30 Ağustos 2013 Cuma

BU, BOMBA PATLATMAK DEĞİL, UMUTLARI YOK ETMEK!


Yaklaşık 3 ay kadar önceydi sanırım... Gazetemize bir Roman genci geldi... Çok ama çok heyecanlıydı... Köyüne katkı sağlamak, köyünün adını duyurmak ve köyde yaşayan hemşehrilerinin refah içinde yaşamlarını idame ettirmeleri için yapmayı planladığı çalışmaları sıraladı alatacele... Kafasına koymuştu, hedefleri vardı ve yapacağına inanıyordu... Hem düşünceleri ve yapmak istediklerinin hepsi de köyünün ve halkının çıkarına olan şeylerdi... Art niyet olmayan ve yaşadığı köyünün geleceği için verdiği mücadeleye kim ‘hayır’ diyecekti ki... Aksine, köydeki bütün vatandaşların destek olması ve katkı vermesi gerekiyordu düşüncelerine...
Önce yol istedi, sonra su, sonra kanalizasyon, daha sonra tarla... Bunların hiçbirini kendi adına istemedi... Hepsi, köyünde yaşayan tüm halk içindi... İsteklerinde direkt ‘nakit’ yoktu, yani kimse eline para saymıyordu... O devletten, siyasilerden, işin özeti, kimin elini kuvvetli gördüyse ondan destek istiyor, arkasından koşuyordu... KENDİ için değil ama KÖYLÜSÜ ve KÖYÜ için yapıyordu bunu...
Mücadelelerinin birçoğunun da sonucunu aldı... Yolu yapıldı, kanalizasyon döşendi, su deposu temizlendi, bildiğim kadarı ile bir tarla işi çözümlenmedi sadece...
Derken, köyünde yetişen ve marka olma yolunda ilerleme kaydeden köyünün has ürünü ‘Bamya’ ile ilgili bir proje canlandırdı kafasında... Hem köyünün sesini duyuracak hem köy ekonomisine katkı sağlayacak hem de ‘Bamya’nın en güzelinin Siğilli köyünde yetiştiğini ispatlayacaktı düzenleyeceği festivalle... Cep’te 5 kuruş yoktu ama Aslanlar gibi yürek vardı O’nda... Tabiî ki sadece işin yürekte bitmediğini biliyordu... Ama düşüncelerini anlatabilir ve destek alabilirdi kendine göre... Ve çalmadık kapı bırakmadı, planını, düşüncesini anlattı... Önce Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan’dan destek geldiğini açıkladı, sonra sivil toplum kuruluşlarından, sonra siyasilerden... Bizim Roman genci havalarda uçuyordu... Hayali, rüyası gerçek oluyordu... Festivalin tarihi kondu, afişler basıldı, sanatçı ile anlaşıldı... Her şey planlandı ve sadece geriye günleri saymak kaldı...
Günler birbirini kovalıyor, bizim Roman genç festival heyecanı ile oradan oraya koşturuyordu... Derken, büyük bir DEPREM!.. 7.5 şiddetindeki ilk deprem Keşan Belediyesinden geldi ve verilen 10 bin TL’lik destek sözü geri çekildi... Bizim Roman gencin yüreği o kadar sağlammış ki bu deprem onu yıkmadı... 7.5 şiddetindeki bir depremin artçıları olmaz mı? Peş peşe geldi artçılar... Bütün destek sözü verenler sallamaya başladı teker teker... Yine de yılmadı ya bizim Roman genç... ‘Allah’ın izniyle 5 kuruşsuz yapacağım bu festivali’ dedi de başka bir şey demedi... Hâlâ gözlerinin içi parlıyordu, yenilgiyi kabul etmiyordu bu Roman genç... Derken mücadele verdiği köyünün muhtarı 2 gün önce bir bomba patlattı! Dedi ki, ‘bu festivali içime sindiremiyorum...’ İşte o haberi alan Roman genci, tükendi, bitti... Köyünün Muhtarı, bir Roman gencinin köyü ve köylüsü için verdiği mücadeleyi içine sindirememişti! Bu Bomba Patlatmak Değil, Umutları Yok Etmekti!
Bu gözlerinin içi parlayan, köyüne, köylüsüne faydalı olabilmek için çalmadık kapı bırakmayan Roman genç Kadir Gözeri’yi destek sözü verip de süre daraldığında telefonunu açmayanlar yıkmadı... Arkasında olduğunu söyleyen Keşan Belediyesinin kazığı çökertmedi... ‘Bizden şu, bizden bu’ diyenlerin kaçışı etkilemedi ama ‘sindiremedim!’ kelimesi bitirdi... En son gördüğümde gözleri dolan ve ağladığını görmemem için yanımdan uzaklaşan Roman genci; Allah seni utandırmasın ama seni yarı yolda bırakanlar UTANSIN!

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder