12 Şubat 2012 Pazar

BEN DE BİR ŞEREFSİZİ SEVDİM...

Bir mail geldi yine yakınlarda bir okurumdan... İçindeki birikmişliği ve duygularını paylaşmak istemiş yazdıklarında...
Rumuzunu da ‘papatya’ olarak belirlemiş... Uzun süre ‘seviyor mu, sevmiyor mu’ dileğinin sonucunu aradığı için bu çiçekte...
Sonra ‘sevgi yok’ demiş satırlarının başında... Sonuna doğru ise var olduğunu ancak hak edeni arayıp bulmak gerektiğini ifade etmiş düşüncelerinde...
Bu kadın okurum, erkeklerin zavallı olduğunu, kadınların onlara verdiği değerle yüceldiklerini, aslında bir hiç olduklarını da belirtmiş yazdıklarında...
Ne yalan söyleyeyim ki ben de aynı düşüncedeyim bu okurumla... Bazen sohbetler olur kadın kadına aramızda... ‘Ne buluyorsun da seviyorsun bu adamı?’ dediğimde karşı tarafa, ‘Çok çok seviyorum, o benim her şeyim, onsuz yapamam, ben onsuz bir hiçim’ cevabını alırım ekseriya... Bir kadını, bir de bahsettiği adamı tek başına hayal ettiğimde ise hafızamda, kadının ‘sevgi dolu’, adamın ise ‘bir hiç’ olduğuna inancım tamdır düşüncemde...
Neyse biz dönelim yine benim değil bu kadının düşüncelerine... Yazımın sonunda kendi düşüncelerime de yer vereceğim nasılsa... Bu arada sevgili Papatya, mailini beklettim özellikle ‘14 Şubat Sevgililer Günü’ne yakın bir tarihte yayımlamak üzere...
‘Papatya’ rumuzlu okurumdan gelen mailde yazılanlar şöyle: “Hayatımda ilk defa bir erkeğe aşık oldum. Benim için mükemmeldi. Biz birbirimiz için yaratılmıştık. Benim ona olan sevgim ne kadar büyükse, onun da bana karşı olan sevgisinin büyüklüğüne inancım o denli tamdı. Aldatmak, ihanet, ayrılık ise aklımın ucundan dahi geçmeyen düşüncelerdi. Sabah onunla güne başlayıp, geceyi onunla kapatıyordum... Her an birbirimizin yanında olmasak da sevgimizin ve aşkımızın büyüklüğü, uzakta olmasına rağmen bizi birbirimize daha fazla kenetliyordu...
Dostlarıma sevgimizin büyüklüğünü ve onun mükemmelliğini anlatıyordum çoğu zaman... Hatta öyle yüceltiyordum ki onu, dostlarım imrenip ‘keşke bizim de böyle bir sevgilimiz olsa’ diyordu... İlk defa bir erkeğin sıcaklığını hissetmiş ve tüm benliğimle güvenmiştim ona... Biz birbirimiz için yaratılmıştık kısaca... İhanet ise aklıma gelmeyen tek şeydi o dönemde...
Ancak bu yücelttiğim, değer verdiğim ve sevdiğim adam ilk uzaklaşmamızda ihaneti yapıştırdı alnıma... Önceleri inanamadım ya da inanmak istemedim... Bir açıklama bekledim uzun süre... Geri dönüş yoktu benim için ama bu bilmeceyi de çözecektim mutlaka...
1 yıldan fazla bir süre bekledim ve uzaktan takip ettim bu değer verdiğim adamı... Artık yanımda değil, karşımdaydı... O benim için özel değil, herkes gibi biriydi... İçimdeki sevgiyi bir kenara atıp, çıplak bir kalple izledim onu...
Ne mi gördüm; meğer o benim yücelttiğim kişinin aslında bir hiç olduğunu... Benim verdiğim değerle kendini adam sanıp, ortalıkta dolaştığını... Daldan dala atladığını ancak tuttuğu dalların hepsinin de ondan başka bir tercihleri olmasının ihtimali bulunmadığını(!)
Şimdi bekliyorum... Beklemedeyim... Son sevgilisi ile dünya evine girmesini... Sonra kendini bir darağacına asıp, bu dünyadan göçmesini... Ancak ihanetinin bedelini, önce bu dünyada çekmesini... Mezarına ‘Ben de bir şerefsizi sevdim’ yazılı çelenk göndermeyi... Bir de not düşüp; ‘sayemde kendini adam yerine koydun’ demeyi...
Ben ise çok mutluyum... Yarın 14 Şubat Sevgililer Günü... Bu günü yeni sevgilimle kutlayacağım... O ‘yarınında neler olacağının’ hesabını yaparken... Ben, mutluluğuma kadeh kaldıracağım...”
Sevgili Papatya... Seninki ne kadar şerefsizdi(!) bilemem ama... Herkesten duyduğum severken ya da sevdiğini zannederken onlardan kıymetlisi yok... Ancak yanındaki bayanların sevgi ve ilgisiyle kendilerini bir şey sanmaya ve adam yerine koymaya başlayıp, yeni sevgili arayışlarına girdiklerinde de ‘onlardan şerefsizi’...
Erkeklere bırakın hak etmediği, hak ettiği değeri bile vermeyeceksin... Çünkü hiçbiri verilen değeri taşıyamıyor ve ağırlığı karşısında sapıtıyor... Arada bir içlerinden adam çıksa bile onlarda 40’ından sonra azıtıyor(!)... O nedenle; iki satırlık adamları musallat etmeye gerek yok ömrümüze...
Gerçek ve çıkarsız sevgilerin çok az yaşandığı şu günlerde, ‘14 Şubat Sevgililer Günü’nü hak edenlerin; ‘günü kutlu olsun’ diyorum yine de...

1 yorum:

  1. Siz cok sereflisiniz degilmi.hic aldatmaz hic serefsizkik yapnazsiniz.erkegi yoldan cikaran yine bir kadindir

    YanıtlaSil