CHP Keşan
İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen “Dayanışma
ve İktidara Yürüyüş Yemeği” ve yemekte yaşanan gelişmeleri bugünkü yerel gazetelerden
okumuşsunuzdur.
Şimdi bir
de benden özetini dinleyin!Her şey muhteşem... Yemek yapılan alan tıklım tıklım partili... CHP’nin yemeği olduğu 500 metre ileriden, açılan pankart ve yemek alanına asılan bayraklardan belli... Muhteşem olduğu kadar nezih bir ortam da aynı zamanda... Hiç öyle alanını doldurmak hesabı, çevre belde ve köylerden ithal partili de yok yemekte... Hepsi yerli malı, hepsi bizden, hepsi Türk malı...
CHP Grup Başkan Vekili Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin yemek alanına gelmesiyle beraber de gece başladı.
Doğrusu bu tür organizasyonlarda yapılan konuşmaların sonunu düşünmek beni hep tedirgin etmiştir... Hani şu teypleri koyarken çok rahat da bir de onları çözüp haberleştirme düşüncesinden dolayı... Ne yalan söyleyeyim kahrolurum teybimi kürsüye koyduğum andan itibaren ve hep dakikadadır gözüm, ‘aman fazla uzatmasınlar’ diye... Çünkü bu tür organizasyonlarda konuşmacıların sayısı fazla olur... En az 5 davet yapılsa 20’şer dakikadan eder 100 dakika... Doğal olarak 20 dakikadan sonra dikkat de dağılınca, bırakırız teybi konuşanla baş başa! Çözerken de ‘aman yanlış yapmayayım’ diye sar da sar başa! Anlayacağınız sonu işkenceden beter olur ara ara!
Ancak bu yemekte CHP Keşan İlçe Başkanı Ufuk Kanışkan ve Edirne milletvekilleri Recep Gürkan ile Kemal Değirmendereli’nin konuşmalarının toplamı 12 dakika tuttu. Ortalama kişi başı 4’er dakika... Bir gazeteci için harika!
Ve mikrofona davet edilen gecenin konuğu Sayın Muharrem İnce... İnanın saatlerce konuşsa hiç sıkılmadan dinleyebilirdim kendisini... Bu kadar mı akıcı bir dil ve öz Türkçe ile konuşur insan... Ve konuşmasına mizahı da katarak... Kendisini dinleme fırsatı bulanları şanslı sayıyorum, çünkü gerçekten dinlemeye değerdi... Hatta bir ara ‘şimdi burada AK Parti’li olacaktı ki, özlerine dönmelerine bir şans doğacaktı’ diye de geçirdim içimden... Az çok CHP’liler arasında sağır sultanın bile duyduğu şu ikiye bölünme durumunu da değerlendirip kendi kendime, ‘bu konuşmanın ardından alırlar artık akıllarını başlarına’ diye de hayal kurdum bir de... Bir taraftan Sayın İnce’nin konuşmalarıyla mest olur, bir taraftan da CHP’lilerin birlik beraberlik hayalini kurarken, yıldırım düştü tepeme!
Konuşma bitti, sıra hatıra fotoğrafı çekilmeye geldi... O arada Sayın İnce’nin başı kalabalık, protokolün etrafı partili çevrili... Bir grup genç ‘Mehmet Özcan’ sloganı atarak, salonu terk ediyor... Bu konuşmanın üstüne bu hareket... Vallahi CHP’lileri tutup alnından öpmek gerek de, bu öpüşü mükafat(!) olarak değerlendirebilecekleri için... yok gerek...
Ah bu meret... Şişede durduğu gibi dursa olmayacak bir şeyde durmuyor işte lanet... Ancak çok gereksizdi bu hareket... Eğer bu kadar anlamlı ve samimi konuşmanın hemen arkasından yapıldıysa bu hareket... Şüphe ederim ben bunların birlik ve beraberliğinden elbet...
Şimdi tarafsız bir gazeteci gözüyle, benden kısa bir nasihat size: Sayın Belediye Başkanımız Mehmet Özcan’a da, Sayın İlçe Başkanımız Ufuk Kanışkan’a da şahsi olarak ne kinim, ne de garezim var... Aksine ikisi de sevdiğim ve değer verdiğim kişiler... Eleştiri yaparım ama bunu ters niyetle düşünmesinler...
Keşke, Sayın Kanışkan, Sayın Özcan’a konuşma teklifini samimiyet çerçevesinde değil de, protokol çerçevesinde yapsaydı... Belki o zaman bu yanlış anlaşılma da ortadan kalkardı... Çok afedersiniz ama o üç sözde partilinin geceye gölge düşürmesine fırsat tanınmamış, kamuoyu da çalkalanmamış olurdu... Başkan Özcan mikrofona davet edilir, zaten konuşma gereğini hissetmediği için protokol masasında ayağa kalkıp, selamını verir ve nezaketini gösterirdi...
Bundan sonraki organizasyonlarda en ince ayrıntıların dahi düşünülmesi ve bu şekilde tepkiye sebebiyet veren olayların yaşanmaması dileğiyle, küçük ve samimi bir tavsiyeydi benimkisi...
Haa... bu arada fotoğraf çekmek için de çok sahnede kalamadım... İki kare fotoğraf alıp, hemen sahneden ayrıldım... Belki niye ikide bir alandan uzaklaştığımın dikkatini çekenlere de cevabım: alkol o kadar etrafa yayılmıştı ki, içmeden sarhoş oldum vallahi!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder