15 Haziran 2013 Cumartesi

ALDATMAYAYIM DA NE YAPAYIM?!


Vay benim hemşehrime... Bulmuş kolayını... Karısı geziyor diye, kendine yapmış bir bahane... Karım gezmeğe, ben sevgilime!
Evet, hemşehrimin paylaştıklarına geçmeden önce Sayın Kaymakamımız Bekir Dınkırcı’ya bir mesaj göndermek istiyorum bu vesileyle... Hemen hemen bütün konuşmalarında vurguladığı okumanın önemi... Hani falanca ülke bu kadar okurmuş, filanca ülke şu kadar okurmuş, Türkler de bu kadar okurmuş! Türkler ne kadar okur, kaçı okur, neyi okur, gözleri mi okur beyni mi okur, uykuda mı uyanık mı okur bilemem ama Keşanlılar okuyor Sayın Kaymakamım... Okuduğu gibi şimdi yazmaya bile başladı... Günümüz teknolojisinde, internet üzerinden saniyelik e-mail ve birçok haberleşme yolu varken, mektup bile yazmaya başladı Keşanlı hemşehrim... Bazıları posta yoluyla gönderirken, bazıları da pulunu da kendi yapıp(!), atıyor gazetemizin eşiğinden!
Dönelim şimdi gelen mektuba yeniden... ‘Hep erkekleri yazıyorsun güzel kardeşim, benim karımı da yazsana bir köşene’ demiş Keşanlı hemşehrim... ‘Sakın ha, ismimi yazıp da rezil etme beni elaleme!’ diye de eklemiş... Bir bana açık rezilliği yani bu hemşehrimin!
Karısı çok gezermiş... Hele hele kapı muhabbetleri de hiç bitmezmiş... Dışarıdan evin önüne kadar beraber gelseler de karısı ondan yarım saat sonra eve girermiş... Eve girdiği gibi de ‘ay çok yoruldum’ deyip, koltuğa devrilir, arkasından da ‘atsana şu pikeyi üzerime titreme geldi’ diyerek, 1-2 saat kestirirmiş... Ya yorgunluğunu attıktan sonra da ne dese beğenirsiniz bu hemşehrimin karısı kendisine... <Devamı Önder gazetesinin 17 Haziran 2013 Pazartesi günkü sayısında...>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder