Vay benim
hemşehrime... Bulmuş kolayını... Karısı geziyor diye, kendine yapmış bir
bahane... Karım gezmeğe, ben sevgilime!
Evet,
hemşehrimin paylaştıklarına geçmeden önce Sayın Kaymakamımız Bekir Dınkırcı’ya bir mesaj göndermek
istiyorum bu vesileyle... Hemen hemen bütün konuşmalarında vurguladığı okumanın
önemi... Hani falanca ülke bu kadar okurmuş, filanca ülke şu kadar okurmuş,
Türkler de bu kadar okurmuş! Türkler ne kadar okur, kaçı okur, neyi okur,
gözleri mi okur beyni mi okur, uykuda mı uyanık mı okur bilemem ama Keşanlılar
okuyor Sayın Kaymakamım... Okuduğu gibi şimdi yazmaya bile başladı... Günümüz
teknolojisinde, internet üzerinden saniyelik e-mail ve birçok haberleşme yolu
varken, mektup bile yazmaya başladı Keşanlı hemşehrim... Bazıları posta yoluyla
gönderirken, bazıları da pulunu da kendi yapıp(!), atıyor gazetemizin
eşiğinden!Dönelim şimdi gelen mektuba yeniden... ‘Hep erkekleri yazıyorsun güzel kardeşim, benim karımı da yazsana bir köşene’ demiş Keşanlı hemşehrim... ‘Sakın ha, ismimi yazıp da rezil etme beni elaleme!’ diye de eklemiş... Bir bana açık rezilliği yani bu hemşehrimin!
Karısı çok gezermiş... Hele hele kapı muhabbetleri de hiç bitmezmiş... Dışarıdan evin önüne kadar beraber gelseler de karısı ondan yarım saat sonra eve girermiş... Eve girdiği gibi de ‘ay çok yoruldum’ deyip, koltuğa devrilir, arkasından da ‘atsana şu pikeyi üzerime titreme geldi’ diyerek, 1-2 saat kestirirmiş... Ya yorgunluğunu attıktan sonra da ne dese beğenirsiniz bu hemşehrimin karısı kendine... Aynen şöyle: ‘Kocacığım, akşama günümüz var, ben yemek yemeyeceğim, yemek de yapmadım misafirliğe gideceğim için, kırayım sana 3 yumurta, omlet mi olsun sade mi istersin söyle!’
Bu önerinin karşısında tabiî ki hemşehrimin sinir katsayısı fırlıyormuş tepeye... Bir de bu mazeret haftada en az 3 kere... Hemşehrim haftada 3X3=9 yumurta yemekten başlamış neredeyse gıdaklamaya! Bakmış bu iş iyiye gitmiyor, karısı gezmeye o meyhaneye! Sarı, beyaz renk çeşidi burada da devam etmiş bir süre... Yumurtanın sarı beyazı, rakı-peynir ve kavun çeşidiyle renk değiştirmemiş... Sadece gecelik 1 TL olan masraf, 50 kat artmış! Hemşehrim beyaz-sarı renkten sıkılmış ve gecesini biraz daha renklendirmek istemiş... Cıvıl cıvıl bir hatun bulmuş, rengarenk olmuş! Eve de çok geç gidip, karısının geç kalmasından şüphelenip, kendine gelmesini beklemiş... Hem de ne çok beklemiş! Aksine karısı, ‘kocam da dışarı çıkmaya alıştı, eve de geç geliyor’ deyip, misafirliğinin süresini daha da uzatmış! Aman pek de rahatlamış!
Bütün gelişmeler böyle onunca da hemşehrim bana, ‘aldatmayayım da ne yapayım?’ diye yazmış...
Benim aklımla işler düzene girecekse eğer, işte sana tavsiyem; 9 yumurtaya devam et... 9 yumurta üstüne renkli hayat bozar seni; rakı, peynir ve kavunun sarı beyazı; yumurtanın üstüne yapar gazı! Aldatmanın tadına varmışsın, tadı damağında bırak da maskara olmayasın! Bir daha dünyaya gelirsen de çok gezen değil, kendine az gezen hatunu eş yaparsın!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder