31 Ocak 2013 Perşembe

KEŞANLILAR BU FİLMİ DAHA ÖNCE DE İZLEDİ!- istek üzerine köşe yazımın tam metni...

Dün, Edirne genelinden yaklaşık 500 kişilik bir heyet, Sağlık Bakanlığına atanan Dr. Mehmet Müezzinoğlu’na, onların tabiri ile ‘hayırlı olsun’; benim tabirimle ‘şirin görünme!’ ziyaretinde bulundu...
Kim bilir belki bu hayırlı olsun ziyaretinin altında; ne umutlar yatıp ne yatırımlar hayal edilmişti...
En başta Edirne ve ilçelerine tam donanımlı hastaneler olmak üzere, duble yollar, adliye sarayları, cezaevleri, okullar, pansiyonlar, kurum binaları, barajlar, göletler, hanlar hamamlar!..
Ne de olsa Sağlık Bakanımız Edirne’nin vekili, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İmam Hatip Lisesinden sınıf arkadaşı, öğrenim hayatının ardından da Erdoğan’ın en büyük siyasi yoldaşı ve destekçisiydi... Yatırım gelmeyecek de başka ne olacaktı ki...
Tabii bu anlattıklarım filmin ikinci sahnesi... Edirneliler, Keşanlılar, Uzunköprülüler, İpsalalılar, Enezliler, Meriçliler, Süloğlulular, Havsalılar, Lalapaşalılar bu filmin ilk sahnesini daha önce izlemişti...
Keşanlılar olarak değerlendirdiğimizde zamanın iktidar partisi milletvekili Prof. Dr. Necdet Budak önderliğinde yaklaşık 60 kişilik heyet 14 Aralık 2010’da Ankara’da; Milli Eğitim Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Maliye Bakanlığı, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, TOKİ, EPDK, Devlet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığına ziyaretlerde bulunmuş, bazı bakan, müsteşar ve genel müdürler ile görüşülmüştü.
Yapılan ziyaretlerde, Milli Eğitim Bakanlığından okul; Adalet Bakanlığından Adliye Sarayı; Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünden Tapu Binası; Maliye Bakanlığından Saros Körfezi’ne yatırım için maddi destek; Çevre Genel Müdürlüğünden hava ölçüm cihazı; Kültür ve Turizm Bakanlığından Hersekzade Ahmet Paşa Camisi’nde 2011 yılında sempozyum düzenlenmesi ve Keşan Belediyesinin daha önce talep ettiği Yayla Sahili ile ilgili proje desteği; Tarım ve Köyişleri Bakanlığından Tarım İlçe Binası için çoğunluğu ilgili kurumlardan karşılanmak üzere maddi destek; TOKİ’den Roman vatandaşlara ve sosyal konut olmak üzere 728 adet ve 2 bin adet konut sözü, EPDK’den doğal gaz, Devlet Bakanlığından Rehabilitasyon Merkezi ve Huzurevi; Sağlık Bakanlığından da hastane sözü alan heyet, eli kolu dolu bir şekilde Keşan’a dönmüştü!
Yıl 2013... Yani bu eli kolu dönüşün üzerinden tam 3 yıl geçti... Şu anda Kültür ve Turizm Bakanlığından Hersekzade Ahmet Paşa Camisi’nde 2011 yılında sempozyum düzenlenmesi ‘elde’; TOKİ’den Roman vatandaşlara ve sosyal konut olmak üzere 728 adet ve 2 bin adet konut hâlâ ‘kolda’; Sağlık Bakanlığından hastane sözü ‘yolda!’; Milli Eğitim Bakanlığından okul sözü ‘havada!’; Adalet Bakanlığından Adliye Sarayı sözü ‘planda!’; Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünden Tapu Binası ‘rüyada’; Maliye Bakanlığından Saros Körfezi’ne yatırım için maddi destek ‘boşta!’; Keşan Belediyesinin daha önce talep ettiği Yayla Sahili ile ilgili proje desteği ‘öteki hayatta!’; Tarım ve Köyişleri Bakanlığından Tarım İlçe Binası için çoğunluğu ilgili kurumlardan karşılanmak üzere maddi destek ‘kırmızı karda!’; EPDK’den doğal gaz ‘başka bahara!’, Devlet Bakanlığından Rehabilitasyon Merkezi ve Huzurevi ‘inşallah başka Bakana!’...
Evet, sevgili Keşanlılar... Daha önce yapılan Bakanlık ziyaretlerinden 3 yılda ‘elde’ bir sempozyum; ‘kolda’ da Roman ve yoksul vatandaşlara yönelik yapılan ancak daha sahip olma ve ödeme koşulları netleşmeyen, tamamlanmasına ramak kala müteahhit firmanın iflas ettiği konutların inşası... Diğer verilen sözlerin hepsi ise buharlaşıp, havaya karıştı!
Sahne 3... Film ve figüranlar aynı, aktör değişik!..
Film Ankara’da çevriliyor, figüranlar yine Keşan’dan gidiyor ve bir iki isim hariç aynı... Değişen bir tek aktör ve makamı... Budak gitti, Müezzinoğlu geldi; Vekil rütbe atlayıp Bakanlığa erdi...
Ancak senaryo aynı olup, aktörü farklı olsa ne yazar... Bir film bir kere izlenir, hadi bilemedin ikinciye izlenir de üçüncüye bozar! Keşan ‘yazar’, Ankara ‘bozar’...  Vatandaşım da aynı sahneyi izleye izleye bıkar!
Anlayacağınız bize değil gerek aktör değişikliği, bize gerek yeni film sahnesi!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder