24 Temmuz 2012 Salı

SEN İDARECİLERİMİZİN AKILLARINI GERİ VER YARABBİM!..

Hay Allah sizin müstahakınızı vermesin emi… Şaka gibi böldüler canım Önder Caddemizi ikiye… Söyleyip dururlardı da hiç imkan vermemiştim bu derece… Hani az az şüphem vardı akıllardan ama bu kadar da çıldırmış olabileceklerini düşünmemiştim doğrusu…
Ay… İnanmıyorum… İnanamıyorum… Bizim de artık turuncu butonlarımız oldu… Aman da aman bana gün doğdu… Cigaramı telledi miydim, ne besteler yapar, ne maniler dizer, ne köşeler yazarım artık turuncu butonlarımıza baka baka… Aslında yoktu bu kadar şairaneliğim ama şair yapacak bu yöneticiler beni zorla… Her gün bir makara, bir şamata, bir fiyasko… Makarayla kukarayla geçiyor günler ama olan da bizim paracıklara oluyor…
Önder Caddesi’nde park yasağı başladı… Flaşörü yakmak suretiyle en fazla 15 dakika duraklama yapmaya izin var…
Karşımızda kırtasiyeye mal geldi diyelim… 15 dakikada ne boşaltabilirsen, at bir tur gel, 15 dakika yine boşalt… Gazetemize kağıt inecek… Toplarca kağıt… Ne yapacağız? Eee… kolay… çağıracağız zabıtayı dizeceğiz sıraya, hepsine birer top! Başka türlü var mı mümkünü… Helikopter kiralayıp, havadan mı alalım kâğıtları… Yoksa ‘İlçe Trafik Komisyonu yolumuza park yasağı getirdi, bugün baskıya son!’ mu diyelim… Hadi varsa bir öneriniz söyleyin bize… Çare bulun derdimize… Kafanıza göre yolu iki aracın geçemeyeceği şekilde bölmek çare değil…
Bütün esnaf için geçerli aynı şey… Hadi, diyelim esnafı attık bir kenara… diyelim bir vatandaş 15 dakikalığına yapacak kısa bir duraklama… 15 dakika hakkı mı hakkı… Bıraktı arabasını girdi bir dükkâna… O esnada bir kaza olacak ve ambulans Hastane Caddesi’nden dönecek Önder Caddesi’ne... Geçmek isteyecek ama geçemeyecek… Ara dur araç sürücüsünü… 15 dakika hakkı değil mi, adam bıraktı aracını, dakikası var daha nasılsa… Eee… ne olacak kazazedeye… Hayat kurtarmada 1 saniyenin bile büyük önemi varken, 15 dakikayı kime mal edeceğiz… Yoksa ambulanslara kanat hazırladınız da Önder Caddesi’ni uçarak geçirmeyi mi planladınız… Bu caddeyi ikiye bölme kararını alanların mutlaka böyle süper düşünceleri de vardır!..
Bu arada bizim cadde esnafı da dün coştu… Birbirine laf atan atana… Kimisi çıkardı sepeti kapıya, ‘batan geminin malları, kapatıyoruzzz’ diye nara attı… Kimisi karşılıklı atıştı… Yok CHP zihniyeti, yok AKP zihniyeti… Kimisi gelmişine geçmişine sövdü, kimisi ‘bravo’ diye alkış tuttu… Kimisi ‘bize esnaflık haram edildi, müşteri Migros ve Kipa’ya yönlendirildi’ dedi… Kimisi, ‘otopark sorunu çözülmeden bu hangi akla ve mantığa göre yapılıyor?’ diye sorguladı… Kimisi de alık alık bakındı, ne olduğunu bile anlayamadı!..
Ama en güzel cevap yine benden zabıtaya gitti… Usulca sokuldu yanıma, ‘nasıl esnaf bu, o kadar çalışıyoruz bir çay bile almadılar’ diye yakındı… Tabii ben hemen yapıştırdım cevabı: “Çay almadılar ama dua et zehir de ikram etmediler… Anla işte memnuniyeti… Eğer yaptığınızda bir mantık olsaydı, çay değil, sizi kuş sütüyle beslerlerdi…”
Ramazan duasıyla da kapatıyorum meseleyi: Allah’ım sen bu mübarek ayda idarecilerimize akıl fikir ihsan eyle Yarabbim…
Sen büyüksün Yarabbim… Nelere kadirsin Allah’ım… Bir mucize ver de bu turuncu butonları tez günde yok et Yarabbim…
Sen idarecilerimizi bağışla Yarabbim… Bir hatadır ettiler, bu mübarek ayın yüzü suyu hürmetine sen akıllarını geri ver Yarabbim… AMİN…




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder