5 Şubat 2012 Pazar

GÖKTEN YAĞACAK PARAYI GÖRMEK İÇİN SAATİMİ 05.00’E KURDUM(!) (köşe yazımın tam metni)

GÖKTEN YAĞACAK PARAYI GÖRMEK İÇİN SAATİMİ 05.00’E KURDUM(!)


Keşan İlçe Emniyet Müdürlüğüne atanan Sayın Ahmet Yıldız, 31 Ocak 2012 tarihinde görevine başladı... Aynı gün basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ‘1 hafta içinde esnaf, 2 ay içinde de halk rahatlayacak’ dedi... Ve ekledi, ‘mesleğim boyunca hiç yanılmadım.’ diye…
Müdür Bey’imizin bu açıklamasının ardından ben de bir iki esnafı ziyaret ettim... Esnafımıza, ‘hadi gene yaptınız kafayı, Müdür Bey, 1 hafta içinde gökten para yağdıracak(!)’ şeklinde espride bulundum... Hatta ‘darısı da 2 ay içinde halkımızın başına(!)’ dedim... Bugün Müdür Beyimizin taahhütte bulunduğu süre dolacağı için de dün akşamdan saatimi 05.00’e kurdum... Bu sabah çarşıya erkenden çıktım... Hani esnafımız gökten düşen paraları toplayacak ya(!), ben de bu mucize tabloyu görüntüleyeyim dedim...
Ancak nafile... Ne gökten para yağdı... Ne de bizim esnaf rahatladı... Aksine birkaç gündür baş gösteren soğuk hava nedeniyle, olmayan rahatlarının, daha da gerilediğini duydum... Hatta çarşı merkezindeki kalabalığı görünce de heyecanlanıp, Müdür Bey’imizin söyleminin tuttuğunu düşündüm... Meğer kalabalık yarıyıl tatilinin sona ermesi ve bizim öğrencilerin okula gitme telaşıymış... Hal böyle olunca da ‘mesleğim boyunca hiç yanılmadım’ diyen müdürümüzün de Keşan’da ilk yanılgısına şahit oldum(!)...
Ah be müdürüm... Keşan böyledir işte; adamı hem yanıltır hem de şaşırtır... Keşanlıların fendine ermek zordur... Dikkatlidirler... Takipçidirler... Gözlemcidirler... Söyleneni hiç unutmazlar... Anlayacağınız şeytan gibidirler(!)... Ne endine erersiniz ne de fendine...
Keşanlıları ve Keşan esnafını rahatlatmak istiyorsanız eğer, size de şöyle bir önerim olacak benim: Öncelikle belirtmek isterim ki; Keşan’ın bugüne kadar yaşanmış en büyük terör olayları; Yenimescit Mahallesi’nde 1 gecede 3 araç ve 5 evin yanması(!); içinde bir kutu boş diş macunu ile çöpe atılan valizi, bir vatandaşımın, başka bir vatandaş kullanır diye Tugay Lojmanları karşısındaki durağa bırakması(!); bir de olaysız sonuçlanan yürüyüşlerimiz(!)... İşte tüm yaşanan terör olaylarımız bundan ibaret...
Ha... bir de alkol terörü var Keşan’ımızda... İçip içip esnafın dükkânına araçlarıyla giren vatandaşımız... Kaldırımlarda bulunan ağaç ve tabelalara zarar veren sürücülerimiz... Gökten yağan paraları bilezik karşılığı yapıştıran erkeklerimiz...
Eğer işe buradan başlarsanız... 1 hafta içinde esnaf, 2 ay içinde de halkımızın rahatlayacağından şüpheniz olmasın...
Tabii bu arada sizden önceki müdürümüz çok saygıdeğer Harun Bey’in, işleri yoluna koymak isterken gümbürtüye gittiği gibi sizin de her an ayağınız kaydırılabileceğini yabana atmayınız... Anlayacağınız, devletin siyasetine burnunuzu sokmayacaksınız... Siyasetçi alkollü araç kullanır; serbesttir... Siyasetçi karıya kıza bulaşır; mübahtır... Siyasetçi yolun orta yerine park eder; doğaldır... Siyasetçiye her şey sevap; vatandaşıma günahtır...
Bu arada bugüne kadar Keşan’ımızda polisimizin görevini en iyi şekilde yaptığından şüphe etmedik... Yaşlının derdine koşarlar... Cemiyetlerde gürültü kovalarlar... Sokak ortasında sızanları takip ederler... Alkolikleri evlerine taşırlar... Hırsızları kısa sürede yakalarlar... Anlayacağınız, üstüne vazife olan ve olmayan bütün işleri, kısıtlı sayıdaki polisimiz halletmeye çalışır... Bütün bunları da hiçbir ‘emir’ olmaksızın, ‘görevlerinin bilinciyle’ yaparlar...
Bana eğer patronum bir işi çok iyi yaptığım ve sorumluluğumun bilincinde olduğum halde, yaptığım görevi hatırlatıp, ‘bunu yap’ dese... İçimden çok şey geçiririm(!)...
2 ay içinde tüm halkımızla birlikte benim de rahatlamam ve terör olmayan Keşan’da terör estirmeye gerek duymamanız dileğiyle(!)...
Yoksa bilmem kaç şiddetinde estirdiğiniz bu rüzgâra; devletimin mazotu da yetmez, polisimin de enerjisi kısa sürede tükenir haberiniz ola...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder