30 Mart 2012 Cuma

4+4+4’E BEN DE KARŞIYIM…


Hükümet tarafından uygulamaya konulmak istenen 4+4+4 yeni eğitim modeline ben de karşıyım…
Bir AK Parti’li olarak, bir eğitimci kızı olarak, bir anne olarak ve bir vatandaş olarak karşıyım…
Bugüne kadar 8 yıl kesintisiz eğitim hariç, uygulamaya konulan diğer eğitim modellerine de karşıyım…
Çocuklarımızı, gençlerimizi yapboz tahtasına çeviren tüm eğitim modellerine karşıyım…
SBS’lere, ÖSS’lere, kredili eğitimlere, özel eğitimlere, dershanelere karşıyım…
Çocuk ve gençlerimiz üzerinde eşitsizlik yaratan ve ‘hak’ yaratacak tüm eğitim şekillerine karşıyım…
Gecesini gündüzüne katan, canla başla çalışan, başarısı tüm eğitmenlerce kabul edilen ancak sınav günü yaşadığı olası bir durumla düşük puan alan öğrencilerin kaderinin birkaç saatle sınırlandırılmasına karşıyım…
Yetenek sınavıyla öğrenci kabul eden okullarda, torpilin araya girip, yetenekli öğrencinin hakkının yenilmesine karşıyım…
Aynı eğitimi almayıp, aynı bilgilerin depolanmadığı öğrencilerin, eğitim ve bilgi deposu haline gelen öğrencilerle aynı kategoride yarıştırılmasına karşıyım…
Maddi durumu olmadığı için dershanelere gidemeyip, özel eğitimci yüzü görmeyen öğrenci ile parası bol olup dershanelere giden ve özel eğitimcilerin birinden girip, diğerinden çıkan öğrencinin aynı sınava tabi tutulmasına karşıyım…
Parasız eğitim denilip, bağış makbuzu altında paralıya çevrilen eğitime karşıyım…
Bütün bu saydıklarım içinde de en çok 4+4+4’e karşıyım… Günlerdir meydanları dolduran ve bu teklife karşı duruş sergileyen vatandaşımın çırpınışlarının hiçe sayılmasına karşıyım…
Bir ülkenin kalkınmasında en büyük öncelik olan eğitimin dakikalar içinde şekillendirilmeye çalışılmasına karşıyım…
Bu yıl böyle, yarın şöyle, öbür gün böyle…’ denilip, her yıl karşımıza çıkarılan eğitim modelleriyle çocuklarımız ve gençlerimizin geleceği ile oynanmasına karşıyım…
Bu yasa teklifinin halktan, vatandaştan %70 çoğunluk sağlanmadan Meclis’ten geçirilmesine karşıyım… Var mısınız bir ‘evet-hayır’ referandumu da bu yasa teklifi için yapalım… İran mı yoksa Türkiye mi kazanacak bakalım… Kocaya, hocaya, falakaya, çarşafa mı rağbet var; yoksa eğitimciye, demokrasiye, modern hayata mı talep var görelim…
Eğer demokrasiyi savunuyoruz diyorsak, bu meseleyi de demokratik bir şekilde çözelim… Saygılarımla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder