3 Şubat 2012 Cuma

KÖRLE YATAN ŞAŞI KALKAR...

Keşan’a o veya bu sebeple başka şehirlerden gelen vatandaşlar...
Şu ana kadar 1 ya da 2 kişi hariç, ‘Keşan’a geldik de beğenmedik’ diyenini duymadım... Aksine hep beğenilmiştir Keşan’ımız... Keşan’ımızda görev yapan memurların ayrılışları hep hüzünlü olmuştur... Emeklilik vakti geldiğinde Keşan’la hiçbir bağı olmayıp, yerleşenleri de çok bilirim eskiden beri... Doğası mı, Saros’u mu, tozu mu, kızı mı, alkolü mü bilmem ama bir çekim gücü var bizim şu Keşan’ın...
Geçtiğimiz haftalarda, yine benim şu meşhur kapı önü sigara molalarımın birinde, Keşan’a tayini çıkan bir bayan arkadaşla sohbetimiz olmuştu... Keşan’a çok çabuk alıştığından ve Keşanlıları çok çabuk benimsediğinden bahsetti bu arkadaş... Ancak tuhafına giden ya da alışık olmadığı bir durumdan da bahsetti... Keşan’da bayanların da alkol almalarını ve bunu alışkanlık haline getirmiş olmalarını yadırgamıştı... Veya alışık olmadığı bir durumdu... Şimdiye kadar bulunduğu ortamlarda bayan dost veya arkadaşlarıyla hiç kafayı çekmemiş bu arkadaş... Dolayısı ile de tuhafına gitmiş Keşan’daki manzara... Kendisine misafirliğe gelen bayan arkadaşlarının çantasından bir-iki bira çıkıyormuş, hani ‘Ya ev sahibinde bulunmazsa’ diye... Çay, kahve, kola, meyve suyu, şeker, kolonya bulunur da... ‘Ya bira bulunmazsa’ hesabı... Alkolün tadını biliyormuş bu arkadaş da ama müptelası değilmiş... Yılda bir ya da iki biraymış içtiği topu topu...
Kapı önü muhabbetimizin sonunda, kulağına fısıldayıp arkadaşa ‘Ah bu meret bir de şişede durduğu gibi dursa ya’ dedim... Sonra da aradaki mesafeyi koruması ve yılda bir-iki defa alkol almasında artış olmaması dileğinde bulundum...
Ancak... Benim dilek tutmamış... Bu alkolü yadırgayan arkadaş, bir göreyim ki, Keşanlıdan çok Keşanlı olmuş... Bu halini de görünce yanına yaklaşıp usulca, ‘Ne oldu senin yadırgadıklarına... Hani yılda en fazla bir ya da iki bira(!)’ dedim ona...
Arkadaş ise aynen şu cevabı verdi bana: “Bizim kültürümüzde misafiri ağırlamak, onu memnun etmek, rahat ettirmek vardır. Gelen misafirlerime eşlik ederek, hem Keşanlıların kültürünü tanıyorum, hem de misafirperverliğimi gösteriyorum... Memnun olmaları için de önce ben kadehi kaldırıyor, Keş’han’ın şerefine(!) diyorum.”
Ne diyelim; Keşan’a gelip de Keşan’ın alkol kültürünü almadan gidenler azınlıkta... ‘Körle yatan şaşı kalkar’ ve ‘Üzüm üzüme baka baka kararır’ atasözleri de tam Keşanlıma ve dışarıdan gelen vatandaşıma yakışa...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder