23 Nisan 2013 Salı

POLİS, CUMHURİYET GAZETESİ ALDI!


Geçtiğimiz günlerde bir Büfe’ye uğradım alışveriş yapmak üzere... Bir polis memuru da Büfe’den çıktı, elinde bir gazete ile... Büfe’ye girdiğimde ise işletme sahibi şaşkın halde... Ağzından çıkan cümle de ‘Polis Cumhuriyet gazetesi aldı, haberimiz olmadan hükümet mi devrildi!’ şeklinde bir tekerleme...
Benim jeton baştan düşmedi... Polis ile Cumhuriyet gazetesi, alışverişle hükümet arasında bağlantı kuramadım bir kerede... İşletme sahibi tekerlemeyi sürdürünce, çözdüm espriyi bende!
Ama işletmecinin Trakya toprağına, hele hele Keşan toprağına ayak basan memur hakkındaki düşüncesi bence biraz eksikçe... <Devamı Önder gazetesinin yarınki (24 Nisan Çarşamba) sayısında...>

21 Nisan 2013 Pazar

ÇOK HASTAYIM RAPORA İHTİYACIM VAR!


Sağlığı pek de normal olmayan bir vatandaş olarak sağlıkçılara çatmayayım, kalemimi uzak tutayım diyorum ama bıçak kemiğe dayanınca da hâkim olamıyorum billah!
Bu yazım hem doktorlara, hem işverenlere, hem de çalışanlara... Aman dikkatli okuyun da faka basmayın bir daha!
Size gelen hastalara neye göre rapor verirsiniz bilmem ama, raporların sahtesi; gezmekte, partide, düğünde bitirir işi! <Devamı Önder gazetesinin yarınki (22 Nisan 2013 Pazartesi) sayısında...>

18 Nisan 2013 Perşembe

VALİNİN SÖYLEDİĞİ YA BAŞBAKAN’IN KULAĞINA GİDERSE!


Dün, Keşan’da; Keşan, İpsala, Enez ve Meriç ilçelerini kapsayan ve Edirne Valisi Hasan Duruer’in de katıldığı “Eğitimde Bölge Paylaşım Toplantısı” düzenlendi.
Toplantı haberinin detayını gazetemizin 6. sayfasında okuyabilirsiniz.
Ancak haberimizde de yer alan ve benim özellikle vurgulamak istediğim nokta ise Sayın Valimizin toplantıda yaptığı konuşmasında bombayı patlatması! Patlattığı bombada da Başbakan’la çakışması!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, her platformda “3 çocuk yapın” talkımı verirken, Sayın Valimizin dünkü toplantıda “Çocuk sayısının az olması, çocukların daha iyi eğitilmesini sağlıyor” demesi... Ah bu ifade Başbakan’ın kulağına giderse, Valimize sürgün geleceğinin resmidir! <Devamı Önder gazetesinin yarınki (19 Nisan 2013 Cuma) sayısında...>

AYAĞINIZDAN DONUNUZU SATSALAR BENİM Mİ TEPKİ VERMEMİ İSTEYECEKSİNİZ?!- köşe yazımın tam metni...


Boynuz kulağı geçti! Köşe yazılarımda eleştire eleştire sonunda ben de eleştirilmeye başlandım... Keyif aldığım sigara molalarında beni kapı önünde yakalayan vatandaşımın son 3 gündür eleştirisine maruz kaldım... Eleştirileri ise ‘Neden Sağlık Bakanlığına bağlı kurumlardan T.C. ibaresinin kaldırılmak istenmesi’ konusunu eleştirmemişim ve kayıtsız kalmışım...
Müjde!.. Şimdi kaydımı açıyorum!
Sorarım size; şimdiye kadar sizlerin her şeye karşı kaldığınız kayıtsızlığa ben meydan okudum da ne oldu?
İlgililerini yerin dibine soktum, bana mısın demediler... Yüzlerine tükürdüm, yağmur zannettiler...
Herkesin bildiği ancak göz göre göre sırf çıkarlarını zedeleyecek diye sessiz kaldıkları konuları gündeme getirdim; kahraman oldum!
Başbakanından milletvekiline, valisinden belediye başkanına, ilgili amirine ve vatandaşına, gençliğe, çocuklara, kimin yanlışını gördüysem dillendirdim; cesaretli oldum!
Mekancısından çalgıcısına, esrarcısından katiline çattım; gözü kara oldum!
‘Ülkeyi satıyorlar, sizi uyutuyorlar, uyanın’ dedim, alkışlandım!
Kimin haksızlığa uğradığını gördüysem konu ettim, gözüme ilişenleri ve sizden gelenleri işleyip, yanlışların düzeltilmesini istedim de ne oldu? Yarabbi şükür dediler, cevap verecek gerekçeleri olmadığı için de yalayıp yuttular! Hepsine de Afiyet Olsun!..
Şimdi bana dersiniz ki; neden T.C. ibaresinin kaldırılmasını eleştirmiyorsun... A be Facebook’ta, Twitter’de on binlerce kişi eleştirdi, isimlerinin önüne T.C. koydu... A be bana ne gerek kaldı!
A be onlar, isimlerinin önüne T.C. koyarak, bir halt yaptığını sandı, bana ne gerek kaldı!
A be sizler de onları izlediniz ‘hakkımız korunuyor’ diye gerindiniz, bana ne kaldı!
A beya... Yüzlerce şehit kanıyla sulanmış vatan topraklarımızı ellere sattılar, ‘şu da devletimindir’ diyebileceğimiz bir şey bırakmadılar, sesinizi soluğunuzu çıkarmadınız da T.C. ibaresi kalkıyor diye mi ayaklandınız...
A be yakında ayağınızdaki donunuzu bile anlamadan satacaklar ama sizler onun bile farkına varacak mısınız şüpheliyim!
Haa... Sakın o zaman da ‘Aman Neşe Hanım ayağımdaki donumu satmışlar, beni müdafaa eder misiniz?!’ diye dert yanmayın...
Çünkü o günler çok yakın... Bugün vatan topraklarını satanlar, Türk bayrağını ve Atatürk’ü yok sayanlar; bütün bu gelişmelere kayıtsız kalanların ayağından donunu satsa haberleri olmazlar!..
O nedenledir ki; ben T.C. ibaresinin kaldırılmasına tepki vermedim... Benim tepkim; sizlerin bugüne kadar yaşanan gelişmelere karşı sergilediğiniz tavır ve kayıtsızlığınızadır...
Bundan önce, bugün ve bundan sonra yaşanacak olan gelişmelerde, vatansevmezlere karşı tepki vermeniz dileğiyle, saygılar.

17 Nisan 2013 Çarşamba

AYAĞINIZDAN DONUNUZU SATSALAR BENİM Mİ TEPKİ VERMEMİ İSTEYECEKSİNİZ?!


Boynuz kulağı geçti! Köşe yazılarımda eleştire eleştire sonunda ben de eleştirilmeye başlandım... Keyif aldığım sigara molalarında beni kapı önünde yakalayan vatandaşımın son 3 gündür eleştirisine maruz kaldım... Eleştirileri ise ‘Neden Sağlık Bakanlığına bağlı kurumlardan T.C. ibaresinin kaldırılmak istenmesi’ konusunu eleştirmemişim ve kayıtsız kalmışım...
Müjde!.. Şimdi kaydımı açıyorum!
Sorarım size; şimdiye kadar sizlerin her şeye karşı kaldığınız kayıtsızlığa ben meydan okudum da ne oldu?
İlgililerini yerin dibine soktum, bana mısın demediler... Yüzlerine tükürdüm, yağmur zannettiler... <Devamı Önder gazetesinin yarın ki (18 Nisan Perşembe) sayısında...>

4 Nisan 2013 Perşembe

HA DUVARA SÖYLEMİŞSİN HA İLGİLİLERİNE!

Vatandaşım geldi gazetemize şikayete... Yok efendim inşaat nedeniyle kaldırım kapatılmış, yayanın hakkı gasp edilmiş, sorumlular neredeymiş!
Hiç şikayet edecek şey mi bulamadınız da gelip bundan yakınırsınız... Herhalde bu şikayet eden vatandaşlarım hiç çarşı merkezine çıkmadı... Yine bu vatandaşlarım sanırım hiç esnaflık yapmadı! Yine yine bu vatandaşlarım galiba hiç Keşan’da olan bitene alıcı gözle bakmadı!
Bizde kaldırım işgalleri o kadar moda oldu ki, işgal etmeyene tuhaf gözle bakılmaya başlandı... Hatta boş kaldırım gören vatandaşım yanına birkaç aylakçı çağırıp sohbet ederek, açığı kapatmaya çalıştı... <Devamı Önder gazetesinin yarınki (5 Nisan 2013 Cuma) sayısında...>

3 Nisan 2013 Çarşamba

CÜMLEYİ TERSTEN KURDU, SİZİ DE UYUTTU!

Sağlık Bakanımız Sayın Mehmet Müezzinoğlu’nun, 30 Mart 2013 Cumartesi günü AK Parti Keşan İlçe Teşkilatı tarafından düzenlenen “Rozet Takma” töreninde yaptığı konuşmada, bir cümlesi dikkatimden kaçmadı...
Sayın Bakanımız törende yaptığı konuşmada, “Keşan’ı seviyorum, Keşan’ın geleceğini dert ediniyorum, ‘almak için değil, vermek için geliyorum!’ diyen herkese bu partinin kapıları da gönülleri de sonuna kadar açık.” dedi...
Ne kadar geniş(!) kapsamlı bir cümle... Çekin istediğiniz şekilde istediğiniz yere... <Devamı Önder gazetesinin yarınki (5 Nisan 2013 Perşembe) sayısında...>

2 Nisan 2013 Salı

KEŞAN’IMIZI KİRLETENLER!

‘Kaldırım’ dedim, vatandaşımın yarasını depreştirdim! Meğer ne çok ‘kaldırım’dan yana dertli vatandaşım varmış da bunca zaman benim gözümden kaçmış!
Kaldırımların yıkılıp yıkılıp yenisinin yapılması kadar, kaldırımların varlığından da bir o kadar rahatsız olan vatandaşım var!
Hepsinin rahatsızlığını bir kerede paylaşamam ama hiç olmazsa birininkini anlatayım da belki birilerinin kulağına gider, kendilerini biraz toparlarlar...
Vatandaşım çıkmış yola, atayım demiş adımımı kaldırıma... Haşa! Sanki kaldırımlar yayalara ait de, senin adım atmak ne haddine! <Devamı Önder gazetesinin yarınki (3 Nisan 2013 Çarşamba) sayısında...>