16 Mart 2012 Cuma

ÖNCE ‘HAYIR’ DEMEYİ ÖĞRENELİM...


Bir varmış bir yokmuş...la başlayacağım yine bugünkü yazıma... Türkiye’nin batısında... Avrupa’ya açılan sınır kapılarının yanı başında... İstanbul’u Ege’ye bağlayan kavşak noktada... şirin mi şirin bir ilçe varmış... ve adı da Keşan’mış...
Türkiye’nin gündemine oturmuş ara ara Keşan... At etiyle, müftüsü ve noel babasıyla, Keşanspor’un geçirdiği elim trafik kazasıyla ve son olarak da ‘O Ses Türkiye’ yarışmasının finalisti olan Oğuz Berkay Fidan’la...
Bu saydıklarım, Keşanlı olmayıp, belki de o ana kadar Keşan adını duymayan kişilerin dahi dikkatini çekmiş ve öyle ya da böyle tanımışlar Keşan’ımızı...
Ancak yıllardır Keşan’da ikamet eden biz Keşanlılar ise masallarla büyüdük şehrimizde...
Hele hele son birkaç yıldır dinlediklerim artık ninni gibi gelmeye başladı bana...
Bereket bebem yok ayaklarımda sallamaya... Yoksa kaç türkü bestelerdim ona...
“Uyusun da büyüsün doğal gaz vana, bu yılı da atlattık kirli havayla... Trafik sorununu çözeceğiz inşallah... Bu yıl da olmadı başka bahara... Anan bıktı aksaklıkları yazmaya... Vatandaş da verilen yalan vaatleri okumaya... Sen uyu kızanım hiç uyanma... Bu şehirden bir halt olmayacağını anladı anan da sonunda(!)” diye...
Ancak 15 Mart 2012 tarihinde Eğitim-Sen Keşan Temsilciliği, Eğitim-İş Keşan Temsilciliği, Tüm-Bel-Sen, DİSK Genel İş, Edirne Barosu Keşan Temsilciliği, SES, EMEP, ÖDP, CHP, DSP, ADD Keşan Şubesi, Emekli Öğretmenler Derneği iş birliğiyle, 4+4+4 kademeli eğitim sistemini protesto eylemi yapıldı.
Yapılan yürüyüş ve atılan sloganlarda bir şey dikkatimi çekti ve bunu, sizlerle de paylaşmak istedim...
Galiba biz ne istemeyi biliyoruz ne de protesto etmeyi... Niye mi?... O kadar eğitimcinin katıldığı yürüyüşte, 4+4+4’e ‘ayır’, çocuk işçiliğine ‘ayır’, çocuk gelinlere ‘ayır’, paralı eğitime ‘ayır’, gericiliğe ‘ayır’ diye haykırırsak... Ve ‘Bizim şivemiz böyle <h>leri yutuyoruz’ bahanesiyle de kendimizi avutursak, Hükümet anlar mı bizim dilimizden... Anlamaz... ‘Şivene de başlarım, sana da’ der ve geçer...
O zaman önce ‘hayır’ demeyi öğrenelim, ondan sonra meydanlara çıkıp, karşı duruşumuzu sergileyelim... Yoksa... 29 harften oluşan alfabemizi 28’e indirdiğimiz için başımıza imamlar da gelir, hocalar da musallat olur...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder