
lapa lapa kar yağarken pencere açık oturduk evimizde... Hatta kızım bir
keresinde kalorifer peteğinde kestane bile pişirmişti!.. Anlayacağınız gereğinden
fazla, fütursuzca sarfettiğimiz yakıt yüzünden Keşan’ı kendi ellerimizle
kirlettik... Şimdi de temizlemeye çalışıyoruz... Geçmişi bir hatırlayıp, eski
kış gecelerimizi bir hatırlasak ve geçmişten biraz ders alabilsek, doğal gaz
gelene kadar hem hava kirliliğini azaltmakta epey bir mesafe katetmiş oluruz
hem de doğal gaz geldiğinde ısınmak için zahmet çekmeyiz... Akil adamlar
vatandaşı bu yönde bilgilendirirse, hem nostalji yaparlar hem de vatandaşın
daha rahat algılamasını sağlarlar... Hem de doğal gaz psikolojisinden biraz
olsun kurtulup rahatlarlar!.. Saygılarımla...
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=846958385336704&set=a.193925117306704.47889.100000676520996&type=1 HAVA KİRLİLİĞİ
YanıtlaSilKIRMIZI NOKTA OLAN İLÇEMİZDE SAĞLIKLI NESİLLERİ NASIL YETİŞTİRECEĞİZ SEVGİLİ ANNELER