2
ve 3 Nisan tarihleri arasında yaklaşık 16 saatlik bir zaman dilimi içerisinde
Keşan’da iki ayrı sahne ile karşılaştım ve ne düşüneceğimi şaşırdım...Bu
iki sahnenin kahramanları da Roman vatandaşlarıydı…
İlki
2 Nisan Pazartesi akşamı Keşan İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro ekiplerince
yapılan fuhuşa yönelik operasyon…
Diğeri
de 3 Nisan Salı günü Keşan Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı
(SYDV), Keşan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Keşan Halk Eğitimi Merkezi
Müdürlüğü iş birliğiyle Roman kadınlara yönelik düzenlenen dikiş kursu…
Şimdi
diyeceksiniz ki ‘ne alaka?’…
Alakaya
gelince… Fuhuş operasyonunda gazetelere yansımayan ancak şahit olduğumuz bir
durum… Fuhuş yapılan evde, evlilik dışı dünyaya
gelmiş henüz 1-1,5 yaşlarında bir bebeğin annesiyle birlikte bulunması…
Hem evlilik dışı olan hem de fuhuşun içinde yetişen bir Roman çocuğu…
Dünkü
Roman bayanlara yönelik açılan dikiş kursu ise beni hiç etkilemedi… Yani ‘iyi bir iş yapılıyor’ diye
sevinemedim… Çünkü gözümde canlanan bir gece önceki tablo idi...
1-1,5
yaşındaki bir çocuğun geleceği daha kundakta sayılabilecekken karartılıyorsa,
karartılmasına izin veriliyorsa… dikiş kursuna katılan ve gelecekleri ya da iş
garantileri henüz netleşmeyen bayanlar için yapılan bu çalışmanın ne anlamı
vardı ki…
46
bayan kendini bir şekilde savunma hakkına sahip, bir şekilde ayakta durma şansı
varken, 1-1,5 yaşlarındaki o bebeğin kaderi fuhuş batağına mı terk edilmekti…
Şimdi
sorarım yetkililere; bu bebeğin kaderi mi önemli ya da buna benzer bebeklerin
kaderleri mi? Yoksa dikiş kursuna katılan kadınların mı? Çok fazla detaya
girmeden, kararı size bırakıyorum… Saygılarımla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder