30 Eylül 2012 Pazar

YAKINDA PABUÇLARIMIZI BİLE YİYECEĞİZ!

Köşe yazımın tam metni Keşan'ın Neşe'si gazetesinin yarınki (1 Ekim 2012 Pazartesi) sayısında...

YETİŞ POLİS… KIZANLAR GÜRÜLTÜ YAPIYOR!..

Köşe yazım sadece Önder gazetesinin yarınki (1 Ekim 2012 Pazartesi) sayısında...

28 Eylül 2012 Cuma

ERKEK ALDATINCA ‘ELİNİN KINASI’, KADIN ALDATINCA ‘YÜZ KARASI’…

::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

Erkek aldatınca ‘elinin kınası’, kadın aldatınca ‘yüz karası’… Bu devir eskidendi sayın beyefendi… Şimdilerde kınalarla, karalar değişti… Kadınlar erkeklerin aldatmalarına çok bile sabretti… Gece evde çok koca bekledi, bir süre yapılan seyahatlerin akıbetini çözemedi… İlgi bekledi, göremedi… Koca sadece ‘direk’ vazifesi gördü… Direkten elektrik alamadı, çünkü akımı başka hatunlar topladı!.. Sonunda kadın da kıyameti kopardı… Kadın-erkek eşitliğini savunan bir ilke daha imza attı…

::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

Köşe yazımın tam metni sadece Önder gazetesinin 29 Eylül 2012 Cumartesi günkü sayısında...

27 Eylül 2012 Perşembe

GÖRDÜM DE ELEŞTİRMEK KUSUR KALDI!

Vatandaşım yolumu kesiyor… İktidar Partisi Milletvekili Mehmet Müezzinoğlu’nu neden eleştirmiyormuşum diye serzenişte bulunuyor… Çok yaşayın siz e mi… Sanki her gün görüyorum Vekili de, kusur kalıyor eleştirmesi… Rüyama da girmiyor kendisi!..
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::


Köşe yazımın tam metni sadece Önder gazetesinin yarınki (28 Eylül 2012) saysında...

26 Eylül 2012 Çarşamba

ŞEREFİNE HÜKÜMET, ŞEREFİNE!

Köşe yazımın tam metni sadece Önder gazetesinin yarınki (27 Eylül 2012 Perşembe) sayısında...

:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
Aracımın kontağını ‘besmele!’ ile ateşledim, ‘Allah’ım sen bol bereketli benzinler nasip eyle!’ dedim… Belki ‘şeytan doldurur!’ diye de hayal ettim… Ve bastım gaza, doğruca yönlendim planladığım tarafa… Giderken hayal ettim; bir yerde aracımı park eder, sigaramı tellerim, belki de kafam eser bir kutu bira da sallarım diye… Planladığım alana geldiğimde ise gözlerim birden fal taşı gibi açıldı!..
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

24 Eylül 2012 Pazartesi

23 Eylül 2012 Pazar

EŞEK SAATİ TOKAT, EŞREF SAATİ ÖPÜCÜK!

Keşan’da trafik kurallarını ihlal eden sürücülere uyarılar yapılıyor, cezalar kesiliyor, hatalı park edilen araçlar çekici marifeti ile kaldırılıyor… Çok doğal ve bu uygulama Keşan’a mahsus değil tabii ki… Ancak benim anlamadığım, uygulamanın neye ve kime göre yapıldığı…

Devamı...
Keşan'ın Neşe'si gazetesinin yarınki (24 Eylül 2012 Pazartesi) sayısında...

‘AKLI’ BULDUKTA ‘ORTAK’LIK KALDI!

Keşan’da gerek devlet ayağında görev yapanlar gerek siyasette görev alanların hemen hemen hepsi ‘ortak akıl’dan söz ediyor… ‘Ortak akıl’la hareket edildiği takdirde, her işin üstesinden gelineceği söyleniyor…
Hangi ‘ortak’, hangi ‘akıl’‘Akıl’ı bulduk da ‘ortak’lık kaldı kusur!..
Devamı...

Önder gazetesinin yarınki (24 Eylül 2012 Pazartesi) sayısında...

21 Eylül 2012 Cuma

BELEDİYE FESTİVAL YAPAMAYINCA, ŞENLİK YAPTI YOLLARDA!

Keşan’ımız her gün daha bir güzelleşiyor… Hızlı şoförlerimiz yüzünden Keşan her geçen gün biraz daha renkleniyor… Keşan Belediyesi hızlı şoförlere çareyi yolları renklendirmekle buluyor… Araç parkı için beyaz çizgiler, yol ayırmak ve araç parkını önlemek için turuncu butonlar… Ve son olarak da kasisler… Beton kasislerle hızlı şoförlerin hızını kesemeyen Belediyemiz, metal kasisleri çakmaya başladı şimdide yollara… Bakalım bundan sonraki icraat ne ola…
Vatandaşım dertli… Hem de çok dertli… Paşayiğit Caddesi esnafı kendini oto galerici gibi hissetmeye başlamış… Dükkanlarının önüne yapılan park yeri çizgilerinin ardından kesat giden işleri iyice duraksamış… Boy boy büyüklükte park eden araçlar nedeniyle dükkanları karantinaya alınmış…
Metal kasisler yüzünden ise vatandaşım, araçlarını bakımdan kurtaramıyormuş… Kasisten geçen aracın bağırsakları parçalanıyor, 500 TL’den aşağı toparlanamıyormuş… Vatandaşım bıkmış arabasını sanayiye taşımaktan, parasını araç bakımına yatırmaktan… Bana soruyorlar, ‘Belediye araç tamircileri ile iş birliğinde mi?’ diye… Amma içiniz fesat sizinde!.. Belediye festival yapamayınca, şenlik yaptı yollarda… Boyadı, karaladı, üstüne çivilerle kazık çaktı… O da yetmedi, metal ip gerip, arabaların anasını belletti… Hızlı şoförlerin günahını bütün sürücülere paylaştırdı ve demokrasi örneği yaşattı!..

19 Eylül 2012 Çarşamba

HAPI İÇ, MUTLU OL!..

Köşe yazımın tam metnini sadece Önder gazetesinin yarınki (20 Eylül 2012 Perşembe) sayısında bulabilirsiniz...


::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

10-15 TL’ye birtakım haplar satılıyormuş piyasada… Mahalle arasında, sokak ortasında, cafede barda… Bunu alıp da içen gençler uçuyormuş havalara!.. Dünya yansa olmuyormuş umurlarında… Eline çikolata da versen yiyormuş, silahı da versen tetikliyormuş… Anlayacağınız gençlerimizin çoğu hapın bağımlısı olmuş!.. Hapı bulamayanlar da tiner ve baliyle idare ediyormuş!..

:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

17 Eylül 2012 Pazartesi

NESLİMİZ HAYIRLI, KÜLTÜRÜMÜZ MÜBAREK OLSUN!

Köşe yazımın tam metnini sadece Önder gazetesinin bugünkü (18 Eylül 2012 Salı) sayısında bulabilirsiniz...

:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

Biz… ‘meyhane ile alkol’ü de ‘kültür’ yaptık… Şimdi kültürün meyvelerini veriyoruz… Daha doğrusu meyvelerin bir kısmını toprağa gömüyor, bir kısmını da cezaevine yolluyoruz… Ama kültürümüzden vazgeçmeyip, nesilden nesile yaşatıyoruz… Nesilleri gittikçe tüketeceğimizin ise hesabını hiç yapmıyoruz…
‘Kültür’ diye inat eden idareciler, sonunda bırakmayacak aklı yerinde nesiller… Kimisi deli, kimisi divane, kimisi de silahşör olacaklar!..

::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

16 Eylül 2012 Pazar

YETKİLİLER HER GECE BAŞKA ALEMDE!..

Köşe yazımın tam metnini sadece Keşan'nın Neşe'si gazetesinin 17 Eylül 2012 Pazartesi günkü (bugünkü) sayısında bulabilirsiniz...

::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

Şu anda biliyor musunuz Keşan’da 72 içkili işyeri bulunduğunu ve yine 2 eğlence mekanının da hazırlık aşamasında olduğunu… Yine içkili eğlence mekanı açmak için kara yoluna en az 200 metre uzaklıkta bir mesafede olması gerektiğini… Ve yine eğlence mekanları arasında belli bir uzaklığın olması şartını… Vee… eğlence mekanlarının en son kapanma saatinin 00.00 mı, 02.00 mi yoksa 04.30 mu olması gerektiğini!.. Ancak bu mekanların açılmasına izin verenlerin bu şartları göz ardı ettiğini… Ama gidin sorun ki ‘şartlar uygun diyorsa biz ne yapalım’ cevabı alacağınızı… Hayır efendim, şartlar uygun değil…
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

15 Eylül 2012 Cumartesi

ERKEKLER MALKARA YOLUNA, KADINLAR MERKEZ KARAKOLUNA!!

12 Eylül 2012 Çarşamba günü gerçekleştirilen İlçe Güvenlik Danışma Kurulu toplantısının gündem maddelerinden iki tanesi aile içi şiddet ve gençlerde madde bağımlılığı konuları idi.
Bu toplantıda; 2012 yılında Keşan İlçe Emniyet Müdürlüğüne 83, İlçe Jandarma Komutanlığına 37 vaka geldiği, Aile ve Sosyal Politikalar İlçe Hizmet Müdürlüğünce de 49 kadına koruma kararı çıkarıldığı belirtildi.
Keşan merkez, köy ve belde nüfusuna bakıldığında bu sayı gözünüze çok az gibi görünebilir. Ancak bu vakalar sadece bıçağın kemiğe dayandığı şiddet olayları… Birçok kadın çaresizlikten sesini çıkarmıyor ve kaderine boyun eğiyor… Çoğu ‘rezil’ olmaktan korkuyor, kimisi ‘çocuğunu’ düşünüyor, kimisi ailesinden ‘yüz’ bulamıyor… Bazıları da zaten ‘ailede gördüğü şiddet’ yüzünden evliliğe karar vermiş bulunuyor… Yani bu biçare kadınlar, hem de Trakya’nın göbeğinde, Avrupa’ya sınır olan memleketimizde şiddetin âlâsını görüyor…
Aile içi şiddetin sebeplerine bakıldığında ise; alkol, kıskançlık ve ikinci kadın olayı yatıyor…
Eskilere bir sorun da size anlatsınlar… Eğer karı-koca arasında geçimsizlik varsa ve şiddet uygulanıyorsa sebebi ya ‘kaynana çenesi’ ya da ‘görümcenin bilmişliği’ olurdu… %99’unu kaynana vakası, %30’unu da görümce faciası alırdı… Alkol, kıskançlık ve ikinci kadın olayı ise varla yok arasındaydı…
Ne oldu… Kaynanalar ve görümceler ortadan kalktı… Evlenenler direkt saadeti ayrı evde buldu… Kaynana, görümce dırdırından kurtuldu… Ev de dayalı döşeli olunca, geçimsizlik sorunu da yaşamadı…
Hâl böyle olunca evlilikte geriye eğlence kaldı… Her gün aynı eğlenceyi yaşaya yaşaya buna da çabuk doyuldu, sıra çeşide geçti… Evde alkol tutmadı, dışarıda mekan aradı… Talep olunca da mekanların sayı ve çeşidi arttı… Üç kuruşu cebine atan koca mekanlarda sabahladı… Parası iyi olan, iyi içti, sızıp kaldı ve şiddet uygulamaya fırsat bulamadı… Parası daha az olan yedi-içti ama ayılınca hıncını karısından çıkardı… Çulsuz olup da bulduğu parayı mekana yatıran da hurileri cennetten çıkaramayınca, ‘sopa cennetten çıkma!’ deyip karısını haşladı…
Anlayacağınız, Malkara yolunu mesken tutan bazı erkeklerin karıları da köteği yedikçe merkez karakoluna sığındı…
                                                       ***
Toplantının diğer gündem maddesini oluşturan gençlere yönelik madde bağımlılığı konusunda ise seminerlere devam edilmesi planlandı… Tabii ki gençlere madde bağımlılığının yarattığı olumsuzluklar anlatılsın, seminerler verilsin ama önce aileler eğitilsin… Çocuk okulda alacak eğitimi, babada görecek ziyafeti! Okulda dinlediğini unutsa da genç, babadan gördüğünü hafızasına yerleştirecek… O nedenle tavsiyem önce aileler eğitilsin, erkekler ‘adam’ edilsin… Yoksa ne ailede şiddet biter, ne de gençler izaha girer… Biliyorsunuz ki armut uzağa değil, ağacın dibine düşer…
Birçok baba övünür, ‘erkek adamın erkek oğlu olur’ diye, bizimkiler de bekler ‘oğlum 15 yaşına gelsin de birlikte erkek erkeğe kadeh tokuşturalım’ diye…
Baba-oğul kadeh tokuşturursa, siz istediğiniz kadar gençlere anlatın boşa, bence siz önce babayı alın ablukaya, gerekirse falakaya, o da olmadı doğru AMATEM’e…

12 Eylül 2012 Çarşamba

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISINA MARATON KARŞILAMA!

5 Eylül 2012 Çarşamba günü başlayan 13. İpsala Çeltik (Pirinç) Kültür ve Sanat Festivali’ne katılmak üzere İpsala’ya gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın… Festival öncesinde de yine İpsala’da düzenlenen ilk çeltik hasadı programına götürülen ve çeltik hasadını bindiği biçerdöverin üzerinde sembolik olarak yapan… Beraberinde bölge CHP milletvekilleri Recep Gürkan, Kemal Değirmendereli ile…
Tabi ki köşe yazımın konusu Sayın Günaydın ve milletvekillerimiz değil, bu olmadığı gibi 13. İpsala Çeltik (Pirinç) Kültür ve Sanat Festivali ve çeltik hasadı da değil… Peki ne? Cevap: CHP… Cumhuriyet Halk Partililer…
Ülkenin hali ortada… Açlık, sefalet, işsizlik, yoksulluk derken sıra geldi eğitime… Gençlerimize, çocuklarımıza… Nereye gidiyoruz, çocuklarımızı nasıl bir gelecek bekliyor muamma…
Ancak… Halkın partisi olan, her platformda demokrasiyi ağızlarından düşürmeyen, eşitlikten yana olduklarını söyleyen, işsize, yoksula, emekliye, memura, köylüye, çiftçiye çare olacaklarını belirten CHP’lilerin, önce birbirlerine yakın olması gerekiyor…
CHP Genel Başkanı Sayın Gökhan Günaydın’ı karşılamak için birbirleriyle yarışan, ‘sen mi daha ileri gideceksin yoksa ben mi’ derken maraton yarışına giren CHP’liler, aynı performansı kendi içlerinde değil, İktidar Partisine karşı sergilemeliler…
Kendi içlerinde koordine kuramayanlar, başka güçlerle nasıl mücadele edecekler… 2 gruba bölünmüşler ve birbirlerini çekiştirmekle vakit geçirmekteler… Onlar birbirlerini yerken, İktidar Partisi de ülkeyi yemekte, cila olarak da her seçimde CHP’lileri kendine çekmekte!
Siz kendi partilinize kapıları kapatırken, onlar sizin partilinizi kendi partisine çekiyor, üstüne bir de Bakan yapıyor… ‘Ondan-bundan’ derken çığ gibi çoğalıyor… Her yanına aldığı beraberinde yüzlerce kişiyi de sürüklüyor… Adamlar siyaseti biliyor… Sizin gibi boş işlere bakmıyor, Genel Başkan Yardımcısı için kovalamaca oynamıyor…
Ya bu boş işleri bırakın ya da ‘bizim siyasetimiz bu kadar’ deyin, vatandaş da çareyi nerede arayacağını bilsin… Böyle giderseniz sizden olur ne köy ne de kasaba, maratonda alırsınız ancak bir madalya…
Keşan’a gelecek CHP’li üst düzey bürokratlara da benden bir hatırlatma: Geç kalma sakın gel ama habersiz gel, yoksa sizinkiler karşılamada bahşiş için birbirlerini yiyecekler…

10 Eylül 2012 Pazartesi

KUMDA COLA 5 TL!..

Erikli Sahili… ‘kazık’ sahili… Yaradanım vermiş kumu, gel gör ki üstünde su, çay, kahve, cola içmek haram gibi… Vallahi Bordum, Marmaris, Antalya’yı sollamışız, yakında ‘kazık sahil’ olarak Guinness Rekorlar Kitabı’nda yerimizi alırız…
Kuma serilmiş yeşil halı, yarısı yanık, yarısı yamalı… 3-5 uyduruk masa-sandalye, 3-5 tane de minder yerde… Gel gör ki bu minderlere oturup, birkaç yudum bir şey içmek zehir gibi…
Garson falan hak getire… Kırk nazla servis yapıyor ama 1 kutu cola için 5 TL istemesini biliyor…
Manzara Yaradan’dan, deniz Yaradan’dan, kum Yaradan’dan ve hepsi bedava… Elin kulu 1 kutu colaya 5 TL istemesini biliyor ama…
Evet Keşanlı hemşehrilerim… Dün Erikli Sahili’ndeydik… Almış başını gidiyor fiyatlar… Satılan ürünlerde etiket falan yok… Kim kimi ne kadar çarparsa!.. Tabii ki çarpılan bir daha uğrarsa…
Bugüne kadar hep hizmet istedim köşemde Erikli Sahili için… Hükümet’ten, Devlet’ten, Yerel Yönetim’den… Hizmet istedim ama vatandaşıma hizmet karşılığı da ‘kazık’ yedirin demedim… Şimdi Erikli Sahili’ndeki esnaftan isteğim; fiyatları dengeleyin… Yarın yolunuz yapılır ama bu sefer o yoldan size gelen olsun diye çok beklersiniz… Bir kutu colaya 3 TL, 3,5 TL tatil beldesinde ‘eyvallah’ deriz ama 5 TL derseniz, biz de ‘pes’ deriz… Gider başka sahillerde 2 TL’ye içeriz, size de haddinizi bildiririz…

7 Eylül 2012 Cuma

ALLAH KABUL ETSİN!

Köşe yazımın tam metnini sadece Önder gazetesinin yarınki (8 Eylül 2012 Cumartesi) tarihli sayısında bulabilirsiniz...


:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

Ben: Keşan’da dönülmedik köşe kalmadı! Ne kadar yankesici varsa hepsi ihya oldu, cepler doldu… Bizde işler sözde yürüyor, vatandaş ak bayram sanıyor… Keşan’da Bayram her gün kutlanıyor… Merhumu nasıl bilirsiniz denildiğinde ‘iyi bilirdik’ deyip, geçiliyor… Allah kabul etsin!..


6 Eylül 2012 Perşembe

KOOPERATİF BELEDİYE’DE, FESTİVALLER SAHİLDE!..

Köşe yazımın tam metnini sadece Önder gazetesinin yarınki (7 Eylül 2012 Cuma) sayısında bulabilirsiniz...



:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

Ve benim düşünceme gelince: Kooperatif Belediyeye devredilirse, bundan sonra festivalleri Kooperatifin parasıyla Erikli Sahili’nde düzenleriz!.. ‘Mehtap, deniz ve rakı, oh ne hoş’ deriz!..
Rantçıların eline geçerse de sahildekilere deniz suyuyla karışık b.k içiririz…
Kalın sağlıcakla Erikli Sahili sakinleri…





5 Eylül 2012 Çarşamba

KAPALI ALANDA SİGARA YASAK, STRİPTİZ SERBEST(!)

Köşe yazımın tam metnini sadece Önder gazetesinin yarınki (6 Eylül 2012 Perşembe) sayısında bulabilirsiniz...

::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

Sandalyede oturanları bir futbol maçı izliyor sandım! Ancak karşı yön geldiğinde karşıma, bir bayanla karşılaştım… Kadeh başına ‘bilezik, lira, tura, sarı lira’ hak getire… Paralar gidiyor ‘bez’e! At üstünden bir bez parçası, ‘100 TL’ şaba size!..

:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

4 Eylül 2012 Salı

YOL YAPILANA KADAR: BENDEN TEMCİT PİLAVI…

Keşan-Erikli yolundaki gerçekleri merak edenler... Köşe yazımın tam metnini sadece Önder gazetesinin yarınki (5 Eylül 2012 Çarşamba) sayısında bulabilirsiniz...





:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

Saros Körfezi’ni ‘Turizm Koruma ve Gelişme Bölgesi’ ilan edenler… Şimdi sizlere sesleniyorum…
34 kilometrelik Keşan-Erikli yolunda 17 kör nokta var… Bunun ne anlama geldiğini hepiniz biliyorsunuzdur sanırım… Ancak bunu izah etmeden önce 34 kilometrelik yoldan günde kaç kamyonun geçtiğini sizlere bir izah edeyim…
2 Çeltik, 4 de İbrice Limanı’nda olmak üzere 6 taş ocağı var. Bu ocaklar günlük 113 araçla 515 sefer taşımacılık yapıyor, kamyon ve çekicilerle… Yani bir günde ortalama 1030 kamyon seyrediyor bu yolda… Hemen hesap yaptınız ve saat başına 43 aracın trafikte seyrettiğini hayal ettiniz değil mi? Ancak, üzgünüm… Hayallerinizi suya düşüreceğim… Çünkü alınan Trafik Komisyonu kararı gereği yüksek tonajlı bu araçların; pazartesi, salı, çarşamba ve perşembe günleri 20.30 ile 07.00 saatleri arasında; cumartesi ve pazar günleri de 17.00-07.00 saatleri arasında trafiğe çıkmaları yasak… Şimdi siz oturun hesap yapın… Saatte kaç aracın trafikte olduğunu matematiksel olarak hesaplayın…

::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

3 Eylül 2012 Pazartesi

DİL ‘GÖNEN’ DERKEN; YÜREK NASIL ‘KEŞAN’ DİYECEK!

Köşe yazımın tam metnini sadece Keşan'ın Neşe'si Gazetesi'nin bugünkü (3 Eylül 2012 Pazartesi) sayısında bulabilirsiniz...

1 Eylül 2012 Cumartesi

AİLE HEKİMLERİNİN CANI ÇIKANA KADAR…

Köşe yazımın tam metnini sadece Önder Gazetesinin bugünkü (1 Eylül 2012 Cumartesi) sayısında bulabilirsiniz... 

::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::


Hastalar Acil’e akın eder, doktorlar isyana gelir, istifalar basılır, doğaüstü bir olay yaşanır, bir telefonla ‘yetişin aile hekimleri!’ denilebilir… Tabii bunun için de Sayın Valimizin oluru gerekir! Gece Valimizi arayıp, ‘aman efendim bize acil aile hekimi lazım, atın bir imza da hastalar ölmesin’ mi diyeceksiniz… Yoksa… Bakanlık Devlet Hastanelerinde aile hekimlerinin nöbet görevlendirmesine bundan 17 gün önce resmi yazıyla son verdi… Olur alınmadan nöbet görevi verildiği takdirde, Devlet Hastanesi ‘resmi yazıya riayet etmemek’ lüksüne erişir… Hem de Bakanlığının resmi yazısına…


:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::