24 Eylül 2014 Çarşamba

İLGİLİLERİ Mİ? YARABBİ ŞÜKÜR ELHAMDÜLİLLAH!..




   Keşan’ımızın merkezinde havalar nasıl gidiyor size göre?.. Ben boğuluyorum, boğuyor beni çarşı merkezi... Çarşı merkezi mi yoksa çıfıt çarşısı mı da belli değil!.. Keşan’ın en merkezi yerinde gözler güzel bir şeyler görmek istiyor ama nerde... Kaldırımlar panayır yeri, yollar trafik seli, köşe başları da seyyar satıcıların tapulu meskenleri!.. Bütün bunların olması da çok doğal çünkü her yerde ahbap-çavuş ilişkisi!.. Hadi bunların hepsini koyduk bir kenara da... Çarşı merkezinde her an bir tehlikeye gebe olacak durumlar nasıl olur da gözardı edilir bunu anlamakta müneccim işi!.. Fotoğraftan da göreceğiniz üzere, hem İsmail Saraç hem de İsmet İnönü caddelerine cepheli 5 katlı ve dış cephesi tamamen cam kaplama bina... Rüzgarlı havalarda camlarının koptuğuna şahit olduğumuz hatta geçen yıl basında da konu olan, son olarak da hafta başında yine bir camın düşmesi ve şans eseri bir canlıya isabet etmemesi, sonra da kırılan cam parçalarını Keşan Belediyesi ekiplerinin gelip süpürmesi!.. Ortada çerçöp kalmayınca -iş tamam, sorun yok- demek, değil mi?! Bir gün bu binadaki bir cam tabakasının cadde üzerinden geçen bir yayaya (bu pusetteki bir bebek, ebeveyninin elinden tutan bir çocuk, bir genç kız, yağız bir delikanlı, yaşlı bir amca veya teyze, dede... Hepsi olabilir...) denk gelmesi halinde ne olacak peki? Plastik ya da kartondan bahsetmiyorum... Bahsettiğim; her an düşme ihtimali olan bir ya da birden fazla olan cam tabakaları... Gözlemlediğim kadarı ile şiddetli bir rüzgarda hâlâ düşme ihtimali bulunan birkaç cam tabakasının olduğu aşikâr... İllâki bir cana zarar mı verilmesi bekleniyor bina sahibinin uyarılması ya da önlem almasının istenmesi için... Camları süpüren Belediye çalışanının hadi aklına gelmiyor diyelim, çalışanını denetleyen bir Belediye yetkilisi de mi yok, ‘bugün ne yaptın, nereye gittin, hangi işi tuttun’ diye soran... ‘ne Allah verdiyse!’ şeklinde mi yürüyor Belediyede işler... Allah korusun bir gün bir cana mâl olursa bu durum ‘Allah yazgısı mı’ diyeceğiz!.. Binanın sahibi her kim olursa olsun, tehlike çanları çalmaktadır ve bu duruma üzücü bir sonuçla karşılaşılmadan -önlem- alınması gerekmektedir...
 
 
 

    Bir diğer konu da yine fotoğraftan göreceğiniz üzere, seyyar satıcıların hemen konteynerlerin dibinde konuşlanıp gıda ürünlerinin satışını yapmaları... Ben tezgahın yanından geçerken onlarca sinek vardı satışa sunulan balıkların üzerinde!.. Yine balık suları yolu yıkar vaziyette idi!.. Denetimlerin de her zamanki gibi süper olduğunu gördüm gözlerimle!.. Keşan’ın mafyaları, köşe başlarını tutan seyyar tezgahçıları!..
 
  

Haa... Keşanspor Düğün Salonu’nun Tekel Meydanı’na bakan cephesini bilirsiniz... Sürekli Zabıta aracı durur, zabıtalarda demirlere yaslanıp laklak yaparlar, cigaralarını tüttürürler, gelen geçenle hoş sohbet ederler!.. Ancak başka ne iş tuttuklarını bir türlü çözemedim doğrusu!.. Dün bir de aynı yerde çevik kuvvet ekibinden 2 polisi de görünce, ‘tamam şimdi buldum; Keşan’ın gülleri tamamlandı!’ deyip, serinlettim yüreğimi vallahi!..
   Bu kadar eleştiri yapmışken, beni zaman zaman arayıp, ‘eleştirileriniz karşısında ilgililer ne yapıyor?’ diye soran okurlarıma da hazır yeri gelmişken vereyim cevabını: Yarabbi şükür elhamdülillah!.. Kalın sağlıcakla...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder